Beyaz saray translate Spanish
3,296 parallel translation
Fitz ve ben California'daki evimizden buraya, Beyaz Saray'a her zaman bir kaç parça birşeyler getirebilirz ve bunu yaparız da.
Cada vez que Fitz y yo podemos traer un trozo de nuestro estado de California a la Casa Blanca, lo hacemos.
Beyaz Saray seni vatan haini olarak tanımlamadan önce seni partiyle uyumsuz politikacı olarak tanımlayacağım.
Te definiré como inconformista antes de que la casa blanca abuse de la palabra "traidora".
En içten dileklerimizle, Fitz, Mellie, Cyrus, ve tüm Beyaz Saray ailesi "
"Sinceramente, Fitz, Mellie, Cyrus, y toda tu familia de la Casa Blanca".
ve Beyaz Saray'ı aradın?
¡ ¿ Y llamaste a la Casa Blanca?
Beni Beyaz Saray Basın Sözcüsü yapacaksın?
Me nombrarás secretario de prensa de la Casa Blanca.
Ellen, az önce Beyaz Saray'dan ayrıldı.
Ellen acaba de dejar la Casa Blanca.
Washington'daki Beyaz Saray kadar eski değil.
No es tan vieja, como la Casa Blanca en Washington D.C.
Kendine şunu sromalısın, "Beyaz saray neden... " Maryland Üniversite Hastanesini seçti? "
Uno se pregunta, "¿ por qué la Casa Blanca escogió el hospital Maryland College?"
Müttefike, kaynağa ve Beyaz Saray içinden yardım edecek birilerine ihtiyacım vardı.
Necesitaba aliados, recursos, gente en la Casa Blanca organizando esto.
Bu konuyu Paul'la veya Beyaz Saray doktorlarıyla konuştunuz mu?
¿ Has hablado con Paul acerca de esto, y con el médico de la Casa Blanca?
Bilim kurgu da o an vardır ya uçan daire Beyaz Saray'ın çimenlerine iner ve o dışarı çıkar, biz de koltuklarımızda pür dikkat merak ederiz, "Uzaylılar neye benziyor?"
En la ciencia ficción, está ese momento del platillo volador sobrevolando el jardín de la Casa Blanca y sale él, y allí estamos, al borde de nuestros asientos preguntándonos, ¿ a qué se parecen los alienígenas?
Beyaz Saray'da, yönetimimle resmi yetkili olarak çalışma konusunda seni ikna edemediğimi görünce senin gibi Eylem'e liderlik eden devlet adamıvari birinin burada olması konusunda fena şanslı hissediyorum.
Ahora, ya puedo de y t que convencer a trabajo con mi gobierno en una capacidad oficial dentro de la Casa Blanca, siento maldita suerte tener a alguien como estadista como usted líder del movimiento.
Elinde boş taleplerle Washington'a götürüp, Beyaz Saray'a sokamam onu.
Puedo de y t llevarlo de regreso a Washington y vals a la Casa Blanca con una lista de demandas vacías.
Ne zaman Beyaz Saray'a geleceksiniz?
Pero cuando tienes gente venir dentro de la Casa Blanca
Beyaz Saray'ın içine ne zaman gireceksiniz?
Dentro de la Casa Blanca!
George, uğur böceğimi gece boyu uyutmayan Beyaz Saray'ın önündeki tüm o göstericileri gördün mü?
George, has visto todos esos manifestantes a cabo frente a la Casa Blanca manteniendo mi Lady Bird despierto toda la noche maldita?
Yani, Beyaz Saray'ın paraya ihtiyacı vardı.
Así que la Casa Blanca necesitaba dinero.
Ben, Beyaz Saray'da ki gözde ofisimde, Cumhuriyetçi Parti için fon toplayan.. ... zengin ve onun duyduğu şeyler hakkında üzgün bir Amerikan vatandaşıydım.
- Tuve un ciudadano estadounidense rico recaudador de fondos del Partido Republicano, uno de los favoritos de la Casa Blanca, en mi oficina molesto por las cosas que oía.
Bu bir sigara topu ve Beyaz Saray'ı yönetmenin yolu bundan geçiyor.
Se trata de un cañón humeante que lleva todo el camino hasta la Casa Blanca.
Beyaz Saray için yetersizler.
No puede hacer frente a la Casa Blanca.
Beyaz Saray için yetersizler.
No es digna de confianza. No puede hacer frente a la Casa Blanca.
Diğer haberlerde ise ; Beyaz Saray, Demokratik Ulusal Komite'nin Watergate merkezine yapılan zorla girişle ilgili yorum yapmadı.
Por otro lado, la Casa Blanca no quiso comentar sobre el reciente robo a la sede del Comité Nacional Democrático en el edificio Watergate.
Ne derdin var? Beyaz Saray'ın hanımı gibi.
Ella es como la señora de la Casa Blanca.
Beyaz Saray'dan amına koyayım.
La Casa Blanca de mierda.
Az önce Beyaz Saray'a davet edildim.
Yo acabo de ser invitado a la Casa Blanca.
Filipinler'in Beyaz Saray'ı bu.
Es la Casa Blanca de las Filipinas
Başkan yarın Beyaz Saray'ın önünde demeç verecek.
Mañana, frente a la Casa Blanca, el Presidente dará el anuncio.
Yok o şimdi Beyaz Saray'da meşgul.
No, ese está ocupado en la Casa Blanca.
Burası Beyaz Saray'dan daha güvenli!
¡ Es más segura que la Casa Blanca!
FBI'dan telefonlar almaya başladık. Beyaz Saray ve basın da dahil oldu.
Nos está llamando el FBI, la Casa Blanca y ya se metió la prensa.
Beyaz Saray'da da böyle bir liderlik gösterseydiniz bunların hiçbiri yaşanmazdı.
Si hubiera mostrado este liderazgo en la Casa Blanca, tal vez nada de esto habría ocurrido.
Bu yüzden Başkan benden sizi ve onu ikinizi de görüşmek üzere Beyaz Saray'a davet etmemi istedi. Böylece kalan düşman Decepticonları nasıl avlayacağınız hakkında sizden detay bilgi alabiliriz.
El presidente los invita, a usted y a él, a que vayan a la Casa Blanca a una reunión para que nos digan algo específico sobre cómo están cazando a los decépticons que quedan.
Durun, Beyaz Saray arıyor.
Espere, es la Casa Blanca.
Gerçekten gizli servise girsek nasıl olurdu acaba? Beyaz Saray'ı koruyanlar gibi mesela?
Y si, en realidad fuéramos al servicio secreto... y, al igual que es proteger la casa blanca.
Beyaz Saray First Lady'nin ölümünün doğal sebeplerden olduğunu açıklasa da doğrulanmamış bilgilere göre FBI, Francis Gibson'u gözaltına almış durumda.
Aunque la Casa Blanca menciona causas naturales de la muerte de la Primera Dama Julia Devore, ahora tenemos reportes no confirmados de que el FBI tiene a Francis Gibson en custodia.
Ayrıca, Beyaz Saray'a gittik ve Bayan Obama'yla, şirketlerimizin 2015'te piyasadan 1,5 trilyon kaloriyi azaltacağını ilan ettik.
Además, fuimos a la Casa Blanca y le anunciamos a la señora Obama que nuestras empresas quitarán 1,5 billones de calorías del mercado en 2015.
Yiyecekler değil. Bence Beyaz Saray'ın verdiği mesaj çok talihsizdi, çünkü bunun sebebi yiyecekler.
Y creo que fue un mensaje muy desafortunado de la Casa Blanca, ya que sí es la comida.
Şimdi ise Beyaz Saray'a gidiyoruz ve yine aynı kardeşler bana "Tom Amca" diyor.
Vamos a la Casa Blanca, y esas mismas personas me dicen que soy el tío Tom.
Georgia, Augusta'dan bir sokak çocuğu, şu anda Beyaz Saray'a doğru gidiyor.
Un niño de la calle de Augusta, Georgia, volando a la Casa Blanca.
Dünkü vahşi metro saldırısına geri dönecek olursak, Beyaz Saray bir bildiri yayınladı. Başkan, New York'daki olayları yakından takip ettiğini, ve bütün dualarımızın bu trajediden etkilenen ailelerle olduğunu söyledi.
Como consecuencia del brutal atentado de ayer en el metro la Casa Blanca ha convocado una rueda de prensa para decir que el presidente está siguiendo los hechos de Nueva York y que sus pensamientos y plegarias están con las familias
Şifreli. Sadece bu istasyon ve Beyaz Saray'ın erişimi var.
Sólo esta estación y la Casa Blanca tienen acceso.
Beyaz Saray mı?
La Casa Blanca?
Neden Beyaz Saray'ın var?
¿ Por qué la Casa Blanca?
Ben Beyaz Saray özel kalemiyim, neler bildiğimi düşün.
Yo soy la Casa Blanca Jefe de Estado Mayor ; Pensar en lo que yo sé.
Beyaz Saray kartını görebilir miyim Bay Ryan?
- ¿ Puedo ver su pase de la Casa Blanca?
Dan, Beyaz Saray'a mı koşturdun?
Dan, ¿ te fuiste corriendo para volver a la Casa Blanca?
Hükümetin kapanmasını önleyeceğiz ve kaymağını Beyaz Saray yiyecek.
Evitamos que el gobierno se pare y la Casa Blanca se lleva el reconocimiento.
Beyaz Saray'a geri dönmem gerek.
- Debo regresar a la Casa Blanca.
Ben Beyaz Saray'daki işlerin nasıl yürüdüğünü bilen eski dostunum.
Soy un viejo amigo que ahora trabaja en la Casa Blanca.
- Beyaz Saray yetkilileri -
La Casa Blanca solicitó- -
Burada, Beyaz Saray'da coşkulu bir heyecan var.
Hay mucho alboroto aquí en la Casa Blanca.
saray 16
saraybosna 26
beyaz 290
beyazlar 25
beyaz adam 58
beyaz diş 24
beyaz çocuk 22
beyaz şarap 29
beyaz mı 31
saraybosna 26
beyaz 290
beyazlar 25
beyaz adam 58
beyaz diş 24
beyaz çocuk 22
beyaz şarap 29
beyaz mı 31