English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Da değiliz

Da değiliz translate Spanish

1,091 parallel translation
"Kastora Bırak" diyarında da değiliz.
No sólo vemos programas familiares.
Artık cahil insanlar kalmadı, 1936'da değiliz.
Aquí ya no hay analfabetos, ya no estamos en 1.936.
Tanrı'nın şu an umrunda değiliz ya da o da bir faşist.
Que Dios está distraído o es un facho.
Dışarıda yok, ama içerde ne olduğunu ayırd edebilecek durumda değiliz,
Afuera no, Pero no hemos determinado qué hay adentro,
Şu anda Amerika'da değiliz.
No estamos en América.
Londralı da değiliz.
No somos de Londres.
Ayrıca zengin falan da değiliz.
No somos ricos.
Malesef yeterli sayıda değiliz. Bu gece gelen insanlara bakın.
Esté claro que no tenemos suficiente gente.
Çevrene bir baksana, vahşi batıda değiliz.
Hey, mira Dorothy, ya no estamos en Kansas.
Artık San Francisco'da değiliz, yani buna makarna demek zorunda değiliz.
Pues, no lo se, disfrutar del hecho de que como ya no vivimos en San Francisco ya no tendremos que llamar a esto pasta.
Hem çok uzak da değiliz.
No estamos tan lejos de usted.
Biz bilgin değiliz. Çılgın da değiliz.
¡ No somos científicos y petimetres!
Hayır. Ama karşılayamayacak durumda da değiliz.
No, pero tampoco podemos prescindir de él.
Beraber yapabileceğimiz bir şey biliyorum... ve evden çıkmak zorunda da değiliz ve bir şey almamıza da gerek yok.
Conozco algo que podríamos jugar de a dos y sin necesidad de salir de la casa ni tener que comprar nada.
Hatta burada da değiliz.
En realidad, tampoco aquí.
- Korkak da değiliz tabi.
- Pero no somos unos miedosos.
Biz zorbalar da değiliz.
No somos bestias.
Nükleer enerjinin yanlısı da değiliz!
¡ Tampoco estamos locos por la energía nuclear!
Bunun içinden geçecek kadar şansızsak, ve bu da zamanda bir yırtık ise, bu da demektir ki, artık biz kendi zamanımızda değiliz, bayanlar baylar.
La atravesamos con tan mala suerte que resultó ser una grieta en el tiempo. Eso significa que ya no estamos en nuestro tiempo, señoras y señores.
Karanlık Çağ'da değiliz.
No estamos en la era medieval.
Hizada değiliz, biraz da şöyle yapmak gerek...
No estamos bien formados, y quisiera que intentáramos...
İspanya'da değiliz. İç savaş yok.
Aquí no estamos en España, no hay guerra civil.
Biz köylü fırıncı değiliz, ben bu işi Belgrad'da öğrendim.
No somos panaderos de pueblo. Yo he aprendido el oficio en Belgrado.
Hey, Teğmen, o kadar da yorgun değiliz.
Teniente, no estamos muy cansados.
Başkasına çalışıyor, bu başkası da biz değiliz.
Trabaja para alguien, y dudo que sea para nosotros.
Askeriye ile bir ilgimiz yok ve balinalara da bir zarar vermeye niyetli değiliz.
No somos militares y no queremos hacerles daño a las ballenas.
Anlaşılan Kamboçya'da değiliz.
Esto no es Camboya.
Biz o kadar da yorgun değiliz oğlum.
Desean transportar a los Miller y a su comitiva a bordo.
Kayıp mekikte olduğundan da emin değiliz, ama varsayımlarımız bu yönde.
Ni sabemos seguro si está en el transbordador aunque actuamos según esa suposición.
Ve Will ve ben, o kadar da farklı değiliz.
Will y yo no somos tan diferentes. Se lo aseguro.
"Aslında, onunla ilgili olarak o kadar da mutlu değiliz."
" Sabes, francamente, no estamos contentos con él.
Biz asker değiliz ve o da düşman değil.
No somos soldados y él no es el enemigo.
Hayır orda da değiliz Lordum.
- Tampoco, señor
Biz Alaskalı değiliz, Flushing'liyiz, ki Flushing Queens'de, o da New York'dadır.
Somos de Flushing, en Queens, Nueva York.
Dinle... Birbirimizden çok da farklı değiliz.
Usted y yo estamos cortados por el mismo patrón.
Oradaydık, Eddie ve ben, İngiltere'de, düşünebiliyor musun öyle şık ve zerafet dolu bir davet- -beyefendiler, hanımefendiler, herşey- -Bu arada Buckingham Sarayından da uzakta değiliz.
Ahí estábamos Eddie y yo, en Inglaterra, en una elegante fiesta con lords, ladies, y todo eso. No era lejos de Buckingham Palace.
Kocam da ben de üzgün değiliz aslında. Kocan biliyor mu yani?
Mi marido está contento y yo también.
Tirstiginda karsisindakine aniden yumruk atan insanlardan degiliz, anliyor musun?
Una persona que no da golpes bajos.
Diğer alanlarda pek de iyi değiliz çünkü.
¡ Ya no se nos da bien nada más en este país!
Onların da sikinde değiliz.
A ellos no les importa.
Olanlarla da yakın değiliz.
Y no me llevo bien con la poca familia que tengo.
O konuda da pek iyi değiliz.
- lavarnos la ropa... - y todo por nuestra cuenta.
Ve aslında o kadar da İsveçli değiliz.
Y francamente, no somos tan suizos.
Afrika dışında 8 milyon yıl ama o kadar da farklı değiliz.
Ocho millones de años desde que salimos de África. No somos tan diferentes.
Biz aslanlar o kadar da kötü değiliz.
Vamos, vamos, no creo que los leones estén tan mal.
O an'ın filmin dışında var olup... olmadınğından da bundan böle emin değiliz.
Ya no estamos seguros de que el momento haya existido fuera de la película.
O kadar da sarhoş değiliz.
Bueno, nosotros no somos tan borrachos.
Anlaşılan çok da kötü bir ekip değiliz.
Al parecer, no somos un mal equipo.
Rahat değilim. Artık tam da yalnız değiliz burada.
- Me siento incomoda, ya no estamos solos.
Kuzeyin en büyük dağına sahip değiliz belki... veya orta Galler'deki en güzel dağ da değil,
No tendremos las montañas más grandes del norte, ni las hermosas montañas del centro del país de Gales.
Sizi birlikte dışarıda görmeye alışık değiliz.
Qué raro veros fuera juntos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]