English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Beni ararsın

Beni ararsın translate Spanish

570 parallel translation
Öyleyse siz aranızda konuşup beni ararsınız.
Bien, dejémoslo como está. Pónganse de acuerdo y llámenme.
- Beni ararsın, değil mi?
- Me llamarás, ¿ no es verdad?
Beni ararsın.
Llámeme.
- Beni ararsın.
- Llámame.
Beni ararsınız, sonra da beraber gideriz.
Llámame e iremos juntos.
Beni ararsın, ha?
Sólo tienes que llamarme, ¿ eh?
Yataktan kalktığında beni ararsın,
Llamame en cuanto te levantas, a mi casa,
- Kentten ayrılmadan beni ararsın.
- Llámame antes de irte de la ciudad.
- Beni ararsın.
- Usted empieza.
Vardığında beni ararsın.
Y hazme un llamado cuando llegues.
Pekala. Sen düşün taşın, sonra beni ararsın, tamam mı?
Decide que harás y me llamas, ¿ está bien?
Yarın beni ararsın.
Llamamé mañana.
O zaman sür arabanı, rastgele bir yerde dur birkaç gün sonra,... ayın 10'u gibi.. beni ararsın, ben yanına gelirim, meseleyi çözeriz.
Bueno, conduce y para en algún lugar, y en algunos días, volveré el día 10, me llamas, iré por ti y lo arreglaremos.
Bir hafta sonra beni ararsın, sonra ben bunu düşünürüm.
Entonces, me llamas una semana después y me lo pienso.
- böyle bir durumda... beni ararsın.
- En ese caso... me llamáis.
Jimmy, yarın beni ararsın.
Jimmy, ¿ por qué no me llamas mañana?
Fikrini değiştirirsen, beni ararsın.
Si cambias de opinión, llámame.
Artık, arada bir beni ararsın, değil mi?
Escríbeme de vez en cuando.
Düşünüp bitirdiğinde beni ararsın!
Cuando termines de pensar dame una llamada!
Beni ararsın.
Entonces, ¿ me llamarás?
En azından beni ararsın demiştim ve ne planladığını söylersin.
Estaba enojado. Pensé que al menos llamarías..... y hacerme saber que estabas planeando.
Onu verem sanatoryumuna gitmeye ikna edersen... ve ödeyecek para da bulursa, beni ararsın.
Si puedes convencerle de ir a una clínica de tuberculosis, y si consigue el dinero para pagarla, llámame.
Beni ararsın.
Llamarme.
Beni ararsınız.
Llamadme alguna vez.
Beni ararsın tamam mı ama yazık olur.
- Pero llámame. Qué pena.
Ardından beni ararsınız.
Espero que me mantengan informado.
Hafta sonu beni ararsınız. Hafta sonu arayın.
Llámeme al final de la semana, al final de la semana.
McCorey de aynı şekilde ölünce beni ararsın.
Cuando McCorey muera de lo mismo, llámame.
Beni ararsın, buluşuruz.
Usted me llama y concertamos una cita.
Bir sene içinde, iş için beni ararsın.
En un año, me estarás llamando para un empleo.
Üç gün bekledim beni ararsın diye ama aramadın!
Esperé tres días, pero no me has llamado.
Sabah beni oradan ararsın.
Llámame allí por la mañana.
— Beni ofisten ararsın.
- Puede llamarme al despacho.
Ofis telefonumu veririm sana. Bir dahaki gelişinde ararsın beni.
Le dejaré el teléfono de mi oficina, y... y la próxima vez que esté por ciudad, me llama.
- Beni kesin ararsın?
- Ajá, lo creo. - ¿ Te asegurarás de llamarme?
Yarın beni kaçta ararsın?
- ¿ A qué hora me llamarás mañana?
Öyleyse beni saat kaç gibi ararsın?
A qué hora llamarás?
- Beni yarın sabah ararsın.
- Bueno, llámame por la mañana.
Başka neden ararsın ki beni?
¿ Por qué ibas a llamarme si no?
Umurumda değil. Beni Rydén'dan ararsın.
Me importa un bledo.
Belki beni tekrar ararsınız.
Quizá podría devolverme la llamada.
İşte buradaymış. İstersen ararsın beni. Arar mıyım?
He dicho que vayas a divertirte y ya está.
Yer ayırtmaya çalışırım. Olmazsa, beni Frankfurt'dan ararsın!
Intentaré conseguir una plaza, si no puedo, llámame desde allí.
Ararsın beni!
Llámame!
Beni Calanques'tan telefonla ararsın.
¿ Me llamas al Calanques?
En ufak bir merhametiniz varsa, beni geri ararsınız. 873-5261.
un poco de compasión en su corazón, llámeme. 873-5261.
Sonra sen ve tüm beni seven erkekler sırayla okyanuslara açılır ve o balinayı ararsınız.
Y tú y todos los hombres que me han querido iréis por los océanos en busca de la ballena.
Ya benim için mutlu olursun, ya da beni Volga'da ararsın.
- Larisa, piensa lo que...
Sen beni bir ararsın önceden.
Llámame antes.
Odadaki gümüşleri tamamen çıkarınca ararsınız beni.
Por favor, avíseme cuando los haya retirado todos.
İşler yolunda giderse, beni araç telefonundan ararsın. Bavullarını danışmaya bırakırım.
Que te sale bien, llámame al teléfono del coche y te subo las maletas a recepción.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]