English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yıldırım

Yıldırım translate English

8,115 parallel translation
Bir yıldırım düşürmediği için sözleri.
Because their words had forked No lightning they
8 : 55'te aracına yıldırım düştü ve yarım milyar voltluk elektrik boşaltıp 60.000 amperlik akım üretti.
At 8 : 55, a bolt of lightning struck the vehicle, discharging half a billion volts of electricity. and producing 60,000 amperes of current.
yıldırım çatlak.
The crack of lightning.
Yıldırım!
Lightning!
Biz büyük bir sürümünü kurmak olması mümkündür O statik patlama simüle Benzer yıldırım olduğunu için.
It's possible that we can build a larger version that would simulate a static burst similar to that of lightning.
"Yıldırım kadar parlak ruh hali."
"The girl's shining like thunder."
" Yıldırım kadar parlak ruh hali.
"The girl's shining like thunder."
Bu tekeri çevirmek için yel değirmenini kullanıyor karşılığında da, Bay Franklin'in görülebilir yıldırımı geliyor.
He uses the windmill to turn this wheel, which, in turn... generates Mr. Franklin's... invisible lightning.
- Yıldırımla mı?
- Lightning?
Amacımıza ulaşmak için bir yıldırım gibi saldıracağız.. - Asla korkmayacağız.
To meet our goal we will clash with thunder "
Hey, ölümüne yıldırım kankasıyız, hatırladın mı?
Hey, thunder buddies for life, remember?
Ölümüne yıldırım kankası. Hadi.
Thunder buddies for life.
Sen benim yıldırım kankamdın.
You were my thunder buddy.
Ölümüne yıldırım kankamdın.
You were my thunder buddy for life.
Sana hiç yıldırım çarptı mı?
You ever been struck by lightning?
Büyük bir sanat, yıldırım gibidir.
Great art is like lightning.
Yıldırım Takımı, tıpkı çalıştığımız gibi.
Thunderbolts, just like we trained.
Taskmaster ve Yıldırım Takımı mı?
Taskmaster and the Thunderbolts?
Yıldırım Takımı toplanın!
Thunderbolts, form up!
Evrenin bir ucundan, on yıldır görmediğim birine sürükleniyorum ölmüş olabileceğini bildiğim birine.
I'm drawn across the universe to someone I haven't seen in a decade... who I know is probably dead.
30 yıldır kazı yaparım ve hiç böyle bir şey görmedim.
I've been digging holes for 30 years, I've never seen anything like it.
500 yıldır Bhopal'desin sen ancak kahverengi kıçım kadar Fransızsın.
500 years in Bhopal and you are about as French as my brown arse.
- Sence dünyada bizden başka böyle bir geceyi seyreden ve bu kadar çok yıldızı gören var mıdır?
You think there's anyone else on Earth looking up at the sky and seeing as many stars as we are?
Binlerce yıldır zaten sahip oldukları toprakları mı?
Property they already owned a thousand years ago?
Ayrıca 10 yıldır seni eyaletin her yerine götürüp, kulüplerle ve okullarla anlaşma işini, o kadın bir anda İngiltere Kraliçesi gibi ortaya çıksın diye yapmadım.
And I haven't been driving you all over the state for 10 years, booking joints and schoolhouses, to see her swoop in like she is the Queen of England.
Cheboygan, Michigan'da 10 yıldır kiraladığımız kulübeyi kiralıyoruz.
We are renting the same cabin that we've been renting for 10 years in Cheboygan, Michigan.
Brad gitti sayesinde, çocuklar devre dışı bırakılan zorunda mıyız, aldı, yüzme dersleri kaldırıldı.
With Brad gone, the kids are gonna have to be dropped off, picked up, taken to swimming lessons.
İki yıldır bir sürü hakaret duydum ama ben haklıydım.
I took a rash of shit for two years, but I was right.
20 yıldır tanıdığım senden duyamadım.
Not from you, who I've known for 20 years.
Bir yıldır boştu o zaman, paraya çok sıkışmıştım.
It had been empty for a year, and I needed that money so badly.
10 yıldır Mets takımıyla birlikteyim.
I don't know. I've been with the Mets 10 years now.
- Ben de 100 yıldır falan karısıyım.
And I've been his wife for, like, a hundred.
35 yıldır işe yürüyerek gelirim ve şu dağın kesinlikle önceden daha sağda olduğunu söylüyorum.
I've been walking to work for 35 years and I'm telling you, that mountain was definitely... more to the right.
Bu hikayeyi biliyorum yıldırım çatlak. IGOR :
IGOR :
Diğer Jim'i solucan deliğinden geçirmenin tek yolu yıldız çiçeği ve Klaus ile birlikte yarın oraya gitmem sanırım.
So, I understand the only way to get the other Jim into the wormhole is to show up tomorrow with the dahlia and Klaus.
Ben 4 yıldır bu işkenceyi çekiyorum.
I'm was being tortured for the past 4 years.
- Birkaç yıldır mı?
- A couple years?
30 yıldır erteliyorum çünkü söz vermiştin. Ben geri çekildim, senin de bunu bizim için yapman lâzım.
For 30 years I've given us a pass, because you promised, once I retired, you would do this for us.
Son 10 yıldır kullanılan medikal bir implantı yeniden tasarladım.
I repurposed a medical grade implant that has been in use for over a decade.
- İki yıldır orada mıydın?
Is that where you've been for the last two years?
Bir yıldır arıyoruz, hiçbiri ahım şahım değil.
We've been looking for a year, nothing's ever good enough.
Üç yıldır bu iş için bir taraflarımı yırtıyorum!
I've been busting my ass at this job for three years!
Son 25 yıldır Berlin'de yaşayan milyonlarca insan olduğunu anlamanız lazım.
You have to realize that millions of people have lived in Berlín... over the past 25 years.
Birkaç yıldır buradayım.
I've been here for a couple of years now.
Nasıldır bilirsin, haksız mıyım?
You know how it is, right?
15 yıldır onun gölgesinde yaşamak zorunda kaldım.
And I've been living in her shadow for 15 years.
Bayan Fellworthy'e 5 yıldır yardım ediyordum.
I've been helpin'out Miss Fellworthy goin'on five years now.
Bir yıldır Wayward Pines'tayım.
I'll have been in Wayward Pines for a whole year.
Bilirsiniz bir kadın bir erkekle ilk yattığında sanki porno yıldızıymış gibi davranır. Yanlış mıyım?
You know when a woman first starts sleeping with a man, she acts like a porn star.
Dört yıldır kimseyle çıkmadım.
I'm four years single. Four fucking years.
Hadi ama, bir yıldır yanındayım.
Come on. I've followed you for a year.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]