English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yola devam

Yola devam translate English

1,038 parallel translation
Onlara Marsilya'dan ne kadar uzakta olduğumuzu ve yola devam etmek için nasıl bir araçları olduğunu sor.
Ask them how far we are from Marseilles... and what conveyance they have for us to proceed.
Evet. Yola devam edeceğiz.
We'll keep on going.
Kirchberg'de inmeyelim, yola devam edelim.
We won't get out in Kirchberg, we'll travel on.
Yola devam edersek, iki günde sınıra varırız.
If we keep moving, we can reach the border in two days.
Böyle yola devam edemez, Clint.
He can't stay on this way. Clint.
ve yetecek kadarını yanıma alıp paraları gömdüm ve yola devam ettim.
And then I knew I'd had enough. I buried the money and kept right on going.
Yola devam edelim.
Come along.
Yola devam etmeliyim.
I have to travel on.
Bebeğim, Küba'dan sonra yola devam edelim.
Baby, when we get to Cuba, let's keep right on going.
Büyük olasılıkla gece de yola devam eder.
Likely ride out the night.
Yola devam ediyoruz.
Keep movin'.
Yola devam etmeliyiz.
We've got to move.
Yakında yola devam ederiz.
WE'LL BE UNDERWAY AGAIN SOON.
Hayır, yakında yola devam etmeyiz.
NO, WE WON'T BE UNDERWAY SOON.
Yola devam edelim.
Let's move on.
Geri dönüp yola devam mı etmeliydik?
Should we go back or proceed ahead?
Yola devam etmeliyiz!
We have to go on!
Kız kardeşimi bulmak için yola devam etmeliyim.
I must keep on to learn how my sister is doing.
Yola devam!
Keep moving!
Demiryolunu geçip yola devam edeceğim.
I'm crossing the railroad and continuing on.
Yola devam edin ve tamiratı hızlandırın.
Keep moving and rush those repairs.
Yola devam mı edeyim, yoksa dönüp tekrar mı deneyeyim?
Do you want me to keep comin or go back and try it again?
İstasyon kafe'sinden arka tarafa geçiş var... Oradan çıkar daha sonra bir yük treni bulup yola devam ederiz.
That way, we go around the station and go back on the train farther up.
Akşam yemeğine Briceland'e varmış oluruz. Eminim geceyi geçirecek güzel bir otel buluruz. Yarın sabah da Lepingsville'e doğru yola devam ederiz.
We shall be in Briceland by dinnertime and I've no doubt that we shall find some comfortable hotel to spend the night and then tomorrow morning we'll press on towards Lepingsville.
Üzgünüm ama yola devam etmeliyiz bebeğim.
Sorry, have to keep moving, baby.
Yola devam.
- And you? - I'll go on.
- Şey, yola devam edeyim.
- Well, I'd better be on my way.
- Yola devam etmeliyiz.
- We should have kept going.
Sadece kolay yola devam et.
Just keep playing it easy.
Öyleyse yola devam.
So keep on going.
Bu kâbusu ikimiz de unutacak her zamanki gibi yola devam...
We'll both forget about this nightmare, and we'll go on the way we always...
Sen bu şekilde yola devam edemezsin. Sana bir at yada tahtırevan lazım.
We could never get you there in that condition... without a horse or palanquin.
Şimdi, bize nereden benzin alabileceğimizi gösterirseniz, yola devam edebiliriz.
Now if you will just show us where the gasoline is, we'll be on our way.
Yola devam et Teğmen Graham, burada ateş edecek kimse kalmadι.
Keep moving, Lieutenant Graham, there's nobody left to shoot at out here.
Barikatı kıracağız ve China Light'teki insanları kurtarmak için yola devam edeceğiz.
We will break that boom and we will move on to rescue the people at China Light.
Yola devam edeceğini söylerim.
I'll tell him you're keeping the cab.
Teğmen, imkanımız varken yola devam edelim.
Lieutenant, we have to get out of here!
- Benim için sorun yok, bence hemen yola devam edelim.
- All right, but let's get going.
Yola devam edecekler mi?
Looks like they're movin'out.
Hiç şüphem yok ki, bir çoğu sizinle birlikte yola devam edecek.
I doubt there'll be many who'll go on with you.
Güneş batmadan önce, Oregon Özgürlük konvoyunun yola devam etmesi için daha 3 saat var!
We still got 3 hours of daylight and the Oregon Liberty Train keeps moving!
Ne olursa olsun yola devam edin.
Now, whatever happens, go along with it.
ve sen akıllanıp doğru yola girinceye kadar konuşmaya devam edeceğiz.
And we're going to keep right on going over them till you come to your senses.
Belki yola birlikte devam edebilirdik.
Maybe we could ride together a ways.
Yola buradan devam etmek zorundayım.
I'll just have to pick up the pieces from here.
Buradan sonra yola yaya devam etsek daha iyi olur.
From here it will be better to go on foot.
Keşki bizle yola devam etseydiniz.
I wish you could make the rest of the trip with us.
Yola onunla devam edeceksin artık.
This way you won't continue on your own.
- Yola devam etmek için.
- To leave.
Eğer size uygunsa sizle yola devam edeyim.
I will go on with you.
Yola devam etmek iyice zorlaşacak!
Go on!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]