Yola çıkalım translate English
321 parallel translation
Hadi yola çıkalım.
Let's hit the road.
Yola çıkalım.
Come on. Shove off.
Yola çıkalım.
Let's get going.
Hadi yola çıkalım.
Come on, get a move on.
- Yola çıkalım mı?
- Shall we start?
Yola çıkalım.
Let's be off.
Haydi yola çıkalım.
Let's leave.
Bence hemen yola çıkalım.
I say, let's go right ahead.
Elmaları alıp yola çıkalım.
Let's grab the apples and get going.
Yola çıkalım, Travis.
Let's get going, Travis.
- Yola çıkalım.
- Take it away.
- Hemen yola çıkalım.
- We'll get started right now.
Haydi, yola çıkalım.
Let's get moving.
Sadece geri dön ve tekrar ana yola çıkalım.
Just turn round and drive back to the main road.
Hemen yola çıkalım, Kazar.
Let us be on our way, Kasar.
Pekala, yola çıkalım.
All right, let's take off.
Yola çıkalım.
Let's get moving.
En iyisi yola çıkalım.
We'd best be on our way.
Artık yola çıkalım.
Better get moving.
- Yola çıkalım, Kaptan.
- Let's get going, Captain.
Yola çıkalım.
Let's get under way.
Biz de yola çıkalım.
Time we took off, too.
Şimdi, Dubno yoluna doğru Mykola ile buluşmak üzere yola çıkalım. Yemin ederim ki her şey yolunda gidecek.
Now, we ride to join Mykola on the road to Dubno and I swear it will all be settled.
Lavaboya bir uğrayayım da, sonra yola çıkalım.
Let me visit the powder room and we'll be on our way.
- Yola çıkalım Stebbings.
- Let's get under way, Stebbings.
Sabah erkenden yola çıkalım.
We're leaving early in the morning.
Hazırsanız, Assessium'a doğru yola çıkalım, adamlarım kalan yolda size eşlik edecek.
And if you're ready we'll travel to Assessium and then my men will escort you the rest of the way.
Haydi çocuklar, artık yola çıkalım.
All right, fellows, let's get on with it.
Yavaş yavaş Duvar'a doğru yola çıkalım.
We head for the Wall, slowly.
Yola çıkalım.
Let's move.
Hadi yola çıkalım.
Let's get going.
Yola çıkalım!
Let's go!
Tamam, yola çıkalım.
Right, we move out.
O zaman ben ve adamlarım hemen yola çıkalım.
Then my men and I will be moving on now.
Merak etme, haydi yola çıkalım.
Don't worry. Now let's get moving.
- Öyleyse içelim ve yola çıkalım.
- Let's drink up and get moving. - Where to?
Yola çıkalım şimdi.
Let's go.
Artık yola çıkalım.
We better move on
Haydi toplanalım, ve yola çıkalım.
Let's collect our stores and be on our way.
Hemen yola çıkalım.
Let's get out of here!
- O zaman yola çıkalım. - Tamam.
Let's get her goin'.
Roch, hemen yola çıkalım.
Let's leave at once.
- Yola çıkalım.
- Let's hit the road.
Söylenecek çok şey var, en iyisi yola çıkalım.
There's too much to say, so let's go.
- Haydi yola çıkalım.
Let's get out of here. Let's go!
Eşyalarını topla güneş batmadan yola çıkalım.
Get your gear together...'cause we leave when the sun comes up.
Böldüğüm için özür dilerim. Sabah Sahara'ya doğru yola çıkıyorum. Sadece hoşça kal demeye gelmiştim.
I'm sorry to intrude, but I'm leaving for the Sahara in the morning and I just came to say good-bye
Bu akşam çıkalım yola.
Let's leave tonight.
- Yola bu gece mi çıkalım?
- So we'll leave tonight?
- Yola çıkalım, Brady. - Peki, efendim.
Twos left!
Bu ölüm kalım meselesi hemen yola çıkmalıyız.
Hey, this isn't like with Mackay? We're not gonna cut out on'em?