Yanlışlıkla oldu translate English
175 parallel translation
Affedersiniz, yanlışlıkla oldu.
Oh, excuse me, it's a mistake.
Afedersin, yanlışlıkla oldu.
Forgive me, I stepped on it by mistake
Affedersin, yanlışlıkla oldu.
Oh, excuse, it's a mistake.
Yanlışlıkla oldu. Tekrar ediyorum, yanlışlıkla oldu.
It is a mistake.
Yanlışlıkla oldu tatlım.
Oh, well, it was an accident, dear.
Yanlışlıkla oldu!
I'm sorry, I didn't mean to
- Yanlışlıkla oldu.
- Didn't mean to.
- Yanlışlıkla oldu dostum.
- It was a mistake, buddy.
Yanlışlıkla oldu.
My hand slipped.
Yanlışlıkla oldu.
Mistake.
Yanlışlıkla oldu.
And now it's my fault too.
Birader Hung, yanlışlıkla oldu!
Brother Hung, I didn't mean it
Yanlışlıkla oldu usta!
I don't mean to
- Yanlışlıkla oldu, tamam mı?
It was a mistake, all right?
Yanlışlıkla oldu.
IT WAS AN ACCIDENT.
pardon, yanlışlıkla oldu...
Sorry, I do not intend to...
Yanlışlıkla oldu.
Bit of an accident.
- Yanlışlıkla oldu!
- lt was a mistake!
Yanlışlıkla oldu.
It was an accident.
Arvid, yanlışlıkla oldu.
Arvid, it was a mistake.
Çocuk azıcık viski içti, yanlışlıkla oldu.
A kid and a half this, no mistake.
Yanlışlıkla oldu ama yapıştırdım.
It had a little accident, but I taped it back together.
- Yanlışlıkla oldu.
- I didn't mean to.
Evet! Ama bunların hepsi yanlışlıkla oldu.
Yes, but it was all... it was a mistake.
Lütfen- - Yanlışlıkla oldu!
Denise, please don't- - It was an accident. Denise- -
Özür dilerim.Bu yanlışlıkla oldu.
I'm sorry. That was uncalled for.
- Yanlışlıkla oldu.
- lt was an accident.
Yanlışlıkla oldu.
He accidentally slipped through.
Tamamen yanlışlıkla oldu onu itmem. ve kim bilir, belki çok kötü biri değildir. belki iyi bir büyükanne
I guess it was wrong trespassing and if push and who knows, maybe not so bad perhaps a grandmother
- Biliyorum, yanlışlıkla oldu.
- I know, totally by accident.
Tabii ki yanlışlıkla oldu.
Of course it was by mistake.
Yanlışlıkla oldu.
It was a mistake.
- Yanlışlıkla oldu.
- It was an accident.
- Yanlışlıkla oldu kızım.
It was an accident.
Yanlışlıkla oldu.
It's a mistake.
Yanlışlıkla oldu, sen de bana vur.
Mistake. Hit me if you want
- Üzgünüm, yanlışlıkla oldu.
I'm sorry, I didn't... What's your problem, man? I didn't mean to do...
Yanlışlıkla oldu.
Didn't want- -
- Belki yanlışlıkla oldu.
- and now I'm being accused of treason. - Maybe it was an accident.
- Yanlışlıkla oldu.
- I didn't mean it.
Yanlışlıkla oldu.
It was just a mistake.
Ups, özür dilerim. Yanlışlıkla oldu.
Sorry, it was an accident.
- Belki de yanlışlıkla oldu.
Maybe it was a mistake.
Yemin ediyorum yanlışlıkla oldu.
It was an accident, I swear.
- Size ne oldu? - Tuvaleti arıyorduk ve yanlışlıkla buraya girdik.
We were looking for the toilets and wandered in by mistake.
Geçmişim... birkaç yanlışlıkla karmakarışık oldu.
My past... has been riddled with mistakes.
Ben iki tane aldım, Tony'ye iki tane verdim ve 15 - 20 tanesini yanlışlıkla lavaboya düşürdüm. Kazara oldu yani.
Look, I took two, gave Tony two, and I accidentally dropped 15 or 20 down the sink.
Yemin ederim yanlışlıkla oldu.
I didn't mean it, I swear. All right?
Objektif kapağını yanlışlıkla cektiğim için böyle oldu.
It only turned out this way because I accidentally dragged the shutter.
Başkanın yemek odasında yanlışlıkla vurulan koruma görevlisi ölmedi ve bir sonraki başkanın koruma şefi oldu.
The President guard he purposely didn't shoot in the dining room survived to become the next President's Chief Bodyguard.
Yanlışlıkla oldu.
Okay Okay.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25