Yasıyorsun translate English
7,729 parallel translation
- Burada mı yaşıyorsun?
- You live here?
Bizim çatımızda yaşıyorsun.
You're living under our roof.
- Yaşıyorsun.
You're alive!
Neden 40 yaşında olduğum gerçeğini ve bebeğin başının Frida'mdan çıktığını atmıyorsun?
Why not throw in the fact that I'm 40 and a baby's head came out of my Frida?
- Lauren'in ailesiyle mi yaşıyorsun yani?
Wow, you live with Lauren's parents?
İK'daki dosyada 26 yaşında olduğun yazıyor ama 40 yaşında biri gibi yazıyorsun.
Your HR file says you're 26, but you write like a 40-year-old.
Liza, bir gölge dünyada yaşıyorsun ve bazen gölge kurallarla oynamak zorunda kalırsın.
Listen, Liza, you're living in a shadow world, and sometimes, every now and then, you have to play by shadow rules.
Aborjin komşularınla sorun mu yaşıyorsun?
Having problems with your Abo neighbours?
Tek parasızsan önce bir insan gibi yaşıyorsun bile
Even if you're penniless live like a human first.
- Nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
- Onunla beraber mi yaşıyorsun?
Are you living with him now?
Hey, 42 yaşıyorsun?
Hey, do you live in 42?
- Yaşıyorsun!
- You're alive!
Ve bu muhteşem şehirde yaşıyorsun, tamam mı?
And you're living in this amazing city, okay?
Bizim aramızda yaşıyorsun ama bizden biri değilsin.
You lived among us, but you were never one of us.
- Ne zamandır burada yaşıyorsun, ha?
- How long have you lived here, huh?
Ne zamandır burada yaşıyorsun?
How long have you lived here?
Burada mı yaşıyorsun?
What, do you live here?
- Sanki başka gezegende yaşıyorsun.
You seem like you're from another planet.
Yine bir serüven yaşıyorsun Frank.
You're having an episode again, Frank, aren't you?
Ama baba, sen burada yaşıyorsun.
But, dad, you live here.
Yaşıyorsun.
( Sighing )
Yaşıyorsun!
( Whimpering )
- Bir otel süitinde yaşıyorsun!
You live in a hotel.
Orada bir deli gibi yaşıyorsun.
- You live in there like a crazy person.
- Peki Doris nerede yaşıyorsun?
So, Doris, where do you live?
13 yaşındaki birinden flört tavsiyleri alıyorsun.
You appear to be taking dating advice from a 13-year-old.
Evlendikten sonra, babanın evinden ayrılıp başka bir adamın evinde yaşıyorsun. Yeni biriyle ilgileniyorsun, ne kadar aptalca!
Leaving your father's home after getting married and living in another man's house taking care of that new one... how foolish...
Akciğerlerinin bu saçmalığı yapabileceğini sanıyorsun. Kalbin bunu kaldıramaz, 70 yaşındasın sen!
... you think your lungs are fit to do all this nonsense your Heart cannot take it, you are 7O yrs o | d...!
Babanla mı yaşıyorsun?
Do you live with your dad?
babanla mı yaşıyorsun?
Do you live with your dad?
Yani annenle İngilterede yaşıyorsun?
So you live with your mother in Britain?
Korkularınla yaşıyorsun.
You live in fear.
Oksijen yetmezliği yaşıyorsun.
- You're oxygen deprived.
Hayal aleminde yaşıyorsun!
It's a delusion!
Hâlâ onunla yaşıyorsun demek?
So, with that, you still live, eh?
Bu şekilde nasıl yaşıyorsun anlamıyorum Malcolm.
I don't know how you can live with it, Malcolm.
- New York'ta mı yaşıyorsun?
Do you live in New York?
- Bu yüzden tüm tedavin ikiye, üçe katlanmalı çünkü keyfi yaşıyorsun ve bu para gerektiriyor. Hepsi altında mide bulandırıcı bir kızarıklık olan o koca göbeğine gidiyor. Ve yüzlerce, binlerce kiloya çıkıyorsun.
~ So all that medication has to be doubled, trebled, because you've made a lifestyle choice and it all costs, right down to that cream for that disgusting rash under your belly, hundreds and hundreds of thousands of pounds.
Dostum, karaya oturmuş bir teknede yaşıyorsun, rutine bağlamışsın.
Buddy, you're living on a land boat, stuck in a rut.
Baksana, hayatını yaşıyorsun, ben de yanındayım.
Look at you, you're living your life, you have me.
O sahte tavşanı oğlumun öldürdüğünü sanıyorsan sikik bir hayal dünyasında yaşıyorsun demektir.
And if you think that my son killed the fake-ass rabbit, then you're living in a fucking fantasy.
Sen benim lütufumla yaşıyorsun.
You live by the grace of me.
O zaman benim yaşadığımdan başka ülkede yaşıyorsun.
You living in a different country than me then.
- Sen anan babanla mı yaşıyorsun?
- You live with your mom or dad?
Burada mı yaşıyorsun?
Do you live here?
Nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
- Ama artık Amerika'da yaşıyorsun.
You live in America now.
Çünkü kötü olduğunu düşünmüyorum. Bence insanları korkutuyorsun, çünkü hayal aleminde değil de gerçek dünyada yaşıyorsun.
I think you scare people, because you live in the real world instead of up your butt.
Popüler ama ruhsuz bir sporcu ile çıkıyorsun. Sadece baban ile yaşıyorsun, kardeşin yok. Çünkü annen gittiğinde çok küçüktün.
You're dating a jock-politician who's popular but soulless. when you were very young.
Hâlâ eski bir nehir dubası saçmalığında mı yaşıyorsun?
Still living in the bilges of an old river barge?
yaşıyorsun 145
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97