Bildiğin gibi translate Spanish
2,423 parallel translation
Ve bildiğin gibi, şimdi de sivilim.
- Sí. Ya sabes por qué soy un civil ahora.
Ve eğer teselli olacaksa, bildiğin gibi artık şahane bir sağlık planlaman var.
Si te sirve de consuelo, ahora tienes un excelente seguro médico.
Eh, bildiğin gibi- -
Bueno, ya sabes- -
Visalia Oaks ve bizim 108 kg'lık yakalayıcımız, Jeremy Brown, bildiğin gibi 2.kaleciyi koşarken korkutan kişi.
Los Oaks de Visalia y nuestro cátcher de 109 kg, Jeremy Brown quien, como sabes, tiene miedo de correr a segunda base.
Bildiğin gibi, biraz şansın olmalı, kaybetmemek için oyna.
Tienes que tomar algunos riesgos, sabes, juega para no perder.
Hayır ama bildiğin gibi harika bir arkadaşsın ve seni seviyorum.
No, pero tu sabes, eres una buena amiga y te quiero.
- İyiyim. Bildiğin gibi.
Tú sabes, lo común.
Bildiğin gibi sadece ikisini yakaladılar.
Sólo que atraparon a esos dos, como ya sabes.
Ve bildiğin gibi öldürmekten asla çekinmem.
Y tú sabes que no dudaré en matarles.
Ama bildiğin gibi herkesin damak tadı faklıdır.
Pero no todos tienen paladar para lo divino.
Bildiğin gibi, Tereyağında Hüner komitesi babana, Judas Iscariot * muş gibi saldırdı.
Como sabes, el Comité de la Competencia de Mantequilla, ha apestado a tu padre...
Bildiğin gibi dişilik organı erkek organı nüfuz etmeden tek başına zevk almada yetersizdir.
El órgano femenino es, como usted sabe incapaz de experimentar cualquier sensación placentera de ninguna clase sin la penetración del órgano masculino.
Senin de bildiğin gibi bende altın yok.
- No tengo mucho oro, como bien sabe.
Bildiğin gibi tutanak tutmuyoruz.
Nosotros no guardamos minutos, como usted bien sabe.
Bildiğin gibi bazı insanlar bu tarz soruları pek kibar ya da saygılı bulmazlar.
Sabe, algunas personas no consideran este tipo de preguntas... particularmente educadas o pertinentes.
Bildiğin gibi bir çocuğu onuruna kurban etme fikri onu rahatsız ediyor.
He sabido que la idea de sacrificar a un niño en su honor, le molesta.
Bildiğin gibi, kalmayı plânlamıyorum.
Como sabes, no planeo quedarme.
Hiç.. bildiğin gibi çalışmaca
Nada, trabajando un poco, como siempre.
Ve senin de bildiğin gibi, ben arkadaşlarımla birlikteyim.
Y ya sabes que quiero pasar este tiempo con mis amigos.
Senin de bildiğin gibi, benim beğendiğim erkekler hayattan farklı şeyler istiyorlar.
Ya sabes, los chicos que me gustaban... querían cosas diferentes en la vida.
- İyidir bildiğin gibi.
- Estoy bien.
Bildiğin gibi, tesadüflere inanmam.
Como sabes, no creo en ellas.
Bildiğin gibi, çocukların gözündeki profilin üvey evladın velayeti için netleşmedi.
Y para que lo sepas, sus suegros no han redimido con exactitud su imagen en los ojos de los niños.
Bu biraz ani gelebilir, yani biraz ani aslında bildiğin gibi balo yaklaşıyor ve bir partner arıyorum.
Quizá te parezca inesperado. Sí es inesperado, en realidad, pero viene el prom, como sabes, y estoy buscando una acompañante y pensaba si querías ir conmigo.
Şu demek senin de iyi bildiğin gibi sen bu yap-bozun çok önemli bir parçasısın.
Significa, como muy bien sabes, que eres una pieza muy importante de este rompecabezas.
Tıpkı senin hemşirelerle alakalı şeyleri bildiğin gibi.
Al igual que tú sabes todo sobre los enfermeros.
Bildiğin gibi. Nerdeyse "Samanlıkta iğne aramak" deyimini "mısır tarlasında kurşun aramak" diye değiştirecekler.
Van a cambiar la expresión una aguja en un pajar por una bala en un maizal.
Bildiğin gibi bizim dünyamızda onlar ters.
Y como debes de saber, al igual que nuestros mundos, están al revés.
Bildiğin gibi Lex kendini klonlamıştı.
Como sabes Lex se clonó a sí mismo.
Ama bildiğin gibi klima beni hasta ediyor.
Pero a mí me hace mal el aire acondicionado.
Senin de bildiğin gibi Erica, üç yıl önce benden Chevy Tahoe almıştın.
Como bien sabes, Erica, me compraste un Chevy Tahoe hace como tres años.
Bildiğin gibi baban bir film yıldızı.
Tu padre es una estrella de cine.
Senin de bildiğin gibi dünyalarımız çakışma yolunda ilerliyor.
Sabes tan bien como yo que nuestros universos van a colisionar.
Bildiğin gibi her beyin ölçülebilir bir elektrik alanı oluşturur.
- Y, como sabes cada cerebro genera un campo eléctrico cuantificable.
Her zaman Dan'ı orada ve seni de buradayken denk getirmek zor ve bildiğin gibi... çok fazla geçmiş var.
Es difícil encontrar el tiempo con Dan siempre allí y tú aquí y, ya sabes, ha habido mucha acumulación.
- İyi. Her şey bildiğin gibi Sen?
Como siempre.
Bildiğin gibi hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Ya sabes que ninguna buena acción queda impune.
Senin de bildiğin gibi Anne-Marie ile okulda tanışmıştım ve evet o dönemler iyi vakit geçirmiştik.
¿ Sabes? , conocí a Anne-Marie en la Academia, y... sí, durante unos años estuvimos pasándolo bien juntos.
Bildiğin gibi, bu sabah Black Lords üyeleri kuzeninin vücudunu morgdan alıp,... onu sokağa atıp sayısız kez ateş ettiler.
Como sabes, esta mañana miembros de los Black Lords sacaron el cadaver de tu primo de la funeraria, lo colocaron en la calle y dispararon al cuerpo numerosas veces.
Bildiğin gibi artık aile işinde değilim.
No estoy en el negocio familiar, como sabes.
Bildiğin gibi... Aynı tas aynı hamam.
Ya sabes, como siempre.
Bildiğin gibi. İş işte.
Pues, ya sabes, es el trabajo.
Bildiğin gibi, birbirimize yakınlaştık.
-... y es su niña la que se llevan. - Como ya sabe nos hemos hecho muy amigos.
Bildiğin gibi Çin Mahallesi'ni denetlemek neredeyse imkânsız bir iştir.
Bueno, como sabes, siempre ha sido una misión casi imposible con la policía de Chinatown.
Bildiğin gibi, bölge başsavcısı, valiliğe adaylığını koydu.
Como sabes, el Fiscal del Distrito se presenta a Gobernador.
Ama hayatının yarısının uyumak, yemek pişirmek, masa hazırlamak gibi bildiğin işler haricinde bir şey yapmadan geçip gitmesine izin veriyorsun.
Pero permite que su vida se le escape haciendo poco más que dormir, cocinar, y poner la mesa y, mira por donde, eso es para lo único que es buena.
Çok az şey bildiğin bir vasıf gibi duruyor.
- Una cualidad de la que sabes poco.
Çünkü öyle olmadığını bildiğin halde rapora rastgele bir gangster saldırısıymış gibi yazdığın için mi?
¿ Porque lo hiciste pasar... por simple violencia de bandas cuando sabías que no lo era?
Evet. Bildiğin üzere sadece beni ziyarete gelmiş gibi görünüyor.
Sí, bueno, va conmigo.
Hayır, bildiğin bok gibi kokuyor gerçekten.
No, lo que quiero decir es que huele a mierda de verdad.
Bildiğin gibi, bu onu biraz geriyor.
Así que, adivina qué, puede que salte. ¿ Y tú que has hecho?
bildiğin gibi yap 16
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bildin 69
bildiğiniz üzere 22
bildiniz 17
bildiğim kadarıyla 146
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bildin 69
bildiğiniz üzere 22
bildiniz 17
bildiğim kadarıyla 146