Yok efendim translate English
2,899 parallel translation
Burada yok efendim.
He's not here, sir.
Bağlantı yok efendim
No contact, sir.
Sorun yok efendim.
It's fine.
Fikrim yok Efendim.
I have no idea, madam.
Saygısızlık etmek istemem ama izninize ihtiyacım yok efendim.
- All due respect, sir, I don't need your permission.
Bunun affedilecek tarafı yok efendim.
It was- - no excuses, ma'am.
Hiç şüphe yok efendim.
Without a doubt, sir.
Yok efendim, benim babam yok...
No, sir, but I too don't have a father...
Yok efendim, ben sanatkar değilmişim de, bilmem ne.
No sir, they wouldn't call me an artist.
- Gerek yok efendim.
- It's okay, ma'am.
Şimdi biraz keyfi yok efendim, benden sizinle...
He's indisposed at the moment Sir, he's asked me to...
Açıklayacak zamanım yok efendim, isterseniz şöyle yapalım ben size bütçeyi ve teklifi çıkartayım sonra birlikte oturur son kararı veririz.
I'll pick up a budget and a proposal and then I'll give it to you tomorrow after I huddle up with her on it.
- Yok efendim. Bu talep Başkan Yardımcısı'nın makamından geliyor.
This is a request from the Vice President's office.
Bir şey yok efendim.
There's nothing, sir.
Yok efendim çaya tomurcuk koyma.
No more bergamot for you?
Yok efendim sinirlenince papatya iç.
Now it's chamomile for your nerves!
Steve için "S" yok efendim.
Not "S" for Steve, sir.
- Bir cevabım yok efendim.
- Chief, I do not have an answer.
Maalesef burada o isimde kimse yok efendim. Hayır.
No, there doesn't seem to be anyone here by that name, sir.
Henüz yok efendim.
Not yet, sir.
- Hayır efendim alakası yok
No, sir, that's'not what it was!
Yok edildi! Sanırım Mobydick i vurduk efendim
I think you got Moby dick, sir.
Korkarım ki buna bir cevabım yok, efendim.
I'm afraid I don't have an answer to that, sir.
Efendim, yönlendirme sietemimiz yok.
Sir, we have no guidance system.
Henüz bir şey yok, efendim.
- Nothing yet, sir.
Yapmak isterdima am zamanım yok, efendim. Bingham ailesiyle halı alacağım.
I really do wish I had the time, sir, but I have to take the Binghams carpet shopping.
Efendim... Necronomicon yakında yok olacak.
Sir, the Necronomicon will soon be destroyed.
Efendim buna gerek yok.
Sir, that won't be necessary.
Gerek yok, efendim. Bunun daha sakin bir yolculuk olacağına eminim.
Oh, that won't be necessary, sir.
Teşekküre gerek yok. Efendim, ben...
Sir, I- -
Efendim, elimizde koordinatlar yok.
Sir, we don't have the coordinates.
Kimse yok, efendim!
There is no one, boss.
Benim zamanım yok. Tamam efendim.
No, ma'am, that's fine.
Efendim onu yok etmek mümkün değil.
He is indestructible Lord Ram.
Şu anda bunun önemi yok, efendim!
- That doesn't matter now, sir.
yeni gelenle tanisiyoruz efendim buna gerek yok herkes kendi hücresine gitsin.
we are introducing us to the newcomer, sir. no need for all that. everybody go to your cell.
daha kötüsü kizlari taciz etmis efendim onu bizim elimize verin biz onunla basa cikariz onlar kafasina cekicle vururlar alcak herif senin yasindaki insanlar para icin her türlü seyi yaparlar genclerin hayatta bazi hedefleri olmali fakat hic yok.
molesting girls. hand him over to us, sir. we will handle him.
Efendim, yuvarlanmanıza gerek yok.
Sir, you needn't wallow.
- Adamın oğlu yok. - Efendim?
Yeah? He doesn't have a son.
Efendim, Ryder'dan iz yok.
Sir, there's no sign of Ryder.
Efendim, hem çocuklara, hem de ekibinize yer yok.
Sir, there's not enough room for your team and them.
Fakat bizim süratli bir teslimatımız yok, efendim.
But we don't have an express delivery, sir.
- Hiçbir bilgim yok, Efendim.
- I've not heard of anything, sire.
Acıklı bir hikayem yok, efendim.
I have no tale of woe, sir.
Ortağım falan yok, efendim.
I have no people, sir.
Yok, efendim.
No, Sir.
"Efendim" e gerek yok.
Forget the "sir" stuff.
Afedersiniz efendim, ama bu isim altında hiçbir şey yok.
I'm sorry sir, I have nothing about that name.
- Yok bir şey, efendim.
- Nothing, sir.
- "Hiç kayıp yok" efendim.
- "No one missed", sir.
Bana "efendim" demene gerek yok.
You don't have to call me ma'am.