Yapacak çok işim var translate English
504 parallel translation
Yapacak çok işim var.
- Wait a minute!
Acele et. Hâlâ yapacak çok işim var.
Mr. Zhong, hurry, hurry up
Yapacak çok işim var.
I'll have plenty to do.
Yapacak çok işim var, önemli şeyler.
I've got lots to do, important things.
Yapacak çok işim var.
I've got a lot to do.
Pekala, Sana şu Beşbin doları vereceğim... Çünkü yapacak çok işim var ama kavga edecek zamanım yok.
All right, I'm going to give you that five thousand dollars... because I've got a lot of work to do and no time for fighting.
- Yapacak çok işim var.
- l've got too much to do.
Yapacak çok işim var
I have a lot of work to do.
Yapacak çok işim var.
I have a lot of work to do.
Yapacak çok işim var.
I have work to do.
Yapacak çok işim var.
I want to be alone.
- Yapacak çok işim var. Daha eşyalarımı toplamadım.
- I still haven't packed.
Bahse girerim öyle, ama bu gece yapacak çok işim var.
I'll bet it does, but I got work to do tonight.
Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
You know I've only got an hour, and I've got lots to do.
Benim yapacak çok işim var.
I've got a lot of work to do.
Yapacak çok işim var.
I haVe many things to do, Captain Riley.
Akşam yemeğinden önce yapacak çok işim var.
I've got a powerful lot to do before supper time.
Yapacak çok işim var.
Well, I * ve got a lot to do.
Bakın, yapacak çok işim var.
- I've got a lot to do.
Yola çıkmadan önce yapacak çok işim var.
I have a lot to do before I leave.
- Gelemem, yapacak çok işim var.
I can't. I've lots to do.
Sakıncası yoksa, yapacak çok işim var, gerçekten.
If you don't mind, I really have a lot of work to do.
Oh, hayır, burada yapacak çok işim var.
Oh, no, I've got loads to do around here.
Benim de yapacak çok işim var.
And I have so much to do.
Yapacak çok işim var!
I've got better things to do!
Bugün yapacak çok işim var.
I've got a lot to do today.
- Hayır, yapacak çok işim var.
I have too much to do in view of recent developments.
Yapacak çok işim var.
I have lots of things to do.
O kadar erken değil. Yarın yapacak çok işim var.
Ah, I expect morning, for a visit.
- Yapacak çok işim var.
- Lot of good that'll do.
Yapacak çok işim var.
I got a lot of work to do.
Kusura bakma delikanlı, yapacak çok işim var. İstasyon Amiri tıraş olmak için Leeds'e gitti. Perks bu konuyla ilgilenmek zorunda.
Well just excuse me young man, I've got a lot to do cos the Station Master's having his hair cut in Leeds, you see and Perks must be about it.
Yapacak çok işim var.
I've got a lot to do ;
Yapacak çok işim var.
I have a lot of things to take care of.
üzgünüm, daha yapacak çok işim var peki
Sorry, I will have to go All right
Biliyorum.Yapacak çok işim var.
I know. I have a long way to go.
Yapacak çok işim var.
I have a lot to do.
Yapacak çok işim var.
I've got too much to do.
Yapacak çok işim var.
I've got a lot of work to catch up on.
Şimdi, izin verirseniz, yapacak çok işim var.
Now, if you will excuse me, I have a great deal to do.
Yapacak çok işim var.
I've got work to do.
- Çabuk, yapacak çok işim var.
- Hurry up, I got a lot of things to do.
Ama benim yapacak çok işim var.
But I've got work to do.
Bugün yapacak çok işim var.
I got a lot to do today.
Canım, yapacak öyle çok işim var ki.
Darling, I've got so much to do.
Yapacak o kadar çok işim var ki...
I've so many things to do...
Yapacak çok çok işim var.
So much to do, so much to do.
Hala yapacak bir çok işim var.
I've still got a lot of work to do.
Yapacak çok işim var.
I've got some heavy chores to do.
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
I've a few more things to do, but it won't take long.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
I'm very tired. A lot of important business to do.