English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bâzı

Bâzı translate Spanish

55 parallel translation
Bilirsiniz, Profesör. Bâzı kadınlar sıcak kanlı olurlar, bazılarıysa soğuk.
Vd. sabe bien, profesor, que hay mujeres de temperamento caliente y otras frígidas.
Bâzı istisnâlar dışında, hâlâ ortaçağ zihniyetindeyiz.
Pero fuera de algunas concesiones, aún estamos en la Época de la Restauración.
Bâzı plânlar yaptınız ve sonra erken saatte düşündüğünüz eylemi yapmaya koyuldunuz.
Hizo ciertos planes y entonces, a horas tempranas... Volvió a la vicaría.
Kramer, eğer orada yaşayacaksam, bâzı şeyleri atmalısın.
Kramer, si voy a vivir allí, tendrás que sacar algunas cosas.
İşte benim duş rutinim. Belki bâzı değişiklikler yapabilirim.
Haré unos cambios en mi rutina de baño.
Son zamanlarda bâzı sağlık sorunları yaşamaya başladım.
He tenido problemas de salud últimamente.
Vivian'ın bâzı sağlık sorunları olduğunu öğrendim ve kötü birşey olursa, Vivian Jimmy'e benim bakmamı istiyor.
Descubrí que Vivian tiene un problema médico y si lo peor pasa, quiere que me encargue de Jimmy.
Onların bâzıları bayan kıyafeti.
Algo de eso es ropa de mujer.
Ben de bâzı geliştirmeler yaptım.
Por eso he hecho algunas mejoras.
- Ne? Bu binada bâzı hırsız olayları oldu.
Ha habido muchos robos en el edificio.
Phil, bâzı insanlar gibi takıntılı şekilde onu aramayacak.
Así Phil no la buscará compulsivamente...
İsa'yı oynayan aktörün bâzı garip tercihleri vardı.
El actor que interpretó a Jesús tomó unas decisiones extrañas.
Bâzıları duymaktan en çok korktukları şeyi duyuyor.
Algunos escuchan estas cintas y oyen lo que más temen oír.
Bâzılarına göre bu kötü bir şeydi ama dünyanın sonu da değildi.
Fue horrible, pero no fue el fin del mundo como algunos pensaron.
Hepsi Luthor gibi değil, bâzıları sorunlara çözüm arıyorlar.
No son todos como Luthor. Algunos buscan solucionar problemas.
Bâzı şeyler oldu...
Algo pasó y...
Bâzıları birbirine o kadar benziyor ki bir fark ararken ömrünü tüketebilirsin. Bâzıları da o kadar farklı ki aklın havsalan almaz.
Algunas tan similares a las otras que puedes pasar una vida buscando una diferencia, otras tan radicalmente diferentes que desafían la comprensión.
Yapmam gereken bâzı işler var.
En primer lugar hay algunas cosas que tengo que hacer.
Ben bâzı kimyasallar üretirken kapıyı açık bırakmıştı.
Mientras tanto, dejó la puerta abierta mientras que síntetisaba productos químicos.
Bâzı akademisyenlere göre, cevap verilemeyen soruyu da yanıtlayacaksın.
Algunos estudiosos dicen que, entre otras cosas tienes la respuesta a la pregunta imposible.
Herkesi değil. Aslında ODIN, bâzı boş pozisyonları doldurmak için pek az ISIS personelini terfi ettirmek istiyor.
De hecho, ODIN planea ascender a algunos selectos empleados de ISIS para llenar algunas inminentes vacantes.
bâzı şeyleri itiraf etmeme yetecek kadar. Her zaman yılın annesi değildim... - Ha!
Y aunque no siempre fui la madre del año ¡ puedo cambiar!
Oteli yenilediğimiz için hâlen elektrik hattı çekiliyor. O yüzden bâzı kameralar çalışmıyor olabilir.
Debido a que el hotel está en refacción, aún siguen trabajando en el cableado así que algunas cámaras pueden estar fuera de servicio.
Herhalde aranızda bâzı sorunlar vardı.
Supongo que lo estáis pasando mal, ¿ eh?
Bâzıları öyle söylüyorlar.
Eso es lo que dicen algunas personas.
Bâzılarımızın köken öyküsü pek de hoş olmuyor.
Algunos vivimos cosas difíciles en el departamento de orígenes.
Bâzı insanlar teröristlerin hak ettiklerini bulmalarını istiyor. Mümkün olduğunca yavaş ve acı dolu hem de.
Algunos piensan que los terroristas deben recibir su merecido lo más lenta y dolorosamente posible.
Bâzı kişileri güzelce benzeteceğini söyledi.
¡ Dijo que pateará traseros!
Bâzıları tiyatrodan hiç anlamıyor.
Algunos no tienen sentido del teatro.
Ülkenin bâzı kesimlerinde elektrik gelmeye başladı fakat hava durumu üzerindeki etkinin çok daha uzun sürmesi bekleniyor.
La electricidad finalmente está regresando a las líneas en partes del país pero s espera que el impacto sobre los patrones climáticos dure mucho más.
Ben hapisten kaçalı beş yıl oldu ve bâzı işler yaptığımı da biliyorsun.
Han pasado cinco años desde que escapé de la cárcel y sabes que he estado ocupado.
Evet, bir ilaç şirketi. Ufak bir başlangıç için bâzı kişiler firmama gelmişti.. ... sermaye arttırımı için yardım etmiştik.
Sí, es una compañía farmacéutica, inicio pequeña, algunos chicos en mi firma, ayudamos a recaudar capital.
Burada bir sandalyeyeye bağlıyım.. ... çünkü bâzı kişiler burada olmamı istedi.
Estoy aquí, esposado a esta silla, debido a algún... acto malévolo que hice ahí afuera.
Şey ama şu var ki anlatılan bâzı bilgiler mantıklı geliyor.
Sí, bueno, la cosa es que algo del conocimiento que me enseñaron, tiene sentido.
Belki de ameliyat bâzı şeyleri zorlaştırmış olabilir.
Tal vez eso es por la operación podría haber complicado las cosas.
Dedikodulara göre Caspere bâzı elit partilere katılmış olabilirmiş.
No ha venido. Hay rumores de fiestas de élite a las que Caspere podría haber asistido.
Tekrar bâzı işlere dönüyorum.
Así que estoy regresando a algunas cosas.
Bâzı kişilere bulaşmış olabilir.
Podría haber estado con algunas personas.
Chessani aile reislerinin bâzı âdetleri ona ağır geliyordu.
Ciertas tradiciones de los patriarcas Chessani con las que tenía dificultades.
Caspere elmasların bâzılarını sakladı.
Caspere se guardó algunos diamantes.
Hamileydi ve bâzı şeyler biliyordu.
Ella estaba embarazada y sabía cosas.
O kulübelerden bâzıları 30'lardan beri buradadır.
Estas chozas han estado aquí desde los 30.
Baksana, annen bâzı değişikliklerden söz etti mi?
Oye, tú madre, ella ¿ ella mencionó si cambiaría algo?
O duruma düştü çünkü hatunu bâzı çalıntı mallar sattı.
Llegaron a eso porque su mujer vendió cosas calientes.
Polisin dediğine göre Ben Caspere'in evindeki bâzı eşyaları rehin vermişsin.
La policía dice que empeñó cosas de la casa de Caspere.
Bâzılarının tadı daha iyi.
Unos saben mejor que otros.
Bâzı açılardan olduğum kişi olmamda babam kadar senin de payın var.
En cierto modo, soy tanto tu creación como la de mi padre.
Düşünüyordum da Kirk, bâzı değişiklikler yapmalıyız.
He estado pensando, Kirk, necesitamos cambiar un poco las cosas.
Bâzı kurallar vardır.
Hay reglas.
Bâzı şeyler, bâzen göründüğü gibi olmayabilir.
A veces las cosas no son como parecen.
Bâzı şeylere katlanamam.
Algunas cosas no se sostienen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]