English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Beni dinlemelisin

Beni dinlemelisin translate Spanish

407 parallel translation
- Beni dinlemelisin.
- Me tienes que escuchar.
Calamity hemen beni dinlemelisin.
Calamity, ahora tienes que escucharme.
- Beni dinlemelisin, lütfen!
- ¡ Debe escucharme! ¡ Por favor!
Peter, beni dinlemelisin.
¡ Escúchame!
Beni dinlemelisin. Neyi temsil ettiğimizi bilmiyorsun.
No sabes por qué causa luchar.
- Beni dinlemelisin.
- Tienes que escucharme.
- Of artık Tommy! Beni dinlemelisin anne!
¡ Tommy!
- Jim beni dinlemelisin!
- Tienes que escucharme.
Yardım etmek istiyorum ama beni dinlemelisin.
Intento ayudarle, nada más. Ponga algo de su parte.
Jocelyn, beni dinlemelisin.
Jocelyn, tienes que escucharme.
Beni dinlemelisin Whisky.
Has de hacerme caso.
Guy, beni dinlemelisin.
Guy, tienes que escucharme.
Wyatt, beni dinlemelisin.
Wyatt, tiene que escucharme.
Benim yabancıların dediklerini yapma alışkanlığım yok, ama sen beni dinlemelisin.
No suelo hacerles promesas a extraños, señor... pero le doy mi palabra :
Beni dinlemelisin.
Debe oírme y escucharme.
Cora, beni dinlemelisin.
Cora, tienes que escucharme.
- Beni dinlemelisin.
- Escúchame bien.
Görüşmek için geldik, beni dinlemelisin.
Nosotros tener proposición, tú escuchar.
Beni dinlemelisin.
Me ocuparé de su caso más tarde.
Striker, beni dinlemelisin.
Striker, tienes que escucharme.
Beni dinlemelisin.
Tienes que hacerme caso.
Julie, beni dinlemelisin.
Julie, escúchame.
Sana açık sözlü olacağım ve beni dinlemelisin.
Voy a decirle directamente y será mejor que me escuche.
Bize katılacaksan beni dinlemelisin.
Quédate con nosotros, conmigo.
Beni dinlemelisin, Yüzbaşı.
Tiene que escucharme, capitán.
Eğer bu oyunda şova yükselmek istiyorsan, beni dinlemelisin.
Si quieres triunfar, me harás caso.
Beni dinlemelisin, Kırık Ok.
Ahora, tienes que escucharme, fecha rota.
Onu bulma şansımız var ama beni dinlemelisin.
Hay una posibilidad de encontrarla, pero tienes que escucharme.
Şimdi beni dinlemelisin.
Pero escúchame ahora.
Catherine, seni oradan çıkartacağım ama şimdi beni dinlemelisin.
Catherine, voy a sacarte de ahí, pero tienes que escucharme.
Shelly, beni dinlemelisin. Din...
¡ Shelly, tienes que escucharme!
Lionel, beni dinlemelisin.
Lionel, escucha.
- Beni dinlemelisin.
- Escúchame.
Ama beni dinlemelisin.
Pero tienes que escucharme.
Beni dinlemelisin, Miklo.
Tienes que escucharme, Miklo.
Beni dinlemelisin, ben daha iyi bilirim.
Mira, mira bonita, tu hazme caso a mi, Porque aunque sea mucho mas joven que tu, estoy mucho mas desarrollada de aquí.
- Beni dinlemelisin.
- Tienes que escuchar.
Beni dinlemelisin.
Debes escucharme.
- Bilmiyorum. Öyleyse beni dinlemelisin.
- Escucha lo que voy a decirte.
Beni dinlemelisin!
¡ Debe escucharme!
- Herkül, beni dinlemelisin. Bu sadece sen ve Demetrius arasında değil.
Esto no se trata sólo de Demetrius y tú.
Bir şey yapmadan önce beni mutlaka dinlemelisin.
Tienes que escucharme antes de hacer algo.
İşte bu yüzden beni dinlemelisin, bebeğim!
Por eso deberías hacerme caso, nena.
Şimdi beni dikkatle dinlemelisin Diane.
Quiero que me escuches con mucha atención, Diane.
Beni dinlemelisin.
- Debes oírme.
Ama beni dikkatli dinlemelisin.
- Sí. Pero debes escuchar bien.
Şimdi beni dinle, söyleyeceklerimi dinlemelisin.
Escúcheme bien. Escuche lo que debo decirle.
Beni dinlemelisin.
Tienes que escucharme.
Dinlemelisin beni.
Debes escuchar.
Beni dinlemelisin.
Escúchame.
Beni dinlemelisin.
- Yo no... escúchame.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]