Bebek gibi translate Spanish
2,268 parallel translation
Sonra bir tanrıçanın kucağındaki bebek gibi hoplamaya başlıyorsun.
Pero después empezaste a balancearte... Como un bebé en las rodillas de una diosa.
Bir bebek gibi ağladı mı yoksa?
- ¿ Ha llorado como un bebé?
Onun bebek gibi ağlayışını ben de görmek istiyorum.
Bueno, quiero ver las malditas lágrimas de bebé
Bebek gibi.
Estás actuando como un niño.
Bu sırada bense arabamda "Boom, boom, pow" dinliyorum, güzel vakit geçiriyorum ve bebek gibi uyuyorum.
Mientras tanto, yo estoy en mi auto, "Boom, boom, pow," pasándolo de maravilla y duermo como un bebé.
Onlara bebek gibi ağlayıncaya kadar işkence ettikten sonra, hadım ederdim.
Después de torturarlos hasta que lloren como bebés, los castraría.
Hakkındaki suçlamaları söylemeye başlar başlamaz bebek gibi ağlamaya başlayıp Atlantic City'den bir federalle görüşmek istediğini söyledi.
En cuanto presenté cargos contra él, empezó a berrear cono un bebé, diciendo que quería hablar con un federal de Atlantic City.
Şu surata bak, bebek gibi.
Vaya, mira esa cara, esa cara de bebe.
Bebek gibi davranma. Annemin bir bebeği daha olacak.
Deja de comportarte como un crío.
hatta, hala bebek gibi uyuyor.
En realidad, sigue durmiendo como un bebé.
Veya bebek gibi uyurum.
o dormir como un bebé.
Kız üstüne çıkacak bez bebek gibi etrafa savuracak ki çoğu erkeklerin sevdiği bir şey.
Se te sube encima y te zarandea como muñeca de trapo, algo que a muchos hombres les encanta.
Niye bebek gibi davranıyorsun ki?
O sea, ¿ por qué te portas como un crío?
Burada bir bebek gibi bir şeyim.
Soy cómo un bebé aquí.
Ben... senin bebek gibi ağlayıp koşarak karanlık tarafa geçmeni beklemiyordum.
No esperaba que te pusieras como un bebé y salir corriendo y unirte a la oscuridad.
- Bebek gibi hissediyorum.
- Me siento como un bebé.
Yani ikiniz ancak Matruşka bebek gibi olursunuz.
O sea, ustedes dos podrían ser muñecas rusas.
Bugün sadece bir kişi, koridorlarda çırılçıplak gezen bir psikopatmışım gibi beni gözetliyordu ve Dr. Bailey bir örümcek yüzünden bebek gibi çığlık attı bu yüzden çatlak bir insana göre bugün kendimi çok iyi hissediyorum.
Vale. Hoy sólo una persona me ha mirado como si fuera una loca que estuviera corriendo desnuda por el pasillo y la doctora Bailey gritó como como una pequeña perrita por una araña, así que, me siento bastante bien, ya sabéis, para ser una persona loca.
O daha 14 yaşında. Her gün eve ağlayarak geliyor, bebek gibi.
Él tiene 14 años, y viene a casa y llora cada día, como un bebe.
Yeni doğmuş bebek gibi görünüyorsun!
¡ Pareces recién nacido!
Elimizde köpek maması yoktu, ama köpek yavrusu da bebek gibi olduğundan süt ister diye düşündüm.
No teníamos comida de perro, pero pensé un cachorro es como un bebé, entonces la leche estará bien.
Bir bebek gibi taşıyıp beni eve, sana getirdi!
Su brazo me dio. Me trajo aquí, a ti.
İşte bu yüzden insanlar oyuncak bebek gibi göründüğümü söylüyor.
Es por eso que la gente me llama muñeca.
Seksten sonra fetus gibi kıvrıIırsın Bebek gibi ağlarsın
Sé que después del sexo te gusta ponerte en posición fetal, lloras como un bebé. ¿ Martha te lo dijo?
Bebek gibi.
Como un bebé.
- Yeni doğmuş bebek gibi.
- Como un recién nacido.
Bu bildiğin bebek gibi.
- Se lo conoce como "bebé".
Britta, anayasayı bebek battaniyesi gibi kullanma.
Britta, deja de usar la constitución como una manta de bebé.
Evet, ilkindeki gibi hemen başarırsak, Syd ve bebek arasında altı yıl olacak. İki çocuk ile asla sıkıcı olmaz.
SI, y si logramos el éxito muy rápido como pasó la primera vez, entonces serán 6 años entre Syd y el pequeño sip, nunca hay un momento aburrido con dos niños
Bebek sigara içiyor gibi görünüyor.
Es como si la niña estuviera fumando.
Her nasılsa, zırzop gibi ne zaman maske giysem burada süper bir bebek tavladığımdan bahsetmeyi unutuyorum, adamım.
Como sea, con toda la locura de usar la máscara, olvidé mencionar que me enganche a una mega preciosura cuando estaba aquí, hombre.
Bebek, erkek arkadaş, iş hepsi blendır'a atılmış gibi.
Niño, novio, el trabajo...
Bebek gibi davranmayı kes.
Deja de ser tan niñita.
Tutulmadan sonraki hamamböceği gibi, bebek.
Como una cucaracha después del apocalipsis, nena.
Franco gibi yakışıklı bir adam bana asılırsa fırsatı kaçınmadan üzerine atlar mıyım diye merak ediyorsun ama 45 yaşında yakında boşanacak olan ve bebek kusmuğu kokan bir kadına pek fazla yakışıklı talip olmuyor.
Es todo lo que piensas? Debes saber, que si un hombre tan apuesto como Franco me buscara, me tiraría sobre el apenas tuviera la oportunidad, pero no hay un montón de hombres ahí fuera buscando por una mujer de 45 años próxima a divorciarse que huele a vomito de bebe. - Ponte contento.
Her şey bebek pudrası ve tütün gibi kokuyordu. Güzel manada.
Y todo huele a talco de bebe, y cigarrillos... de una buena forma
Sanki, bebek bakıcıları cemiyeti gibi.
Es casi como el club de las niñeras.
Karnını, bebek bekleyen bir anne gibi tutuyor.
Está agarrando su panza como una madre que espera a su hijo.
Hafta sonunda Central Park'taki hayvanat bahçesi sanki, duvardan duvara bebekler ve bebek arabaları gibi, bilirsin.
Sabes, el zoológico del Central Park en los fines de semanas... está lleno de cochecitos y bebés.
Öyleyse neden bebek tedavi olmuş gibi görünüyor?
Entonces, ¿ por qué la bebé da la apariencia de estar curada?
"İndirmek" demek bebek için daha iyi olur sandım ama sanki hapiste ölmüş gibi hissettiriyor.
He pensado que "tirarla" sonaría mejor para el bebé, pero todavía se siente que murió en la perrera.
Nasıl bir maske? Yuvarlak, bebek maskesi gibi.
Redonda, como de bebé.
İçinde bir bebek hayal ediyormuşsun gibi!
Como si estuvieras intentando dibujar un bebé.
Sanki Afrika'da hiç aç bebek kalmayacak gibi...
Como que ningun niño en Africa muera de hambre
Kızıl bebek kafası gibi, koca bir kase.
como un bol lleno de grandes rojas cabezas de bebes
Bebek vücudundaki bir buz devi kafası gibi.
Como cabeza del gigante de las nieves en cuerpo de niño.
Vücudu, parçalanıyor altını ıslatıyor, bebek beziyle yatağa giriyor ayakları buz gibi, her zamanki gibi ters ve ölmüyor.
Su cuerpo desplomándose, Meándose encima, iba a quedarse en cama con pañales, pies como cubitos de hielo, aquí, lucida como siempre y no moría.
Sana bir şey daha diyeyim dostum kız hamile olduğu zaman bebek deli gibi tekmeliyor.
Te diré algo mas tío, si la chica está embarazada, ¡ hace que el bebé patee como si estuviera loco!
Liz, bebek sahibi olmak yüzüne dövme yaptırmak gibi bir şey.
Tener un bebé es como ponerte un tatuaje en la cara.
Senin sigarayı bıraktığın gibi mi, bebek?
¿ al igual que tu habías dejado de fumar, cariño?
Sanki 7. katın pencere pervazında bir bebek var da Beyaz Saray'dan korkup kimse onu kurtarmak istemiyor gibi bir durum var.
Es como si hubiera un bebé en la cornisa del séptimo piso. Nadie lo salvará, si la Casa Blanca lo puso ahí.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bebek 1147
bebek geliyor 31
bebeklerim 28
bebekler 60
bebek mi 61
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bebek 1147
bebek geliyor 31
bebeklerim 28
bebekler 60
bebek mi 61