Artık var translate Spanish
7,171 parallel translation
- Ama artık var.
Pero ahora, sí.
- Anlaşmamızda bu yoktu. Artık var!
Esto no era parte del trato.
Artık var.
Ahora lo tengo.
- Artık var ya burama kadar...
- y me siento...
Yanına gidip erkek arkadaşı olup olmadığını sordum o da bana "artık var" deyip göz kırptı.
Fui y le pregunté si tenía novio, y me dijo, "ahora lo tengo" y me guiñó un ojo.
Eskiden benim için hiçbir anlamı yoktu ama artık var.
En otra época eso no habría significado nada para mí, pero ahora sí.
- Artık var. - Hayır!
- Bueno, ahora tiene que ver.
Ah, artık çalışabilir raporum var.
He venido a trabajar.
İnsanların robotları mı var artık?
¿ Ahora tienen robots?
Artık Kip'in önünde umut dolu bir gelecek var annesinin sayesinde.
Kip tiene un futuro brillante por delante, gracias a su madre.
Şu demek, artık Peter Gregory gittiğine göre tüm Raviga yatırımcılarının sözleşmeleri uyarınca paralarını alıp çekilme hakkı var.
Ahora que Peter Gregory no está los inversores tienen derecho contractual a llevarse su dinero.
- Artık sonunda iznim var.
- Ahora finalmente me lo permites.
Artık aranızda bir şey var diye mi?
¿ Son pareja ahora?
Ciddiyim. "Takın şu yüzükleri artık," sevimliliği var sizde.
En serio chicos, sois como "ponle un anillo" lindos.
Burada inşa ettiklerinin çoğu artık harabe halinde lakin başka bir yer daha var.
La mayoría de sus construcciones aquí están en ruinas, excepto por un lugar.
Artık düşmanlık yok, dostluk var.
No más enemigos, sino amigos.
O hayır diyorsa, o yok artık onun bir parçası var demektir.
Si dice que no, significa que hay una parte de él que no es más.
- Artık "bir şey" var.
Bueno, ahora hay un "esto."
Zach, duymak istemeyeceğini biliyorum, ancak bunu sonlandırma hakkın var artık?
Zach, probablemente no querrás escuchar esto, pero al menos tienes un cierre ahora, ¿ sabes? ¿ Saben lo que dijo el Detective?
Myeongdong'u ele geçirmek için ona ihtiyacımız var, ama artık karar vermeliyiz.
Lo necesitábamos para atacar a Myeongdong, pero debemos tomar una decisión ahora.
- Evet. Artık GPS'im var.
- Sí, sí, tengo un GPS ahora.
Artık sadece sen ve ben varız.
Ahora somos solo tú y yo.
Artık ne Sterling Cooper ne de başka bir Sterling var.
No más Sterling Cooper y no más Sterlings.
Artık, sen getirildiğine göre, çok iş var.
Bueno, ya que te has puesto al día, hay mucho por hacer.
Şu teleferikimsi şeyler var artık.
Ahora hay estos elevadores elctricos para silla de ruedas.
Evet. Çünkü artık endişelenmemiz gereken daha çok şey var, değil mi?
Sí, bueno, felicidades, Cat, porque ahora hay un montón de cosas por las que preocuparse, ¿ no es así?
Bir odam var artık.
Tengo espacio ahora. Sabes, Jillian, realmente lo siento.
Artık bir oğlun var.
Usted tiene un hijo ahora.
Bu hastalıkla başa çıkabileceğimi biliyorum ama artık hayatımda bazı malum faktörler var.
Sé que he lo he manejado mal, pero hay ciertos factores en mi vida ahora que...
Her iki saniyede bir zirveye ulaşan, çok gürültülü filmler izleyerek yetişmiş bir seyirci var artık.
El público de ahora fue criado con películas que son muy ruidosas, que tienen un clímax cada dos segundos.
Ne kadar zamanı var bilmiyorum ama artık Madrid'e gitmeyeceğim.
No sé cuánto le queda, pero ya no me voy a Madrid.
Greg'in hemşirenin birinden ikizleri var. Kevin artık umurunda değil.
Para él, Kevin no existe.
Artık ben ve kediler var.
Solo quedamos los gatos y yo.
Elimizde şu dişler var artık.
Ahora tenemos esto, los colmillos.
Artık çimen suyu satan yerlerimiz, yoga salonlarımız ve bir de hayvan otelimiz var.
Tenemos bares de zumo exprimido y estudios de yoga y un hotel de mascotas.
April, başkentte kendi oturağımız var artık!
¡ April, tenemos un banco en Washington!
- En azından bir amacı var artık.
Bueno, ahora ella tiene un objetivo.
Yani, bunu bu kadar özel yapan şey, artık bu şey her neyse belki de kuralların var olmamasıdır.
Quizá lo más especial de lo que quiera que sea esto es que no hay reglas...
Hem mutfakta yepyeni satıcılarımız var artık.
Ahora son todos proveedores nuevos.
En azından artık beni hatırlatacak bir şeyin var.
Por lo menos, ahora tendrás algo con qué recordarme.
Artık yeni bir Halkla İlişkiler müdürünüz var.
Hay un nuevo Director de Actividad Humana.
Ama artık bütün bütçeye erişimim var.
Pero ahora tengo acceso al presupuesto.
Koca, sinirli bir lezbiyen var artık senin yanında.
¡ Oye! Ahora tienes de tu lado a una lesbiana grandota y enojada.
Ben varım artık.
Me tienes a mí.
Ve artık sadece ikimiz varız.
Así que ahora es sólo ella y yo.
Artık izin verirseniz bir basın toplantım var.
Ahora, si me disculpas, tengo una conferencia de prensa.
Artık iznin var, Lyons.
Tiene luz verde, Lyons.
- Kendi dizisi mi var artık?
¿ Tiene su propia serie?
Boston'da artık dürüstlük diye bir şey var mıki?
¿ Todavía hay tal cosa en Boston?
Ve artık, cenneti hayal ediyorsun, ama onu sen oluşturmalısın, ve tüm dünyaya Büyük Lui'nin var olduğunu kanıtlamalısın.
Y ahora, sueñas con un paraíso, pero debes construirlo tú mismo, y haz saber al mundo entero... que Luis el Grande... ha llegado.
Sonunda, artık bir fikir var.
En realidad, ahora, tengo una idea.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık korkmuyorum 38
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık korkmuyorum 38
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65