Us translate English
541,837 parallel translation
Pekala, tamam, bu bize belki 15 dakika falan sağlar.
All right, okay, that bought us maybe, like, 15 minutes.
Babam bizi buraya korumak için taşıdığını söylediğinde, bizi senden güvende tutmayı kastettiğini hiç düşünmemiştim.
When my father told me he moved us here to protect us, I never dreamed he meant to keep us safe from you.
Onlar her kimse, Senatör Organa onların gitmek istedikleri yere gittiklerinden ve bizden yakıt aldıklarından emin olmak istiyor.
Whoever they are, Senator Organa wants them to get where they're going, and he's trusting us to get them fuel.
Eğer bize güveniyorsa, bizi neden bilgilendirmiyor?
If he trusts us, why is he keeping us in the dark?
Hadi bizi bulmadan onu havaya uçuralım.
Let's blast it before it spots us.
Gücü keseceğim böylece bizi tarayamaz.
I'll power down so it can't scan us.
- Bizi gördüğünü sanmıyorum.
I don't think it saw us.
- Tam da üzerimize doğru geliyor.
It's headed right for us.
Kuleyi yapan bizdik fakat Savaş gemisi işi işlediğimiz iddia edilen bir suç.
The tower wasn't us, but the Star Destroyer, guilty as charged.
Bu işi hepimiz için zorlaştırıyorsunuz.
You're making things harder for all of us.
Bizden ne yapmamızı bekliyordun?
What did you expect us to do?
O zaman göreviniz için bu kadar hassas davranacağınıza bize biraz daha detay verseydiniz fena olmazdı.
Well, maybe you should have given us a few more details instead of being so sensitive about your assignment.
Droidin biraz önce bizi aşağıladı mı?
Did your droid just insult us?
Ekibim elinden gelenin en iyisini yaptı fakat bize devam etmemiz için çok fazla bilgi vermediniz.
My crew did the best we could, but you didn't give us much information to go on.
Bak, o araştırma robotu büyük ihtimalle özellikle bizi arıyordu.
Look, that probe, it was probably looking for us, specifically.
- Size yardımcı olalım Kaptan.
Let us be of assistance, Captain.
Eğer droidime yardım ederseniz bizi buradan götürebilirim.
If you could help my droid, I'll get us out of here.
Artık sadece biz kaldık.
It's just us now.
Hemen üzerimizde.
He's on top of us.
O iyon topunun etkisinden birazdan kurtulur fakat bize biraz zaman kazandırdın.
He'll recover from that ion blast, but you bought us some time.
Bizi serbest bırakabilir misiniz?
Can you break us free?
Bizi takip edin.
Follow us in.
Eğer ondan asilerin üssünü deşifre edemeyeceksem o zaman onu bizi oraya götürmesi için kullanırım.
If it cannot divulge the location of their rebel base, then I will use it to lead us there.
Olasılıklar lehimize.
The odds are with us.
Astromekin bizi Anka Filosu'na sonra da asi üssüne götürmesi artık bir zaman meselesi.
It is only a matter of time before the astromech leads us to Phoenix Squadron and then their rebel base.
- Hepimizin birlikte gitmesi akıllıca mı? - Ne?
Is it wise for all of us to go?
Umalım da bir dahaki sefer olsun.
Let us hope there is a next time.
Sonuçta bizi kurtaran o oldu.
After all, he got us out of the hold.
Başarılı olmamız için bize hazırlanmamızda yardımcı olmanı istiyorum.
I need you to help us prepare if we're going to be successful.
Eğer hayatta olsaydı, susuz bir dünyada saklanmak yerine bize yardım etmek istemez miydi?
If he was alive, do you think he would be hiding on some backwater world instead of helping us?
Çok fazla şey buna bağlı hem Lothal hem de bizim için.
There's too much at stake, for Lothal and for us.
Chop, bizi indir.
Chop, take us in.
Chop, bizi etrafından dolaştır.
Chop, bring us around.
Chop, bizi indir.
Hey, Chop, take us down.
Bana Sithler'i yok etmemize sizin yardımcı olacağınızı söylediler.
They said you would be the one to help us destroy the Sith.
O bizim intikamımızı alacak.
He will avenge us.
Son kez bu olduğunda, İmparatorluk bizi Garel'de tuzağa düşürmüştü.
The last time this happened, the Empire ambushed us on Garel.
Eğer beklersek bizi parçalara bölerler Komutan.
If we wait, they'll cut us to pieces, Commander. Go.
Eğer bu gerçekse, bizim için bir kaçış olmayacak.
If that is true, there will be no escape for us.
Şimdi, hadi başlayalım.
Now, let us proceed.
Thrawn'la kafa kafaya çarpışacak güce sahip değiliz fakat bizi güvenli bir yere götüreceğim.
We don't have the strength to meet Thrawn head-on, but I will get us to safety.
Bu onların güçlerinin bölünmesine ve bizim de kaçmamızı sağlar.
That should divide their forces and enable us all to escape.
Yani bizi ölüme mi terk edeceksin?
So you're just gonna let us die?
Onların kruvazörleri bize gelmek zorunda kalacak.
Their cruisers will have to come to us.
Hera, onların Yasaklayıcı kruvazörleri önümüzü kestiği sürece geçemem.
Hera, I can't get through as long as those Interdictor cruisers are cutting us off.
Fakat efendim Amiral Thrawn pozisyonumuzu korumamızı emretti.
But sir, Admiral Thrawn ordered us to maintain our position.
Hayatta kalmamıza yardım et Bendu.
Help us survive, Bendu.
Savaşmamıza... yardım... et.
Help... us... fight.
- Ben de. Bize yaşayacak yeni bir yer bulmak için çok çalışıyor.
She is working very hard to find us a new place to live.
Yapamam KGB, Raymond ile olan ilişkimi ortaya çıkardı. bu da demek oluyor ki ABD İstihbaratı da biliyor.
The kgb uncovered my affair with Raymond, which means us intelligence knows as well.
Önümüzü kapatıyorlar!
They're cutting us off!
üstünde 26
üstad 57
usta 624
üstadım 40
üstüne 19
üşüyorum 163
usandım 18
üstüme gelme 43
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstad 57
usta 624
üstadım 40
üstüne 19
üşüyorum 163
usandım 18
üstüme gelme 43
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
uşak 29
üstüne üstlük 16
üşüdüm 113
üstelik 366
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
uslu dur 131
üstünü giy 19
üstü kalsın 270
üstüne bastın 27
üstüne üstlük 16
üşüdüm 113
üstelik 366
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
uslu dur 131
üstünü giy 19
üstü kalsın 270
üstüne bastın 27
üşüdün mü 91
ustam 16
üstüme iyilik sağlık 18
uslu ol 70
üstümü değiştireceğim 19
üstat 86
uslu durun 40
üşüteceksin 54
usta fang 25
usta wong 67
ustam 16
üstüme iyilik sağlık 18
uslu ol 70
üstümü değiştireceğim 19
üstat 86
uslu durun 40
üşüteceksin 54
usta fang 25
usta wong 67