Değiliz translate Spanish
22,290 parallel translation
Tam olarak emin değiliz.
No sabemos, a ciencia cierta.
Ne olduğundan emin değiliz.
No estamos seguros de qué ha pasado.
Jones'dan umudunu kesen sadece biz değiliz.
No somos los únicos que han perdido la fe en Jones.
İzin alacak değiliz ya.
¿ Qué hay de él? No vamos a pedir permiso.
Bunu yapmaya mecbur değiliz.
No tiene por qué ser así.
Ama cesur değiliz ki.
Pero no somos valientes.
Bu şeye muhtaç değiliz!
¡ No necesitamos a esta bestia!
Biliyorsun, teknik olarak polis değiliz, yani hayır.
¿ Sabes? Técnicamente no somos policías, así que no.
- Ama biz sevgili değiliz ki.
Pero no somos una pareja.
Bu iyi bir şey çünkü bu maytabı etkisiz hale getirmenin yakınında bile değiliz.
Eso es algo bueno, porque no estamos ni cerca de desarmar este petardo.
" Biz sarhoş değiliz, bu dünyanın sarhoşluğu.
"No estamos borrachos, el mundo es el intoxicado."
O kadar geniş fikirli değiliz.
No somos tan liberales.
Bu konuyu konuşmak zorunda değiliz.
No tenemos que hablar de eso.
Biz siyasi bir hareket değiliz.
No somos un movimiento político.
Sorun yaşayan tek biz değiliz.
No somos los únicos que tienen un problema.
- Hayır değiliz. Ne oldu?
No, no lo estamos. ¿ Que pasó?
Dediğim gibi, Bob Underhill'i onun öldürdüğünden emin değiliz.
Como dije, no podemos estar seguros de que él es el que mató a Bob Underhill.
Unutma, bir şirket değiliz.
Y recuerda, no somos un bufete.
Şu an da, yanılıyorsam düzeltin ama anlaşma yapmak zorunda değiliz çünkü zamanaşımı dolmuş durumda.
Aquí es donde estamos... y corregidme si me equivoco... No tenemos que llegar a un acuerdo porque la disposición legislativa en materia de plazos ha expirado.
Kayıp teknoloji devi liderinin kaybolduğu yerden çok uzakta değiliz.
Estamos cerca del parque donde desapareció nuestro gurú tecnológico.
Çiftleşme sezonunda değiliz bu yüzden bir çift göremeyebiliriz.
Aún no es la temporada de apareamiento, así que es posible que no veamos ninguna pareja.
Buraya mahkum değiliz.
No estamos encadenadas a esto.
O kadar da kötü değiliz, değil mi?
No somos tan malos, ¿ no?
Mesele biz değiliz, mesele asteroid için en iyi olan.
No se trata de nosotros, sino de qué es mejor para el asteroide.
Artık birlikte değiliz.
Ya... no estamos juntos.
Seksenlerde çekilmiş bir yaz kampı filminde değiliz.
Esto no es un película de campamento de verano de los ochenta.
Evet, bir patlama olur mu durumunda değiliz.
No es cuestión de "si" tendremos un gran destello solar.
- Kör değiliz herhalde.
Tengo los ojos.
- Şuan bir mahkemede değiliz.
- Está bien, mira, no estamos juzgando.
Biz bir klub değiliz onlar çok korkunç
No somos un club. Todos son horribles.
Efsanenin doğru olduğundan emin değiliz
No sabíamos qué leyendas eran verdad.
Neden artık arkadaş değiliz
¿ Por qué ya no somos amigos, El?
Tamam iyi değiliz.
Bueno, a ver. No estamos bien.
Hâlâ yüzbaşının bildiğinden ve öğrendiği zamandan emin değiliz.
Aún no estamos seguros de lo que sabía el Capitán y cuándo lo supo.
- Hazır değiliz.
No estamos preparados.
Biz hazır değiliz Sayın Yargıç.
Nosotros no estamos preparados para el juicio, señoría.
- Biz hazır değiliz ama!
¡ Nosotros no estamos preparados!
Samimi değiliz ki...
No estamos fraternizando...
Artık o kişiler değiliz.
Ya no somos esas personas.
Arkadaş değiliz, sevgili de değiliz.
No somos amigos. No somos amantes.
Artık zaman Iüksüne sahip değiliz.
Ya no tenemos el lujo del tiempo.
bunun maaş eşitliğiyle bi alakası yok senle onun ölümü hakkında konuşmalıyız su sharbonedaki şişman kediler beni tutuklamak için fbı yolladıklarına göre sanırım korkmaya başladılar seni tutuklamak için burda değiliz hayır ben bu hükümet zorbalarından korkmuyorum ve siz de korkmamalısınız çünkü aradaki maaş farkı bittiği zaman,
Esto no tiene nada que ver con la igualdad de salarios. Necesitamos hablar con usted sobre la muerte de... Supongo que esos corporativos de peso pesado del Sherborne deben estar asustados ya que envían a estos agentes del FBI para que me arresten.
Evet, böyle bir şey için hazır değiliz.
Sí, no estamos preparados para eso.
Aaa, Henüz 100 % emin değiliz.
- No estamos 100 % seguros.
Onlarla vakit geçirmek zorunda değiliz, birlikte takılırız.
No tenemos que salir con ellos, podemos estar solos.
Baldıran olduğundan bile emin değiliz.
Ni estamos seguros de que fuera cicuta.
Hiç mafya bastıracak durumda değiliz.
Y no podemos sofocar una insurrección. Lo siento.
Bize bir sebep vermezseniz size zarar vermek niyetinde değiliz.
No hemos venido a lastimarlos a menos que nos den una excusa.
Nasıl ölmüşler? Emin değiliz.
¿ Cómo murieron?
Hiç değiliz.
Ni hablar...
Biz buraya ait değiliz.
No pertenecemos aquí
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değilse 32
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değilse 32