Çok endişeleniyorum translate English
497 parallel translation
Senin için çok endişeleniyorum. Dayanacak gücüm kalmadı.
I'm so worried about you I can't stand it.
Çok endişeleniyorum.
I'm worried.
Onun için çok endişeleniyorum.
Really, I worry for her.
Onun için çok endişeleniyorum.
I'm awfully worried about him.
Çok endişeleniyorum.
I'm terribly worried.
Çok endişeleniyorum doktor.
Doctor, I'm very worried.
Doktor, çok endişeleniyorum.
Doctor, I'm very worried. - Me too.
Biriniz bu merdivenlerden aşağı indiğinde çok endişeleniyorum.
I worry myself sick every time one of you children come down these stairs.
Bazen çok endişeleniyorum.
I get so worried sometimes.
Senin için çok endişeleniyorum.
I'm so worried about you.
Çok endişeleniyorum.
I'm so worried.
Tanrım! Çok endişeleniyorum!
My God, I'm so worried!
Senin için çok endişeleniyorum.
I'm so worried for you.
Onun için çok endişeleniyorum.
I'm so worried about him.
Ben de bu yüzden senin için çok endişeleniyorum.
That's why I've been so very worried about you.
Çok endişeleniyorum Alan.
I'm really worried, Alan.
Çok endişeleniyorum.
It worries me sick.
Bay Weiss, onun için çok endişeleniyorum.
MR. WE ISS, I'M VERY WORRI ED ABOUT H ER.
Ben, onun için çok endişeleniyorum.
I'm worried sick about her, myself.
Bay Cavor, Arnold için çok endişeleniyorum.
Mr. Cavor, I'm so worried about Arnold.
Çocuklarım için çok endişeleniyorum.
I am so worried about my children.
Çok endişeleniyorum. Peki Amerikalılar senin için ne düşünecek?
I'm very worried for you.
Seninle her buluşacağımda çok endişeleniyorum.
Always when I'm going to meet you, I'm so troubled.
Diğerleri için çok endişeleniyorum.
And I'd be scared of the others.
Ben, çocuklarımızdan beşi hakkında çok endişeleniyorum.
I'm worried about five of our children.
Antoine, senin için çok endişeleniyorum.
Antoine, I'm rather worried about you.
Ben de onun geç kalmasına çok endişeleniyorum.
I, too, have been very anxious about him of late.
Onun için çok endişeleniyorum da...
I'm so worried about him.
Bu epeydir böyle sürüp gidiyor. Kız kardeşim için çok endişeleniyorum.
This has been going on and I'm very concerned for her here.
Senini durumun için çok endişeleniyorum,... ve düşündüm taşındım, bir çözüm bulmaya çalıştım.
I have considered your situation most carefully, and I have searched my mind and my conscience for a solution.
Onun için çok endişeleniyorum.
Well, I'm really worried about her.
Ben de Dink için çok endişeleniyorum.
You know, I worry a lot about dink, too.
Onun için gerçekten çok endişeleniyorum.
I'm really worried about him.
Onun için çok endişeleniyorum.
I worry about him so.
Bu şeyleri Bakan'dan saklamamızdan dolayı.. .. gittikçe daha çok endişeleniyorum.
I've been increasinglyworried about keeping things backfrom the Minister.
Çok endişeleniyorum!
I'm worried.
Bu kadar geç rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ama bu gece eve gelmedi ve çok endişeleniyorum.
I'm sorry to disturb you so late but she didn't come home tonight, and I'm worried.
Sam burada olmayınca çok endişeleniyorum ve gereken parayı kendim sağlamak durumunda kalıyorum.
I get nervous when Sam's not here and I have to cash out myself.
O'nun için çok endişeleniyorum.
He's changed my life completely.
Evet, çok endişeleniyorum.
Yeah, I worry... a lot.
Onun için çok endişeleniyorum.
I'm very worried about him.
Endişeleniyorum. Uzun sürdü. Çok uzun.
They're taking a long time too long.
- Ama çok sakin karşıladı. Endişeleniyorum.
- But she took it so calmly, it worries me.
İçerideki Johhny'den çok, dışarıdaki sen için endişeleniyorum.
I'm more worried about you outside than I am Johnny inside.
Şimdi ben babam için çok daha fazla endişeleniyorum.
I'm even more worried about my father now.
Yanıkları çok ciddi gözükmüyor, ben asıl iç hasardan endişeleniyorum.
Well, the burns don't look too serious, what I'm concerned about is internal damage.
Evet çok fazla endişeleniyorum. Yangını sen planladın ve senin ihtiyarları yatak odalarına kilitledin.
Yeah, I worry too much,'cause you only planned the fire and locked your old man and old lady in the bedroom.
Kan basıncı da öyle. Ben senden çok onun için endişeleniyorum.
I'm more worried about you than I am about him.
- Senin için çok endişeleniyorum.
God, I'm worried about you.
saat 8.35 çok fazla düşünmeyin, çok geç değil endişeleniyorum o yarın sabah geri gelir
At 8.35. I wouldn't make it weigh too much... It's not all that Late.
Max için de endişeleniyorum. Kafası çok karışık.
The punk rockers will bring Baskin-Robbins ice cream.
endişeleniyorum 63
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok erken 73
çok eski 44
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39
çok endişelendim 42
çok enteresan 39
çok eğlendim 51
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok erken 73
çok eski 44
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39
çok endişelendim 42
çok enteresan 39
çok eğlendim 51