Söz konusu olamaz translate English
559 parallel translation
Bu Amerika için çok normal olabilir, efendim. Ama bizim için asla söz konusu olamaz.
Ah, that may be all very well for America, sir, but it would never do with us.
- Bu söz konusu olamaz.
- That is out of the question.
- Şu anda bir seyahat söz konusu olamaz.
- A trip now is out of the question.
- Söz konusu olamaz, kanuna aykırı.
- That's out of the question! - It's against the law.
Söz konusu olamaz.
Out of the question.
Söz konusu olamaz.
- It's out of the question.
- Söz konusu olamaz!
- Out of the question!
- Söz konusu olamaz - Tabii
- Completely out of the question.
Bu söz konusu olamaz. Onu hemen bana geri gönderin.
That's out of the question... send her back to me immediately.
Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç..... sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında..... sanığı yargılamanız söz konusu olamaz.
Remember also that you are not trying the accused for whatever views you may hold as to his relationship with Madame Grandfort except as it may affect this charge of murder.
- Söz konusu olamaz.
- It's out of the question. - Cary ─
Küçük Cassandra'm, bir erteleme söz konusu olamaz.
My little Cassandra, there can be no postponement.
Hayır, söz konusu olamaz.
No, it's out of the question.
Ne! Asla söz konusu olamaz.
Why, that's absolutely out of the question.
Ben sözümün adamıyım ve sözümden geri dönmem söz konusu olamaz. Güzel bir akşam yemeği değil miydi? Çok lezzetli.
That no matter what ultimately happened between us, if she was ever in trouble, she was to count on my help.
Söz konusu olamaz.
It's absolutely out of the question.
Cip söz konusu olamaz, kesinlikle.
A jeep is out of the question, absolutely.
Bu gece Roma'dan çık, ama uğurlama töreni söz konusu olamaz.
March out of Rome tonight, but the city tribute is impossible.
Böyle şeylere göz yummamız söz konusu olamaz.
We cannot openly condone such acts.
- Kesinlikle söz konusu olamaz.
- Absolutely out of the question.
Kesinlikle söz konusu olamaz.
Absolutely out of the question.
İltimal veremiyorum... bu... söz konusu olamaz.
I cannot presume... it would be... out of the question.
Sebepsiz yere birini öldürmem söz konusu olamaz.
I'm not killing anybody in cold blood.
" Kültür devrimini ihraç etmek söz konusu olamaz çünkü o Çin devriminin bir parçasıdır.
Exporting cultural revolt is impossible, as it belongs to China.
Sayın Başkan, eminim ki böyle bir yekün söz konusu olamaz dediğimde bütün topluluk adına konuşmuş olurum.
Mr Chairman, I'm sure I'm speaking for the whole of the community when I say that such a sum is out of the question.
- Risk almak söz konusu olamaz.
- Not to mention the risks.
- Söz konusu olamaz.
- Out of the question.
Tek kollu bir adam, söz konusu bile olamaz.
A guy with one arm ― out of the question!
Söz konusu bile olamaz.
It's quite out of the question.
Söz konusu bile olamaz.
It's out of the question.
Söz konusu bile olamaz.
Thing's entirely out of the question.
Korkarım bu söz konusu bile olamaz!
He's a witness for the prosecution.
Söz konusu bile olamaz.
Well, it's out of question.
Bu söz konusu bile olamaz.
That's out of the question.
Korkarım senin fikrin... söz konusu bile olamaz.
I'm afraid your idea... is out of the question.
Ama elbetteki bu söz konusu bile olamaz.
But that's out of the question, of course.
Söz konusu bile olamaz!
Out of the question!
- Söz konusu bile olamaz.
That was uncalled-for.
Unutun gitsin! Söz konusu bile olamaz! Büsbütün edebe aykırı.
No, no way, it's immoral.
Söz konusu bile olamaz. İşte.
It's out of the question.
- Söz konusu bile olamaz.
Out of the question
- Söz konusu bile olamaz adamlarım bundan hoşlanmayacaktır.
- My people won't stand for it.
Bu söz konusu bile olamaz evladım.
That's out of the question, my dear.
Gu, benim mekan söz konusu bile olamaz.
Gu, my place is out of the question.
Söz konusu bile olamaz.
Out of the question.
Maalesef Stanley, söz konusu bile olamaz.
Sorry, Stanley. It's out of the question.
Bu söz konusu bile olamaz.
But that is out of the question.
Lady, Sinyora, Frau, Miss, Söz konusu bile olamaz.
Lady, Senora, Frau, Miss, it's out of the question.
Üzgünüm ama, bu söz konusu bile olamaz.
Sorry, but that's out of the question.
Hayır, söz konusu bile olamaz!
No, it's out of the question.
Martha, bu söz konusu bile olamaz.
Martha, that's completely out of the question.