Yaşiyorsun translate English
50 parallel translation
YAŞIYORSUN!
YOU'RE ALIVE!
NASIL YAŞIYORSUN SEN? Görüyor musun? İlham ne zaman gelecek hiçbir zaman bilemiyorsun.
Never know when inspiration will strike.
Burada mi yasiyorsun?
Do you live here?
Benimle yasiyorsun su anda... ve sende su sokak serserisi arkadaslarinla artik takilmiyorsun.
You're living with me now... and you're not gonna go sliding around with your white hoodlum friends.
Burada tek basina mi yasiyorsun?
Do you live in this building all by yourself?
Burada tek basina yasiyorsun ha?
You live here all by yourself, do you?
Annenle mi yasiyorsun?
You live with your mother?
Nerede yasiyorsun?
Where do you live?
Geçmiste yasiyorsun, adamim.
You're living in the past, man.
Sadece ben izin verdigim için... yasiyorsun. - Sakin ol bakalim Hank!
- Now, now, now, Hank!
Hala yasiyorsun.
You're not dead.
Devereaux, yasiyorsun.
Devereaux, you're alive.
Nerde yasiyorsun, adamim?
Where do you live, man?
Yalniz mi yasiyorsun?
Do you live alone?
hala gecmisindeki seytanlarla yasiyorsun.
you are still hounted by the demons from your past.
Poker evinde yasiyorsun...
You live in the Poker House.
Yüzünde sakal, elinde piponla. O kizla sirf farkli oldugunu göstermek için ask yasiyorsun.
Walking around with your pipe and your beard, falling in love with that girl just to show how interesting you are.
Sen yasiyorsun.
You're still alive.
- Sen hayatini bir hic ugruna yasiyorsun, asagilik adam.
- You're living your life in vain, hombre.
Yasiyorsun!
You're alive!
Çünkü sen kendi gerçekliginde yasiyorsun.
'Cause you live in a bubble. Okay? Take a look at yourself.
Nasil bir memnuniyet yasiyorsun?
How to satisfied?
Burada mi yasiyorsun?
You living here?
Ne zamandan beri burada yasiyorsun?
How long have you lived here?
Yok tabii ki, fildisi kulesinin tepesinde yasiyorsun, umurunda olmadigini biliyorsun.
! No, you shit! You live up here in this ivory tower!
Sen hangi donemde yasiyorsun?
Which era are you living in?
Neden yasiyorsun?
Why do you exist?
Boyz II Men, sever misin sevmez misin? Kusura bakma, frekanslarla sikinti yasiyorsun anliyorum ama ailemi öldürdükten sonra benim pesime düsen havadan olusmus hayalet vampir bir canavar var ve bana gerçekten elle tutulur, kullanisli bir seyler vermene ihtiyacim var. Severim.
- Boyz ll Men, for or against?
Annenle birlikte yasiyorsun, kocan rehabilitasyonda, bir grup ezikle zemin katta tikali kaldin,...
You're living at home with your mom, your husband's in rehab, you're stuck down in the basement with the losers.
Sen yalnizca kendin için yasiyorsun.
You stand for yourself alone.
Fakat sen yasiyorsun.
And yet you live.
Evde sorun mu yasiyorsun?
Trouble at home?
Private, Private! Yasiyorsun!
Pawn, you're alive!
Private, yasiyorsun!
Pawn, you're alive!
Sen burada yasiyorsun degil mi?
You live here, right?
Güzelligin dehanin yaninda soluk kaliyor ve güzelligin de oldukça kayda deger ancak zekani ortaya koydugundan bu gibi bulmaca ve bilmeceler için yasiyorsun.
Your beauty pales beside your genius, and your beauty is very considerable, but you live for such puzzles and enigmas as will exert your wits.
- Demek yasiyorsun.
So, you're not dead.
bununla nasil yasiyorsun?
How do you live with yourself?
Yoksa hala ailenle mi yasiyorsun?
You still live with your parents?
Artik, Tituba serbest kaldi, ihanetinin ödülünü aldi, sen ise bir hayvan gibi yasiyorsun, izleniyor ve korkuyorsun.
Now, Tituba's released, rewarded for her treachery, and you live like an animal, hunted and fearful.
Johnny, dünyanin en zengin sehrinde yasiyorsun.
Johnny... You live in the richest countries.
Yasiyorsun.
You're alive.
Krallar gibi yasiyorsun demek.
Living like a king, then.
- Onunla ayni odada yasiyorsun.
You live in the same room as him.
Sen bir çati katinda dört kisi ve bir tuvaletle yasiyorsun.
I have my own home. You live in a loft with four guys and a urinal.
Bu kadar bilgisiz olamayacak kadar uzun süredir burada yasiyorsun.
You've lived here too long not to have any insight.
Sen yasiyorsun ve bu nasil oluyor bilmiyorum.
You are alive I do not know how.
Yasiyorsun.
You are alive.
- Yasiyorsun!
- Duh! - You're alive!
yaşıyorsun 145
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97