Yolcu translate English
3,702 parallel translation
Belki fazla arkadaş canlısı bir yolcu?
Maybe an overfriendly passenger?
Ama yolcu...
But the passenger...
Bugün kızın biri öldü, diğeri de yaşadı. Çünkü biri arabayı kullanıyordu. Diğeri de yolcu koltuğuna oturdu.
Today, one girl died and another lived because one decides to drive, the other gets in the passenger seat.
- Diğer araçtaki yolcu bir daha yürüyemeyecek.
Passenger in the other car isn't gonna walk again.
Yolcu koltuğunda, içilmiş bira kutuları görüldü.
Saw open containers on the passenger seat.
Ayrıca, o İtalyan yolcu gemisinin batmasına da ben sebep olmuştum.
Also, I caused that Italian cruise ship to crash.
Yolcu gemisinden kaç kişi şehre giriyor?
How many people enter the city by cruise ship?
Çünkü Ellis Adası'nda, annenin adı "sahipsiz İrlandalı kaçak yolcu" olarak kaydedildi.
Because at Ellis island, your mother's name was recorded as "unclaimed Irish stowaway."
Woodrow Wilson'un kıdemli danışmanı Edward House'un bir deniz altı tarafından vurulması amacıyla yolcu gemisi RMS Lusitania'yı kasten Alman kontrolündeki sulara gönderdiği bilinen bir şey.
It's a fact that Woodrow Wilson's senior advisor, Edward House, deliberately sent a passenger ship, the RMS Lusitania, into German-controlled waters with the intention that it be hit by a U-boat, which it was, and that brings America into World War I.
Üç yolcu, iki valiz ve 1 çantayla ayrıldılar.
Garib Rath leaves in an hour, one bag, two suitcases, 3 passengers.
- Çıkacağım ama önce arkadaşımı yolcu etmeme izin ver.
- I will but let me send my friend back home first.
Evet, ama bunların hepsi eşya, hiç yolcu yok.
Yeah, but this is all freight, no passengers.
Beş para etmez bir taklitçisin nostalji yapmaya çalışıyorsun, yolcu gemisindekilerden bile kötüsün.
You're a two-bit impersonator, working a nostalgia act worse than a cruise ship.
" Selam seksi yolcu.
" " Ahoy, sexy.
- "Selam seksi yolcu"?
"Ahoy, sexy"?
- Selam seksi yolcu!
- Ahoy, sew!
- Selam seksi yolcu!
- Ahoy, sexy!
Ama havaalanından yolcu alan bir taksi ve şoförü kayıp.
But we do have a missing cab and driver that did a pickup at the airport.
Panama'ya giden bir yolcu gemisinde yer ayırttım ve oradan kara yoluyla Rio de Janeiro'ya gideceğim.
I've booked a passage on a liner to Panama and from there I'll make my way overland to Rio de Janeiro.
Teşekkürler Craig. Panama'ya giden bir yolcu gemisinde yer ayırttım, oradan da karayoluyla Rio de Janerio'ya gideceğim.
I've booked a passage on a liner to Panama and from there I'll make my way overland to Rio de Janeiro.
Ken yolcu uçağı uçururdu ama Jenny'yle daha çok vakit geçirmek istediği için kargo uçuşlarına geçti.
Ken flew passenger jets, But he wanted to spend more time with jenny,
Yolcu koltuğunda bir timsah taşıyorum.
I'm carrying an alligator in the passenger seat of my car.
Salı günkü yolcu ve mürettebat listesinde bir misafiri olduğu yazıyor.
The flight manifest for Tuesday... it includes a guest.
Benjamin Gallagher adıyla seyahat eden yolcu için.
Passenger traveling under the name of Benjamin Gallagher.
Yolcu sayısı.. bilinmiyor
Unknown number of passengers.
Bu bir 747 yolcu uçağı.
It's a passenger 747.
Dur bir dakika, buna göre bomba ön yolcu koltuğunun kapısına yerleştirilmiş.
Wait a minute, according to that, the device was planted in the passenger-side door.
Neden bir yolcu değil?
Why not a passenger?
Trende, yolcu.
Inbound.
Giden yolcu kısmı üzerinden yönlendir onu platformun karşısında zıt yöne gitsin.
Lead him onto the outbound, going the opposite way across the platform.
Yolcu terminalinde.
At the passenger terminal.
Başkan Paek'ten gerçek parayı almak istiyorsa biran evvel yolcu terminaline gelsin.
If he wants to get the money from Chairman Paek, he should come to the passenger terminal right now.
İşte bu yüzden kimse Langley'e yolcu getirmek istemiyor.
This is why no one wants the Langley jobs.
Yolcu koltuğunda oturan da babaydı o zaman.
That would make the passenger the father.
Ama kral Arthur bir kaçak yolcu buluyor, genç bir çocuk. Ve çocuğa köy köy dolaşıp herkese Camelot ve Yuvarlak Masa Şövalyelerini anlatmasını emrediyor ki herkes mümkün olduğunu görebilsin.
But King Arthur finds a stowaway, a young kid, and he orders the kid to run from village to village, telling everyone about Camelot and the Knights of the Round Table so that everyone will know it's possible.
Yolcu koltuğunda herhangi bir iz buldun mu?
Did you find any trace on the passenger side?
Long Island Sound'dan şok edici haberler, East Hampton'a giden dört yolcu kapasiteli uçak, düşüş esnasında yaptığı hamlelere rağmen Montauk Point'e saplandı.
Chilling news from Long Island Sound, as a four-passenger prop plane on its way to East Hampton spun into the surf off Montauk Point.
Dan Cooper ismindeki bir yolcu tarafından kaçırıIdı.
It is hijacked by this man, a passenger who goes by the name of Dan Cooper.
Uçakta 32 yolcu vardı.
32 passengers on board.
- Ne demek istiyorsun, yolcu?
What do you mean, pilgrim?
Bir yolcu uçağını kullanamam!
I can't pilot an aircraft!
Gidip Kaçak Yolcu'da Declan'yardım edeceğim.
I'm going to go help Declan at the stowaway.
Yolcu gemisi mi? Aklını başından alacak bir geziye çıkarabilirler seni ama hayır Seven Star Oasis, Los Angeles'taki en seçkin eskort servislerden bir tanesi.
They may take you on a trip around the world, but no, Seven Star Oasis is one of L.A.'s most elite escort services.
Beni yolcu etmen gerekmiyor mu?
Shouldn't you see me out?
Bak, Kaçak Yolcu'nun henüz açılmadığını biliyorum ve bende de Amanda'nın birçok eşyası duruyor yani geçici olarak gelip bende kalabilirler.
Look, I know The Stowaway's not open yet, and Amanda still has a bunch of stuff at my house, so they're welcome to stay with me temporarily.
Ben şimdi gidiyorum, Kaçak Yolcu'ya gideceğim, tamam mı?
I'm gonna... I'm gonna take off and go to The Stowaway, okay?
Kaç yolcu olduğunu söylemen yetiyormuş.
You just have to say how many there are.
Havacılık dairesinden Chuck o uçakta iki yolcu olduğunu söyledi.
Chuck from the FAA told me there were two passengers on that flight.
Diğer yolcu ise ya sendin ya da senin gibi biriydi.
And I think you, or someone like you, was the other one.
Ben gümrük memuru olacağım sen de yaramaz yolcu.
I'll be a customs agent and you be a naughty passenger.
Pilot olmak istedim ve yolcu uçağı pilotluğunu öğrendim ama teste hiç girmedim.
And I have learned how to pilot an aircraft