Teğmenim translate English
883 parallel translation
- Lütfen girin. Majestelerinin donanmasında teğmenim efendim. İçişleri Bakanlığı beni gizli bir görev için gönderdi.
Sir, I am Lieutenant in the navy of His Majesty the Ministry of Interior I was on a mission but it must reveal my identity
- Kapı kilitli, Teğmenim
- Door locked, Herr Leutnant
- Hareket yok, Teğmenim
- All quiet, Herr Leutnant
- Evet, Teğmenim.
- Yes, Herr Leutnant.
- Bir şey duyuyor musunuz teğmenim?
- Hear anything, Herr Leutnant?
- Teğmenim!
- Herr Leutnant!
- Hayır Teğmenim
- No, Herr Leutnant
Bir sürü ceket var, Teğmenim.
Plenty of coats, Herr Leutnant
Her şey hazır, Teğmenim
All ready, Herr Leutnant
Teğmenim, burada bir not var.
Herr Leutnant, there's a note here.
- Bir emriniz var mı, Teğmenim?
- Any orders, Herr Leutnant?
- Ben Çıkıyorum, Teğmenim!
- I'll get out, Herr Leutnant!
Tamam, Teğmenim!
All right, Herr Leutnant!
Teğmenim!
Herr Leutnant!
- Teğmenim?
- Herr Leutnant?
- Hayır Teğmenim.
- No, Herr Leutnant
- Teğmenim gitmelerine izin veremeyiz.
- Herr Leutnant, we can't let them go.
- Evet. Teğmenim
- Yes, Herr Leutnant
- Hayır Teğmenim.
- No, Herr Leutnant.
Evine kadar bırakacağım, Teğmenim
I'll take her home, Herr Leutnant
Hemen başlayalım mı, Teğmenim
Do we start now, Herr Leutnant?
- Siz ne dediniz Teğmenim?
- What did you say, Herr Leutnant?
Teğmenim, Burada patika var.
Herr Leutnant, it's a trail.
Emredersiniz teğmenim.
Yes, lieutenant.
Teğmenim, odalar.
Sir... Lieutenant, the rooms.
Şey, teğmenim!
Well, Lieutenant!
Gitmek için izninizi alabilir miyim, teğmenim?
Have I the lieutenant's permissión to leave, sir?
Teşekkür ederim Teğmenim.
And thank you, Lieutenant.
Bizzat. Teğmenim!
Hey, Lieutenant, sir!
Bu bir emir mi Teğmenim?
That's crazy, man! Is that an order, Lieutenant, sir?
Teğmenim...
Lieutenant, I- -
Teşekkür ederim.bu kibar davranışınıza sizin dikkatinizi bana çok yardımı olan... ilk teğmenim, bay Bush a çekebilirmiyim?
Thank you. May I call your attention to the gallant behavior of my first lieutenant, Mr. Bush?
Şimdi ne olacak Teğmenim?
What's going to happen, Lieutenant?
Teğmenim!
Lieutenant!
Teğmenim gelir misiniz?
Lieutenant! Come here.
Haklısın Teğmenim.
Yeah, I suppose you're right, Lieutenant.
Ona ne yapacaksınız Teğmenim?
What are you gonna do with her, Lieutenant?
Bol şans Teğmenim.
Good luck.
Teğmenim, bakın!
Lieutenant, look!
Şunu yuvarlasak olmaz mı teğmenim?
Lieutenant, how about making that a neat, round sum?
- Hayır, doğru söylüyorum teğmenim.
- No, that's a fact, lieutenant.
Ciddiyim teğmenim.
I told you that sir?
Bu çok fazla teğmenim.
Each man carries his share.
Konuşun benimle teğmenim. Bir şey söyleyin.
Talk to me lieutenant, sir.
Gelecek sefer teğmenim, sanırım ben trenle geleceğim.
Next time lieutenant, I think I'll take the train.
Devam edemeyiz teğmenim. Geri dönmek zorundayız.
We can't go on lieutenant.
Teğmenim, bu durumdan kurtulmalıyız.
Lieutenant, we're gonna get out of this.
Kurtulacağız değil mi teğmenim?
Aren't we lieutenant?
- Kaçalım mı teğmenim? - İndir o başını.
- Should we run for it lieutenant?
Hadi teğmenim, sıra sizde!
Come on lieutenant, it's your turn!
Teğmenim onu vurdular, Onu vurdular teğmenim!
Lieutenant they got him, they got him lieutenant!
teğmen 1876
tegmen 17
teğmen uhura 34
teğmen dan 16
teğmen kim 62
teğmen ro 16
teğmen o 20
teğmen columbo 19
teğmen martin castillo 29
teğmen starbuck 17
tegmen 17
teğmen uhura 34
teğmen dan 16
teğmen kim 62
teğmen ro 16
teğmen o 20
teğmen columbo 19
teğmen martin castillo 29
teğmen starbuck 17