Up translate English
1,007,466 parallel translation
Bekle, ayrılmadan önce, belki şunu söylemeliyiz...
Wait, before we split up, maybe we should say...
Ne yani, seni orada mı vurmamız gerekiyor?
So what, we're just supposed to shoot you up there?
Bu dünyada birikmiş tüm çöplerle mücadele etmenin, bir yolunu sunuyor.
It gives us a way to fight against all the garbage that's piling up in this world.
Ama kesin emin oldukları şey vazgeçmemektir.
But what they damn sure don't do is give up.
Beni bilirsin. Kapı da sıraya girerler.
You know me, got them lining up out the door.
Astroiti zamanında yörüngesinden saptırmak için bir yerçekimi çekicisi gönderemiyoruz.
We can't launch a gravity tractor up to the asteroid in time to divert it off its path.
Gönderin, uçurun... GT kütlesi, astroiti yörüngesinden çeksin.
Send it up, do a flyby, the mass of the GT pulls the asteroid off its trajectory.
Bu Tanz'da ki her kapıyı açar.
This opens up any door at Tanz.
Evet, neden bir salyangoza binip yola çıkmıyorsun?
Yeah, why don't you just saddle up a snail?
Neden parayı kendin vermiyorsun?
Why don't you just come up with the money yourself?
Croft bunun kendi saçından yukarı çekerek uçmaya..... çalışmaya benzediğini söylemişti.
Croft said it was kind of like trying to fly by pulling yourself up by your hair.
Evi darmadağın edilmiş ve bugün derse gelmedi.
His place is trashed, and he didn't show up for class.
Üzgünüm. Asistanın içeri aldı.
I, I'm so sorry, your assistant sent me up.
Toplantının bittiğini söyledi.
She said you were finishing up a meeting.
Sakın bunun içine etme.
Don't screw this up.
Sen gittikten sonra NASA'da ki arkadaşımı aradım Sırf senin hesaplamayı kontrol ettirmek için ve yaklaşık iki saat şu tuhaf ajanlar geldi.
When you left, I called my friend at NASA just to check your math and about two hours later, these spooks show up, no warrant, no nothing.
Ben kitlerim.
I'll lock up.
Yükleyin, çocuklar.
Load it up, guys.
Destek!
Back up!
Lazlo adında ki bir adam,... geçen gün kitapçıya geldi.
So, some guy named Lazlo just showed up at the bookstore the other day.
Binlerce bilgisayar simülasyonu yaptık ve patlama sırasında asteroidin parçalara ayırıp yok etme seviyesiini düşüreceğine inanıyoruz.
We've run thousands of computer simulations, and confidence is high that upon impact, the asteroid will break up into smaller fragments downgrading it from an extinctionlevel event.
Kilit altındalar.
They're locked up back there.
Sen sadece doğum günlerinde nadir ortaya çıkan..... bir yabancısın.
You're a stranger who occasionally showed up - for birthdays.
50'li yıllarda JPL elemanları roketleri denerken neredeyse kendilerini havaya uçuruyorlardı. Ama şimdi piyasanın sahibiler.
In the'50s, the JPL guys nearly blew themselves up testing rockets, now they lead the field.
Bir şeyler patlatmaya.
- To blow something up.
Ve bu işe yaramazsa lanet şeyi patlatıp geçeriz.
And if that doesn't work, we blow the damn thing up.
Bu zeki insanlara, ahlaki yapımızı bozmadan bir çözüm yolu ürütebilmeleri için daha fazla zaman vermemiz gerektiğini biliyorum.
I know that we have to give great minds the time to come up with a solution that doesn't compromise our moral fabric.
Croft uyan.
Croft, wake up.
Uzun süredir vazgeçmiştim.
I had long given up on this.
Ve şimdi, seni dinlediğim için, Kıçlarımızı kurtarmak için son şansımızı kelimenin tam anlamıyla alevler içine attık.
And now, because I listened to you, our last chance to save our collective asses has literally gone up in flames.
Liste şu an geliyor.
The list is coming up right now.
Ve eğer bu işe yaramazsa, lanet şeyi patlatırız.
And if that doesn't work, we blow the damn thing up.
Ne ile meşgulsün?
What are you up to?
Tamirci tıkanmış bir boruyu düzeltmek için orada, Ve sonra kayboldu ve biliyorsun, Müşterisiyle bazı cinsel şeyler yapmaya başlar.
The repairman is there to fix a clogged pipe, and then gets sidetracked and, you know, winds up doing some sexual stuff with his customer.
Şey, partiyle ilgili.
Sure, yeah, what's up, bud?
Ama bu parti Jasper'la ilgili. Ve sadece çok rahat hissettiğini sanmıyorum Şu anda onun çevresinde.
Real happy to hear those are firming up for her, but this party's about Jasper, and I just don't think he's feeling very comfortable around her right now.
Bu arada, orada yağlı Salı günü gülümsüyorsun Pulkritudinöz karın yumruğunuzla.
Meanwhile you're over there laughing it up on Fat Tuesday with your pulchritudinous belly bump.
- Bir çift gibi dövüşüyorsunuz Düz-üstü yığılmalar.
- Y'all fight like a couple of straight-up chumps.
Partinizi bozduğum için özür dilerim.
I'm sorry for busting up your party.
Hepiniz ne hakkında sinirlendiriyorsunuz?
What are you all hyped up about? It's no big deal.
Hiç kaşıklarını kıçına koydun mu?
You ever had a spoon up your butt?
Bazen "F" lerim ve "G" lerim karıştı.
Sometimes I get my "F" s and my "G" s mixed up.
Sarma yapabilir miyiz
Can we wrap it up?
Erica, şu an masanın üstünde kalk.
Erica, get up on the table now.
Her ihtimale karşı onları orada bantlayacağım.
I'm gonna tape them up there just in case.
Tamam, şimdi, oraya üst üste koyduğum şeyler Zaten orada olanlardan biraz daha serin, Bu yüzden yerleşmek için birkaç dakika vereceğim.
Okay, now, the stuff that I put up there on top is a little bit cooler than what was already in there, so I would give it a couple of minutes to settle.
Sen de burada duyabiliyorsun.
You can hear it up here, too.
- Karın berbattı.
- My tummy was all messed up.
Ama bak, burada cennette daha iyi şeyler olamazdı.
But look, things couldn't be better up here in heaven.
Tamam, bunu birazdan silecek miyiz
Okay, are we winding this up soon?
Bana yardım eder misiniz?
Will you help me up?