Ama nerede translate Spanish
3,508 parallel translation
Buralarda bir yerde, ama nerede?
Lo siento, sé que estás aquí pero no sabe dónde.
- Hayır ama nerede oturduğunu biliyorum.
No. Pero sé dónde vive.
Ama nerede olduğunu söylemeden önce para akladığını kabul ettiği kaseti ona vermek zorundayım.
Pero antes de decirme donde está, tengo que devolverle una cinta que grabé de él admitiendo que blaqueaba dinero.
Ama nerede?
¿ Pero dónde?
Emma, Jacob ve Paul. Ama nerede olduklarını bilmiyorum. Doğru söylüyorum.
Emma, Jacob y Paul, pero no sé dónde están, y es la verdad.
Ama nerede olduklarını bilmiyorum.
Pero yo no sé dónde están.
Evet ama nerede?
Sí, pero ¿ dónde?
Ama nerede olduğumu bile bilmiyormuş gibi davrandı.
No sabe dónde estoy.
Ama evraklar nerede?
Pero ¿ dónde están los documentos?
Eğer ona Brendan nerede diye sorarsam, gidip onu getiriyor çünkü onun adını biliyor, çünkü yumuşak oyuncağının adını biliyor, ama o bir köpek.
Si le pregunto " ¿ Dónde está Brendan? Él va a buscarlo porqué sabe como se llama, sabe como se llama su muñeco, y es un perro. - ¿ No es increíble?
Porsuk inlerinin nerede olduğunu küçük ağaçkakanların nerede bulunduğunu biliyorum. Ama zamanımı gençleri arayarak geçirmem.
Sé dónde hacen su madriguera los tejones y dónde encontrar el pájaro carpintero de pico chico, pero no pierdo el tiempo buscando adolescente.
O adamların anahtarın... -... tam olarak nerede olduğunu bilmesi de ne ihtimal ama, ha?
¿ Cuáles son las probabilidades de alguien también sepa dónde estaban las llaves?
Bronx'tan çalınan paranın nerede olduğunu bana söylemeden önce ki onu sike sike söyleyeceksin, şu anda kafanı patlatmamamızın tek sebebi bu ama söylemeden önce seninle görüştürmek istediğim biri var beni dahil etmediğiniz soygunu bana bu kişi anlattı.
Antes de que me digas dónde está el dinero del robo en el Bronx y me lo dirás, carajo, que es la única razón por la que no te reventamos la cabeza ahora mismo pero antes, hay alguien a quien quiero que conozcas que me contó algo sobre un robo del que no me querías incluir.
Ama Hakan'ı en son gören adamın nerede olduğunu biliyorum.
pero sé cómo encontrar al último hombre que lo vio.
- Ama yeri nerede?
- ¿ Dónde está?
- Ama annem nerede?
Pero, ¿ dónde está mamá?
Hadi ama, nerede yaşadığımızı söyle.
Vamos, hazle saber en donde vivimos.
Yani sadece fişi takıyorsun ama prizin nerede olduğunu göstereyim.
Digo, sé que solo tienes que enchufarlo, pero yo sé en dónde hay que hacerlo.
Sürekli yeni hatunlara vuruyorum... hep ya 8 ya da daha iyileri ama yine de bu kadar başarılı olmuyorlar. Nerede yanlış yapıyorum?
Digo, me la paso tirándome a chicas nuevas, siempre de ocho o más, y ni ellas son así de buenas. ¿ Que estoy haciendo mal?
- Ama önce Jai'nin nerede olduğuna bak.
Pero primero, vamos a ver donde Jai es.
"Vikings" te daha önce... - Ama Knut'u göremiyorum, nerede?
Pero no veo a Knut, ¿ dónde está?
Nerede başladığını bilmiyorum ama buraya ulaşıyor ve genişliyor.
Ahora, no sé dónde empieza, pero llega hasta aquí y se extiende.
Soran olursa nerede olduğumu bilmiyorsun. - Ama- -
Si alguien me busca tu no sabes dónde estoy.
Buzdolabın güzelmiş ama tezgahlar nerede?
- Bonito refrigerador. Pero no hay mesadas.
Baba, ateşle odun burada ama kurban kuzusu nerede?
Padre, tenemos la leña. ¿ Pero dónde está el cordero?
Elbette reddettim ama önce nerede olduklarını öğrendim.
Dije que no, claro, pero no hasta descubrir su ubicación.
- Sizleri görmek çok güzel ama büyük Pabbie nerede?
Conservare, mi ropa, miren es genial verlos a todos. - Pero ¿ donde esta Gran Pabbie?
Ama onu nerede bulacağımızı çok iyi biliyordum.
Pero tengo una muy buena sensación de dónde encontrarle.
Ama burada oturup bunu düşünecek değiliz çünkü Leo'nun nerede olduğuna dair çok iyi bir fikrim var.
Pero no creo que debieramos sentarnos aquí pensando sobre ello, porque tengo una muy buena idea de donde está.
Şimdi nerede bu? Hadi ama.
Ahora, ¿ dónde estará...?
Ama öğrendiklerimizi uygulamaya geçmeden önce, "nerede" sorusunu ele alalım.
Pero antes de apuntarnos a sus lecciones hay una pequeña pregunta de dónde.
Yakalasaydın ama ülke dışına çıkaramasaydın, adamı nerede saklardın?
Si lo agarran, pero no podra salir del país de inmediato, ¿ dónde lo esconderian?
Kusura bakma soruyorum ama dispanser nerede?
Uh, lo siento a preguntar esto, pero ¿ dónde está la unidad médica?
Ama Milkha Singh nerede?
Eso está bien, pero, ¿ dónde está Milkha Singh?
Ama kendisi nerede?
La pregunta es, ¿ dónde está ella?
Evet, ama köşeler nerede?
Sí, ¿ pero dónde están las esquinas?
O umrumda bile değil, ama onun nerede yaşadığını biliyorsundur değil mi?
Realmente no me importa una mierda sobre él, pero sospecho que sabes donde él vive, ¿ no?
Ama istersen nerede olduğunu bulabiliriz.
Aunque seguro podemos resolverlo.
Ama ölmeden önce bahse varım Rebecca'ya kardeşimi nerede tuttuklarını söylemiştir.
Pero estoy seguro de que antes de morir le contó a Rebecca... dónde la tienen.
Ama bu çocuğu bulmadan önce manyak Anna'nın 9 aydır nerede olduğunu sonunda öğrendim.
Es un pecado. Sí. Pero he sabido donde estuvo la loca de Ana durante 9 meses... antes de encontrarlo.
Ama Niccolo nerede?
- ¿ Pero dónde está Niccoló?
Merak etme ama, nerede olduğumuzu biliyorum.
Pero no te preocupes, sé dónde estamos.
Bir süredir internette tanıştığım bir kızla mesajlaşıyorum. Komik, zeki ve beni kesinlikle anlıyor. Ama ülkenin diğer ucunda filan yaşadığını ve bahar tatilinde nerede olursa olsun onunla tanışmaya gitmek için annemin Volvo'sunu çalmayı düşünüyordum.
Es divertida, es inteligente, me entiende completamente, pero creí que vivía, como, al otro lado del país o algo así y que tendría que robarle el auto a mi mamá para ir de vacaciones de primavera a Dios sabe dónde solo para conocerla.
Çocukların nerede bilmiyorum, ama işaretimle dışarı çık, oldu mu?
No sé, pero cuando dé la señal, sal. ¿ De acuerdo?
Olur... yani, ısrar ediyorsan, Ama, ya sen Lillith, Sen nerede uyuyacaksın?
Bueno, si insistes, pero Lillith, donde vas a dormir, entonces?
Loch Ness Canavarı'nın tam olarak nerede olduğunu bilmiyorum ama İskoçya'da bir yerdeydi.
No sé en dónde está el Monstruo del Lago Ness, pero es en algún lugar en Escocia.
Evet ama aileleri nerede?
Sí, pero... ¿ dónde están los padres?
- Evet, biliyorum ama demek istediğim, paranın nerede olduğunu hatırlamıyordu.
- Sí, lo sé, pero el punto es que no recordaba dónde estaba el dinero.
Ama kuzenimin connolileri nerede tuttuğunu buldum.
Pero me di cuenta acerca de donde mis primos tienen sus cannolis.
Prosedür pahalı tabii ama asıl para nerede, biliyor musun?
Digo, el procedimiento es costoso, pero ¿ sabes dónde está el dinero de verdad?
Ama tam olarak nerede olduğumuzdan emin değilim.
Pero no estoy segura exactamente, dónde estamos por aquí.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135