Canïm translate Spanish
328 parallel translation
Arkadaslarlayïm, canïm sïkïldï ve yürüyüse çïktïm.
Me aburría y salí a dar un paseo.
- Evet canïm.
- Sí, querida.
Iste. Ah canïm.
Tenga, querida.
Bak canïm, bazï insanlar...
Bueno, cariño, hay gente que...
- Evet canïm, biliyorum.
- Sí, cariño, lo sé.
Canïm Bell Dadï.
Querida Mammy Bell.
Seninle birlikte izlemeyi seviyorum canim.
Me gusta ver contigo, cariño.
- Bir sey yok canim.
Está bien, cariño.
Canim?
¿ Cariño?
Canim, o konuda hayatta yazmam.
Cariño, yo nunca escribiría sobre eso.
Ne yapiyorsun canim?
¿ Qué estás haciendo cariño?
Canim?
¿ Amor?
Bazen canim, yapabilecegin tek sey bu.
A veces, cariño, eso es lo único que podemos hacer.
Senin kabahatin yok canim.
No es culpa suya, querida.
- Gitsen iyi olur canim.
- Vete, querida.
Dinle canim.
No, escucha, tesoro.
Affedersin canim.
Lo siento, ángel.
Bir dakika canim.
Un momento, querida.
Kendi canim daha çok emek gerektirdi... ve birkaç yorgun at ve bir bohça kürk için onu kaybedecek degilim.
Yo tengo más que el trabajo de un año... y no tengo en mente perderlo por algunos caballos cansados y un atado de pieles.
Hatirladigim kadariyla ilk kez canim istemiyor.
Es la primera vez que no me apetece.
Serif için gündelik bir is yaptim canim.
Lo normal para un ayudante.
CANIM KIZIMA
A mi amada hija.
Bu gece tek basına neler yapacaksın, canim?
¿ Qué vas a hacer esta noche, amor?
Bak Billy, burada iki silin var. Tamam mi canim?
Escucha, Billy, aquí tienes dos chelines.
- Evet, canim?
- ¿ Sí, cariño?
- Var canim. Biraz veririm.
- Sí, cariño, te pondré unas pocas.
Paranın üstü, canim.
Cambio de seis peniques, cariño.
- Görmedim canim, kusura bakma.
- No, cariño, lo siento.
- Canim, affedersin.
- Cariño, lo siento.
Tek yapman gereken, sakin olmak, canim.
Relájate, cariño.
Garsonluk yapmis olsaydin bunu bilirdin, canim.
Lo sabrías si hubieras sido camarera, cariño.
Bana "canim", deme, koçum.
No me llames "cariño", amiga.
Bana "koçum", deme, canim!
No me llames "amiga", ¡ cariño!
Tamam, canim.
De acuerdo, cariño.
Tita, piyanodan uzaklasinca zaman duygun kalmiyor, canim.
Tita, no tienes noción del tiempo f uera del piano.
Elbette, canim.
Por supuesto, querida.
Haydi canim!
¡ Oh, qué bien!
O, Bayan Mac, size yardim etmeme izin verin. Tesekkurler canim.
Oh, Sra. Mac, déjeme ayudarle.
Hala firsatin var canim...
Tal vez aún puedas.
- Fazla kalmayiz Bayan Mac. - Tamam canim.
- No tardaremos, Sra. Mac.
Abartmayin canim.
No exageren.
Evet, çizmelerimi giyene kadar canim çikmiºti.
Si, me costó mucho ponerme las botas.
Neyse canim... sonuçta tarih, sadece onu sekerle kapli zannedenlere aci gelir.
Pero bueno... después de todo, la Historia sólo es amarga para los que la esperaban azucarada.
"Ah canim," diye esnedi..
"Oh mi Dios" - El Bostezó
Kes şunu... Canim acıyor...
Para, me haces daño...
- Günün nasıl geçti, canim?
- iCómo te ha ido, cielo? - Bien.
cANIM, burada olmadığım süreci maruz gör, ama iyi haberlerim var.
Amor, perdona mi ausencia, pero tengo buenas noticias.
Birkaç çanta, Marcus'a olan borcumuzu odemeye yeter canim.
Solo uno pocos bolsos, bebé, son suficientes para pagarle a Marcus.
- Merhaba canim.
- Hola, nena.
- Ne olacak canim.
- Qué diablos.
Su satis fuarlari çok sikici. Hiç canim çekmiyor.
Esta convenciones de ventas son aburridas, no estoy emocionado.
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19