Artık değilsin translate Spanish
2,681 parallel translation
Artık patron sen değilsin.
Ya no eres el macho alfa. Yo lo soy.
İyi, demirle vurmak zorunda değilsin artık.
Bien, entonces no tienes que plancharlo.
Artık bunu yapmak zorunda değilsin, Kono.
No tienes qué seguir con esto, Kono.
Artık 18 yaşında değilsin.
- No tienes 18 años.
Artık bu okulun başöğretmeni sen değilsin.
Ya no eres el director de esta escuela.
Jin Young, seni serseri artık bizimle bir çaylak değilsin.
Jin Young, vago... ya no eres un niño en la empresa.
Artık beni tekrar tekrar dinlemek zorunda değilsin.
No tienes que seguir escuchándome más.
Ama sen artık tasmanın diğer ucunda değilsin, ve o artık kimseyi dinlemeyecek.
Pero ya no estás al mando, y el no escuchará a nadie más.
Artık benim uşağım değilsin kocamsın, efendimsin!
Ya no eres mi sirviente, eres mi marido, mi amo.
Çıkarken artık bakir değilsin
Y te vas no siendo virgen.
Shelly, artık sekiz yaşında değilsin.
Shelly, ya no tienes ocho años.
Yani artık türünün son örneği değilsin.
Asi que ya no seras mas el ultimo de tu especie
O kadar ukala değilsin artık!
No eres tan engreído ahora!
O konu açılmışken, korkarım artık yönetici değilsin.
Me temo que ya no eres ejecutivo.
"Aksi takdirde artık sevdiğim adam değilsin demektir."
" Si no lo haces, no serías el hombre que amo.
İyi fikir ama korkarım ki artık yalnız değilsin.
Fue una buena idea, pero ahora ya no estás solo.
Artık ezik gibi hissetmek zorunda değilsin.
No tienes que sentirte como un perdedor nunca más.
Artık polis değilsin!
Ya no eres poli, ya no eres nada.
Bu arada artık komutanın olmadığıma göre bana efendim demek zorunda değilsin.
No, no soy más tu jefe, no necesitas llamarme señor.
Artık bunu yapmak zorunda değilsin.
No tienes que hacer esto más.
Umrumuzda değilsin artık.
¡ No importas más!
Artık patronu bile değilsin.
Ya no eres ni su jefe.
Artık yönetmen bile değilsin.
Ni siquiera eres ya el director.
Artık benim oğlum değilsin.
Ya no eres mi hijo.
Dövüşme. - Genç değilsin artık.
Ya no eres joven.
Artık oyunda bile değilsin.
Ya ni siquiera estás en el juego.
Şakalarına gülmek zorunda değilim çünkü artık patronum değilsin.
Ya no tengo que reírme de tus chistes porque ya no eres mi jefe.
Ve diyorum ki, ihanetinden dolayı, nöbetçi olarak görevlerinden kovuldun, ve artık Asgard vatandaşı değilsin.
Y te informo, que por tu acto de traición... quedas relevado de todos tus deberes como Guardián del Portal... y ya no eres ciudadano de Asgard.
Evet, muhtemelen iyi değil de saygın bir kemancı olmanın ne kadar çaba gerektirdiğini daha yeni fark ettin ve artık çile çekmeye değer olduğundan yeterince yetenekli olduğundan, baskıyı kaldırabileceğinden emin değilsin.
Quizá apenas te diste cuenta de cuánto trabajo se necesita para ser una violinista decente, y ni hablar de una buena y ya no estás segura de si vale la pena de si tienes el talento suficiente o de si puedes soportar la presión.
Artık küçük, şişko bir çocuk değilsin.
- ¡ No, lo del bolsillo de nuggets no! Ya no eres un niño gordo.
Artık genç değilsin.
- Mire, ya no es un jovencito.
Artık sadece onun oğlu değilsin.
No solamente eres su hijo.
Ettiyse teknik olarak artık korsan değilsin demektir.
Si te perdonaron técnicamente ya no eres un pirata.
Artık korsan değilsin!
¡ Ya no eres un pirata!
Belki de artık buraya ait değilsin.
Tal vez ya no perteneces más aquí.
Ne? Artık... artık çocuk değilsin.
Ya no eres... una niña.
Artık sekiz yaşında değilsin.
Pero ya no tienes 8 años.
Artık cezalı değilsin tabi, boş zamanlarında diğer arkadaşlarınla da zaman geçirmek kaydıyla.
Te levanto el castigo si usas esta nueva libertad para pasar algún tiempo con tus otros amigos también.
Artık ayinlere katılmak zorunda değilsin.
La dispenso de la misa.
Hadi Dorothy, artık Kansas'ta değilsin.
Vamos, señorita. Ya no estás en Kansas.
- Artık melek falan değilsin.
No eres ningún ángel.
Artık yalnız değilsin.
Nunca más solo.
Marius, artık çocuk değilsin.
Marius, ya no eres un niño.
Artık özgür değilsin
Pero no eres libre.
Artık 21 yaşında değilsin, biliyorsun.
Tu sabes que ya no tienes 21.
Artık tv de değilsin, bir ormanın ortasındasın.
Ya no estamos en la televisión estamos en la selva, hermano mío!
Artık ekipte değilsin yani.
Bueno... ¿ Ya no te dedicas a eso?
Hiçbirşeyden anlamıyorsun, artık kardeşim değilsin.
No me importa si sabes o no, ya no eres mi hermano.
Artık genç kız değilsin, Gwen.
No eres una adolescente esta vez, Gwen.
Sanırım artık meşgul değilsin.
Parece que estas desocupada.
Evet, Rita artık yalnız değilsin.
No se trata de ti.
değilsin 303
değilsiniz 26
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
değilsiniz 26
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34