English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bet

Bet translate Spanish

308 parallel translation
Fakat kaçınılmaz bir akıbet seni onun gölgesiyle, insanın ayak basmadığı tenha yerlere musallat olan isimsiz hayaletiyle karşılaştırırsa Yaradan'ına sığın.
Pero si algún urgente destino te hace encontrar su sombra, duende sin nombre que embruja las solitarias regiones que no ha pisado ningun pie humano... encomiéndate a Dios!
# But today you're the sucker for the shiny hook # # And you'll never wriggle off You can bet your bottom fin #
Pero ahora has mordido el anzuelo y nunca te podrás soltar...
Defol, bet suratlı cehennem zebanisi!
¡ Atrás, repugnante ministro del infierno!
Hayır, bu akıbet adil değil.
No, ese final no es bueno.
Ne çekicidir, top gibi bet sesiyle
¡ Qué deliciosa voz de bajo la del anfitrión, semejante al cañón!
# Karşılaştığımız anda İddiaya girerim kapılırım
# The moment we met I could bet I would get
Bir kölenin heykeli de bitmiş. Bu akıbet diğer ulusları bekliyordu.
Esta estatua representa un esclavo, el final previsto para todos nosotros.
Hanımefendiler, bu yeni kiracımız Bay Oliver Twist, hizmetinizde.
Lo olvidaba, deben conocer a nuestro nuevo inquilino, el señor don Oliver Twist. Nancy y Bet.
Eminim sırada Parkinson vardır.
Bet Parkinson es el próximo.
Bet, ya seni seviyorsam?
- ¿ Y si te amo?
Üzgünüm, Bet.
Lo siento, Bet.
O balinanın hissetiklerini anlıyorum. Aynı akıbet benim de başıma geldi.
comprendo lo que sentiria esa orca... por que a mi me sucedio lo mismo.
Git... Git artık.
Corre Bet
Ama içerisinde ayin, sevgi, sürpriz, akıbet giriş, gelişme ve sonuç olan inanılmaz güzellikte bir tiyatro eseri yarattılar.
Crearon algo con ritual, amor, sorpresa... desenlace, inicio, desarrollo y fin. Fue una obra de teatro preciosa.
Benim için kötü akıbet demek olsalar da onlara bir süre bakacağım.
Aunque ellos sean mi destino, los observaré por un tempo.
Hayır... kay-bet-meye-ceğim!
¡ Esto... no puede... quedar así!
Çılgın Lou liderliği aldı, Amiral'ın Postası ikinci, Komple Güzel üçüncü peşlerinde Kapalı Bahis, Yoğun Yağış ve Yüksek Basınç.
Prancy Blue toma la delantera, Admiral's Runner va de segundo, Completely Fine les sigue de tercero. Seguidos por Cover the Bet, Heavy Rain, y High Compression.
- Bet...
- Beta?
Herhalde ilgileneceksin Benny bebeğim.
You Bet Your bollos usted, bebé Benny.
İğrenç sülük. Bet sesli cadı.
¡ Esa maldita bruja!
Ama, onun yerine, daha kötü bir akıbet bekliyor sizi.
- En cambio, a vosotros os espera un destino peor aún.
Akıbet
Las Consecuencias
Kendinizi savunmuş olsaydınız inanıyorum ki, bu akıbet hayatınız boyunca peşinizden koşmayacaktı.
Creo que si hubiera tenido mayor autoestima este suceso no le hubiera pesado toda su vida.
- "Akıbet."
- "Les ocurrirá".
l bet his initials are Sidney J. Mussburger.
Apuesto a que sus iniciales son Sidney J. Mussburger.
Kendi dondurmanı al o zaman.
Oh, I bet. Entonces compra tu propio helado.
B, Bet, 2'dir.
B, Bet, es 2.
Alef, Bet.
Aleph, Bet.
Emin olabilirsin!
You bet!
İddiaya girerim bunu sadece senin için yapıyor...
I bet she's doing this just for you...
Çünkü canlı yayın değil.
Cos it ain't going out live. lt bet...
İyi çalışıyor çünkü ne bir utanç ne bir suçluluk, ne de akıbet var.
Funciona, porque no hay culpa. No hay tormentos, no hay consecuencias.
Bet - ur ve Ly - gel...
B'Etal y Ligel
ZET.
BET.
Bu evde ZET'i alan TV var mı?
¿ Se puede ver BET en esta casa?
- ZET mi, Bay Wellington?
- ¿ BET, Sr. Wellington?
Hayır, ZET'in ne olduğunu biliyorum.
No, sé lo qué significa BET.
- ZET'i mi seyretmek istiyorsunuz?
- ¿ Usted quiere ver BET?
Personel salonundaki TV ZET'i alır.
La TV de la sala de personal coge BET.
- Hayır. ZET'i seyredebilir miyim?
- No. ¿ Te importa si pongo BET?
- Beth.
- Bet.
I'd rather bet on that
Yo confio en ello.
- 9 ve 11 haberleri. MTV, BET, VH1.
MTV, BET, VH1.
Birinin ona bir kadeh konyak veya Jack Daniels vermesi lâzım.. çünkü son dört yıldır BET Klasik'de... Morris Brown...
Necesitan darle a ese hermano un trago de coñac o whiskey o algo porque los últimos 4 años, en el Clásico de BET, Morris Brown les ha :
Ve hayır, biz BET Klasiği kazanmadık.
Y no, no ganamos el Clásico de BET.
BET Klasik başlayacak. Yerde mi oturacaksın?
Y viene el Clásico de BET. ¿ Vas a sentarte en las gradas?
BET Büyük Güney Klasiği için yeni parçamız kendi iki müzisyenimiz tarafından bestelendi.
Nuestra nueva pieza para el Gran Clásico Del Sur de BET fue arreglada por dos de sus miembros.
Beţ... altý, yedi...
Cinco... seis, siete...
Ama beţ ay boyunca sürekli ölümü bekleyen bir adamý alýp... mantýklý düţünmesini öyleye sađlayamazsýnýz.
No pueden coger a un hombre que ha estado cerca la muerte 5 meses... esperando, esperando y cambiarle la mente así.
Gidelim Bet.
Vamos, Bet.
İki dakika susamaz mısın, bet sesli?
¡ Cállate, rompebolas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]