Demişler translate Spanish
583 parallel translation
Geç olsun da güç olmasın demişler. Müsaadenizle beyler.
Discúlpenme.
Ne demişler...
Recuerda lo que dijo el otro :
ve ahlaksız demişler.
Por ellos estoy disgustada. "... mujer inmoral "
Ne de olsa yarın sabah geleceğiz demişler.
Dijeron que estarían fuera una noche.
Ne demişler? "Komşunu sev."
¿ Qué pasó con ese viejo refrán que dice "ama a tus vecinos"?
Ona şey demişler.
Les dijo que era....
Ne demişler, bu yaşta bu akılla çok yaşamazmış insan.
¡ Tan joven y tan discreto! ¡ Dicen que nunca viven mucho!
Dickenschied'de geçirdiği çocukluğunda bile ona ne kadar acı çektirmişler. Kimse babasını tanımadığı için ona çingene demişler. Köyde bile yaşanan her olayda onu suçladılar.
Cómo la atormentaban, incluso de niña en Dickenschied sólo porque no conoció a su padre decían que era gitana y la culpaban de cualquier cosa que ocurriese en el pueblo.
Hatta çok sevrim. Ne demişler, Hor görme garibi, değil mi.
Me gustan las clases humildes.
Ee ne demişler :
En mi tierra decimos :
Ne demişler : "İşlek caddede çim bitmezmiş."
Pero se dice que la hierba no crece en calles muy transitadas.
Ünlü bir editöre... gazetecilikte unutulmaması gereken... en önemli üç şey nedir demişler.
Una vez preguntaron a un importante redactor... cuáles eran las tres cosas más importantes... que recordar sobre un periódico.
Neden ona "baş" demişler?
¿ Por qué lo llamarán el excusado?
Peki ne demişler?
¿ Y qué descubrieron?
İyi demişler besle kargayı oysun gözünü diye.
En ese mundo, cuanto mejor te portas más patadas recibes.
Tanrı'nın işine akıl sır ermez, demişler.
"Los caminos del Señor son misteriosos", dijeron.
Sadece demişler ki :
Simplemente dicen...
Ama bağcılar, oğlunu görünce "mirasçı bu gelin, onu öldürüp mirasına konalım" demişler.
Pero ellos al ver al hijo se dijeron : "Matémoslo pues es el heredero y nos quedaremos con su herencia."
Demişler ki, "Peder, kolunu nasıl kırdın?"
Le dijeron, "¿ Padre, cómo se rompió el brazo?"
"Tanrım, çok kötü olmuş Peder" demişler.
"¡ Qué lástima, Padre!".
Dağ, dağa kavuşmaz insan insana kavuşur demişler.
Como suele decirse, sólo las montañas no se encuentran.
7 bin lira demişler, duydum.
Hablan de 7 mil liras.
Efsane onların da kulağına gitmiş, ama onlar kanyona "Biçare Adams" demişler.
Habían oído hablar de la leyenda, pero llamaron al cañón "El Adams perdido".
Ne demişler, ne ekersen onu biçersin. Emrah Akın
Si uno cuida del jardín, consigue una buena cosecha.
Fakat işin adına "Cheyenne Sosyal Klübü" gibi bir şey demişler.
Pero es algo llamado Club Social Cheyenne.
- Peki ne demişler?
- ¿ Cuáles son?
İyilik yap iyilik bul demişler.
Un buen intercambio, se merece otro.
Evet, ne demişler...
Sí. ¿ Por qué no dicen que alguien va a... va a...
O kadar çok toprak var ki, göçmenler yerleşebilerler " demişler.
Hay tierra suficiente, dejad a los anglos que tengan una casa ".
Beethoven'a da böyle demişler.
Eso era lo que decía Beethoven.
İnsanlar konuşa konuşa demişler.
Hablando se entiende la gente.
Ne demişler?
¿ Qué dijeron?
Eee ne demişler
Bien, como dicen...
"Kraldan kurtulmalıyız, çünkü kral delirdi," demişler.
Salieron todos juntos a la calle y dijeron... "Tenemos que deshacernos del rey, porque está loco".
Neden ona Pembe Panter demişler?
¿ Por qué se llama "la Pantera Rosa"?
Neden öyle demişler?
- ¿ Por qué se llama así?
Sana neden Franz Biberkopf demişler?
¿ Por qué te llamas Franz?
Ayaklarına kapanmışlar onun ve "Nankörlük ettik, pişmanız!" demişler.
Se arrojaron a sus plantas y dijeron : " Nos arrepentimos de nuestra ingratitud.
Ne demişler, yıldırımı yutacaksın ve şimşeği tutacaksın.
Como dijo uno, comerás rayos y tus pedos serán truenos.
Ne demişler Coo-Coo, halk tabakasından değilsen mezar hırsızısın. Küçük iğnemiz için hazır mısın bakalım?
Bien... ¿ Está la Ordinaria Coo-Coo, la vulgar facinerosa... preparada para su pequeña inyeccion?
Ona dediklerini biliyor musun, yediğin kaba pisledin demişler, aynen böyle.
¿ Sabe qué le dijeron? "¿ Qué haces, escupes en el plato del que comes?"
"Zararsız bir titreşim" demişler.
"Inesperado y transitorio."
Ne demişler?
Aver, ¿ qué dicen?
Samanyolu'na "Gecenin Omurgası" demişler
La llaman "el espinazo de la noche".
Ne kadar da güzel demişler.
¡ Muy bien dicho!
"Sana uyar. Çalma şansın olur" demişler.
Encajarías bien, podrías tocar. "
Payına düşene razı olacaksın demişler, değil mi?
Bueno, supongo que en esta vida uno toma lo que se le ofrece, ¿ eh?
Diğer yandan, ev alma komşu al demişler.
Por otro lado, los vecinos conviven mejor cuando los separa una cerca.
Oturup şöyle demişler.
Se sentaron y dijeron :
El ile gelen düğün bayram demişler.
Usted dijo que estaba desanimado.
O kadar asık suratlı olmayın. Ne demişler ;
No pongan esas caras.
demiş 290
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31