English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yıldızlar

Yıldızlar translate English

7,920 parallel translation
Yıldızlar savaş öncesinden daha parlak görünüyor, değil mi?
The stars seem brighter than before the war, don't you think?
Suç, sevgili Brütüs, yıldızlarımızda değil.
" The fault, dear Brutus, is not in our stars.
Yıldızların arasındaki boşluk gibi, amaçsız.
Vacuous. The empty space between stars.
Rütbelerimizde yıldızların olması ya da bu mevkilere gelmemizin sebebi zaman içinde içgüdülerimizin işe yaradığını ortaya koyabilmemiz olmuştur.
The reason we're wearing stars or have these elevated positions is, we have demonstrated over the years our ability to have an instinct that works.
Resimlerdeki pembe yıldızlar mı?
The pink stars in the paintings?
- Yıldızların kaydığını mı görmüş?
She saw stars fall?
Pauline Verdreaux ile kayan pembe yıldızları armaya gelmiştim.
I came here looking for where the pink stars fell with Pauline Verdreaux.
Bakın, yıldızlarımız pek barışmadı, değil mi?
Look, seems like we haven't gotten off to the best of starts, does it?
Tek gördüğüm yıldızlar ve halkalar.
All I see is stars and swirls.
Patrick, LA'de film yıldızlarını görmek için en iyi yer neresi?
Hey, Patrick, where's the best place in LA to see movie stars?
Yıldızlar da makarnadan yapılıyor.
The stars and the noodles are made from the same thing.
Ama yıldızların tadı niye daha güzel?
But why do the stars taste so much better?
O yıldızları bekliyorum hâlâ.
You know, I'm still waiting on those stars.
Bana yıldızlar lazım.
I need stars.
Pauline pek çok şey hakkında konuşuyordu ; pembe yıldızlar bizi buraya kapatacak bir kubbe, onun koruyucusu olacak dört el.
Pauline ranted about a lot of things : pink stars, a dome that would trap us and the four hands that would be its protectors.
Nasıl bir adam sırt üstü uzanıp yıldızları sayarken, onları numaralandırmayı düşünür.
But what man laid on his back counting stars and thought about a number?
Ve sonra Sinbad kendini feda etti, böylece ben de uzay istasyonundan kaçabildim. ... şimdi ben ve onun hayaleti, o günden beri dönüş yolu bulmak için yıldızları geziyoruz.
And then Sinbad sacrificed himself so I could escape the alien space station, and me and his ghost have been traveling the stars looking for a way home ever since.
İyi haber ise yıldızların hiçbir yere gittikleri yok.
Well, the good news is the stars don't seem to be going anywhere.
Gece, yıldızları parlatır ve biz ortaya çıkarız.
The night allows the stars to shine and we come alive.
Bu gösterinin yıldızları biz olduğumuza göre maaşımızı gözden geçirmeliyiz.
We should probably discuss our salary, since we are now the star attraction.
Yıldızlar pek yemiyor cidden.
Stars really don't eat.
Yıldızlar daima modaya uygun olmalıdır.
Stars need always to be fashionable.
Bütün film yıldızları Westmore kullanıyormuş diyorlar.
They say all the movie stars use Westmore.
- Gökten yıldızlar düşüyor.
- Stars falling from the sky.
Yıldızlar yağıyor.
The stars are falling.
Şu omuzuna takıştırdığın yıldızlar da en az bunun kadar sahteler.
Not worth the stars wear on the shoulders. Yes, this is fake.
Şimdi ikisi de büyük yıldızlar. Hem Andy de görsün.
You should back it up, because the front of the scene we have Juna and Chris, and Andy should see that, because they're such big stars now.
Süper Şef Yıldızlar " için bir araya geliyorlar.
She's in town for the "Top Chef : Super chef all-star" reunion show.
Yıldızların altında biz de parıldayacağız
We are gonna shine bright Under the starry sky
Pembe yıldızlar.
Pink stars.
Söyleyin bana yıldızların ötesinden mi geliyorsunuz?
Tell me..... are you from beyond the stars?
Yıldızlar arasında uçup, iyi mücadeleler veriyorsun.
Fly among the stars, fighting the good fight.
Karanlık, aysız bir gecede çıkan yıldızlar gibi ışıldardı.
She shined as bright as the stars on a moonless night.
Bu yüzden karanlık, aysız bir gecede ışıldayan yıldızlar gibi diye kendi kendine mırıldandı.
And he muttered these words : 'As the stars on a moonless night.'
Karanlık, aysız bir gecede ışıldayan yıldızlar gibi.
As the stars on a moonless night.
Buraya gerçekten bu yıldızların birinden mi geldin?
Did you really come from one of those stars?
Yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar.
Stars, stars, stars, stars
Yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar.
Stars, stars, stars, stars.
yıldızlar gibi çılgınca parlıyoruz.
Shining crazy.
Eğer eldivenlerinin altında demir yumrukların varsa tüm rakiplerine yıldızları saydırırsın.
Turns out any opponent has a glass jaw when you have steel fists under your gloves.
- Yıldızlar her gün doğuyor.
Stars get born every day.
- Yine de yeni yıldızlar doğmaya devam ediyor.
And, yet, new stars are born.
# Gökteki yıldızlar #
- ♪ The stars in the sky ♪
# Yıldızlar herkesindir #
♪ The stars belong to everyone ♪
Ne kadar derin ve hoş bir karanlık. O olmasa yıldızları asla göremezdik.
The deep and lovely dark - we'd never see the stars without it.
Uzayı, yıldızları.
The stars.
Ilık yaz akşamlarında yıldızların altında dans edermişiz.
Dance on warm summer evenings under the stars.
Ilık yaz akşamlarında yıldızların altında dans ederiz.
We could dance on warm summer evenings under the stars.
# Gökteki yıldızlar gibi #
♪ True as the stars above
11 yıl önce, Jared Bankowski Broderick ve Frances Butler ile kızları Emily'nin cinayeti nedeniyle idam cezasına çarptırıldı.
Adam : 11 years ago, Jared Bankowski was sentenced to death for the murders of Broderick and Frances Butler and their daughter Emily.
Uzayı, yıldızları.
Space. The stars.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]