Özgürlük anıtı translate English
170 parallel translation
Özgürlük Anıtı.
Statue of Liberty.
En iyisini yapmak için Özgürlük Anıtı'nı korumak için
To do their darnedest To defend Miss Liberty's rep
Bu yüzden, söylediğim gibi bu Özgürlük Anıtı'na ilk gelişim.
So I said, the first vacation I get, I'm going to see the Statue of Liberty.
Sabahleyin Özgürlük Anıtı olmaya... öğleden sonra ise... bir kaz sürüsü ile güneye uçmaya ne dersin?
How would you like to be the Statue of Liberty in the morning and in the afternoon, fly south with a flock of geese?
Özgürlük Anıtı'na çıkmak istiyorum.
I want to climb up the Statue of Liberty.
- Özgürlük Anıtı'na bakmak ister misin?
- Want to see Miss Liberty today?
Özgürlük anıtına el salladığı andan itibaren, herkes Maria hakkında her şeyi öğrenmek için, deli divane oldu.
From the minute she waved at the Statue of Liberty everybody wanted to know everything about Maria
Özgürlük Anıtı'na öncülük etti çevrenin izlenebileceği bir kule yapımı için Bay Eiffel'le görüştü.
He pioneered the Statue of Liberty, and talked a Mr Eiffel into building some sort of sightseeing tower.
Bu sabah Özgürlük Anıtı gibi duruyordu.
This morning he looked like the Statue of Liberty.
Özgürlük Anıtı'na ve... Automatique restoranına gittim bile.
I've been already, of course, to the Statue of Liberty and to the restaurant Automatique.
Şimdi de "Özgürlük Anıtı" oldu, senin ne işin var burada?
Now he's the Statue of Liberty. What are you doing here?
Özgürlük Anıtı ona benzeyen iki kişiye "Hoşçakalın" diye el salladı.
Recognizing two of her own, the Statue of Liberty gave us a friendly wave.
Özgürlük Anıtı'nın içini görmüş tek gösteri kızı benimdir kesin.
I'll bet I'm the only showgirl who's ever been inside the Statue of Liberty.
Töreni, Özgürlük Anıtını, balinayı, Barnum Müzesini.
The parade, the Statue of Liberty, the stuffed whale at Barnum's Museum.
Özgürlük Anıtı'nı arıyorum.
I`m lookin` for the Statue of Liberty.
Siz cidden Özgürlük Anıtı'nı mı arıyorsunuz?
Were you serious? About the Statue of Liberty?
Özgürlük Anıtııı... 7. cadde metrosuna binin...
Well, the Statue of Liberty. I think you take the Seventh Avenue subway.
Özgürlük Anıtı'nı falan aramıyorsun değil mi...
You`re not looking for the Statue of Liberty at all.
New York'un yabancısıyım... Özgürlük Anıtı'nı arıyordum...
I`m brand-spankin`-new in town... and I was hopin` to get a look at the Statue of Liberty.
Özgürlük Anıtı..
Statue of Liberty.
Bir keresinde, beni Özgürlük Anıtına çıkarmışlardı.
They made me climb the Statue of Liberty once.
- Özgürlük Anıtı'nı görüyorsun.
- You see the Statue of Liberty.
Saat 4'te Özgürlük Anıtı'nda kız arkadaşınla buluş.
Meet female acquaintance at Statue of Liberty, four o'clock.
Bir milyon insan New York ana gemisinin Özgürlük Anıtı üstünden yükselip uzaya kaçışını izledi.
One million people watched the New York mothership rise above the Statue of Liberty and fly off into space.
Özgürlük Anıtı'na hoş geldiniz.
Welcome to the Statue of Liberty.
Çıplak kadın Özgürlük Anıtı'nda.
A naked woman at the Statue of Liberty.
Bütün sabahımı Özgürlük Anıtı'nın etrafında fedailerle uğraşarak harcadım.
I just spent the morning being chased around the Statue of Liberty by goons.
Özgürlük Anıtı'nın yanında ne yapıyordun ki?
What were you doing on the Statue of Liberty?
Özgürlük anıtının meşalesinde patlattım.
I popped it over the eternal flame.
En son, bir kadının içine girdiğimde Özgürlük Anıtı'nı geziyordum.
Last time I was inside a woman was when I visited the Statue of Liberty.
Özgürlük anıtı sadece bir heykel mi?
Is the Statue of Liberty just a statue?
Özgürlük Anıtı ; ona benzeyen iki kişiye "Hoşçakalın" diye el salladı.
Recognizing two of her own, the Statue of Liberty gave us a friendly wave.
Arada Özgürlük Anıtı'nı seyrederler.
They stare at the Statue of Liberty.
Kafasından o şeyler çıktığı haliyle, Özgürlük Anıtı'na benziyordu.
With those things comin'out of his head, he looked like the Statue of Liberty.
Özgürlük Anıtına nasıl gidebiliriz?
May we please have directions to the Statue of Liberty?
Göçmenlere karşı değilim ama Özgürlük Anıtı'nda yazan o yazı yok mu :
I am for open immigration but that sign we have on the Statue of Liberty :
Bir dakika Özgürlük Anıtı.
Wait a minute. Statue of Liberty.
Eğer yerine oturtulamazsa kol alçıya alınarak Özgürlük Anıtı konumunda tutulmalıdır.
If the reduction is not accomplished, the arm must be maintained in a cast in the Statue of Liberty position.
İşte Özgürlük Anıtı!
There's Lady Liberty!
Kendini ikiye bölüyor ve özgürlük anıtını yok ediyor. ( Dickens'ın roman karakteri ile İllüzyonist olanı karıştırıyor )
He saws himself in half and makes the statue of liberty disappear.
Özgürlük Anıtı işini batırdı bunlar.
They botched the Statue of Liberty job.
Özgürlük anıtı paramparça oldu.
The Statue of Liberty is kaput.
"Özgürlük anıtı paramparça oldu!"
- "The Statue of Liberty is kaput." -... kaput.
Ve tabii aletimin Özgürlük Anıtı gibi dikildiğini farketti ve bana dedi ki : "Richard, sakin ol." Sonra ekledi : "Oraya gittiğinde..."
And she sees me, and she can tell I got a hard-on the size of the Statue of Liberty, all right? And she says to me, "Richard, calm down."
Eğer elinde bir fener olsaydı, özgürlük anıtı sanacaklardı seksi karımı.
Know what I'm saying? If you were carrying a torch they would have called you the Statue of Liberty. Who, by the way, is a sexy, sexy lady.
Ve biz, Özgürlük Anıtına "Merhaba" yerine, "Hoşçakal" diyen ilk ve tek İrlandalı aile olarak belki de tarihe geçtik.
We must have been the only Irish family in history... to be saying good-bye to the Statue of Liberty instead of hello.
Gerçekten bir mucizeye ihtiyacım vardı. Ve oldu! Tam orada, Özgürlük Anıtı'nın önünde.
What I needed was a miracle, and it happened right there outside the Our Lady Of Liberty Pub.
Özgürlük Anıtı mı?
The Statue of Liberty?
Çocuklar, babanız sadece "Özgürlük Anıtı" elbiselerini çıkarana kadar içti.
Kids, Daddy only drank so the Statue of Liberty would take her clothes off.
Messina Boğazı'na Özgürlük Heykeli gibi kendi anıtını dikti.
He planted himself on the Strait of Messina like the Statue of Liberty.
Özgürlük için şu an Güney'e gittiğimi görmüyor musun?
Can't you just see me marching down South for "freedom now"?
özgür 86
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürsünüz 27
özgürüz 59
özgür değilsin 19
özgür mü 21
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürsünüz 27
özgürüz 59
özgür değilsin 19
özgür mü 21