Denemeliyiz translate Spanish
797 parallel translation
"Bu üzücü yanlış anlaşılmayı, barışçıl yöntemlerle kan dökmeden çözmeyi denemeliyiz."
Debemos de tratar este triste malentendido, sin lucha, sin derramamiento de sangre.
Denemeliyiz.
Podríamos intentarlo.
- Çılgınca bir fikir ama herşeyi denemeliyiz. - Tanrı'ya şükür.
Es una idea loca, pero podemos intentarlo.
Ana hatta dönüp sınırı geçmeyi denemeliyiz.
Cruzaremos la frontera.
Belki bir dahakine kayak atlayïsï denemeliyiz.
Lo siguiente será dar saltos.
Denemeliyiz en azından.
Deberíamos hacer un esfuerzo...
Bunun kolay olmadığını biliyorum, ama en azından birbirimizle geçinmeyi denemeliyiz.
Sé que no es fácil, pero debemos intentar llevarnos bien.
Ama bu bizi öldürür. Şansımızı denemeliyiz.
- Vamos a jugárnosla.
- Tekrar denemeliyiz.
- Tendremos que volver a hacerlo.
Eğer havaalanına ulaşacaksak, bunu yürüyerek denemeliyiz.
Para llegar al aeropuerto, debemos seguir a pie.
Onu denemeliyiz!
¡ Oh, vamos!
- Şansımızı denemeliyiz.
- Tendremos que arriesgarnos.
- Birbirimizi affetmeyi denemeliyiz.
Debemos perdonarnos mutuamente.
Denemeliyiz.
Deberemos intentarlo.
Her şey sana kalacak. Aileden kalan tek kişi sensin. Yeniden birbirimize yakın olmayı denemeliyiz.
Paul se quejaba de mareos... pero nunca los tomé en serio.
- İşini derhal bitirmeyi denemeliyiz.
- Trataremos de rematarlo.
- Denemeliyiz. Oyuna çok dalmışlar sessizce gidersek farkına varmazlar.
Están tan concentrados en el juego que no notarán nuestra marcha.
Denemeliyiz sanırım!
Aún así, tenemos sitio y es nuestra obligación.
Oh, peder Godwin, onu durdurmayı denemeliyiz.
Padre Godwin, hemos de intentar detenerlo.
Denemeliyiz.
Debemos intentarlo.
Birisini denemeliyiz.
Hay que hallar a alguien.
Belki de denemeliyiz, fareyi takvimden önce getirmeliyiz.
Quizá debiéramos probarla y traer al conejillo de vuelta un poco antes.
Bence şansımızı arttırmayı farklı bir yolla denemeliyiz Küçük Fella'ya iyi davranarak.
Deberíamos garantizar nuestra suerte siendo amables con el pequeño Fella.
Bir şansımız varsa, denemeliyiz.
Si hay una posibilidad, hay que intentarlo.
Tekrar denemeliyiz.
Tenemos que intentarlo otra vez.
Denemeliyiz.
- Tenemos que intentarlo.
Peki, sanırım yan dalı denemeliyiz.
Pues en este caso... propongo una retirada estratégica.
Diğer insanları daha fazla anlamayı denemeliyiz.
Debemos intentar comprender a los demás.
Zor göründüğünü biliyorum, ama denemeliyiz arkadaşlar.
Sé que parece difícil, pero debemos intentarlo, amigos.
- Evet, denemeliyiz.
- Sí, lo haremos.
Hayır, kuzeye gidip şansımızı denemeliyiz.
No, vamos al norte. Es una oportunidad.
Denemeliyiz. Denemeliyiz.
Pues debemos intentarlo.
Şansımızı denemeliyiz.
Debemos tener una oportunidad.
- Ne bileyim, en azından denemeliyiz!
¡ No sé, Jenny, no sé, pero... mira, podemos intentarlo!
- Faydası yok. Başka bir şey denemeliyiz.
- Vamos a tener que intentar algo más.
- Denemeliyiz.
Tenemos que intentarlo.
- Ama denemeliyiz.
Pero debemos intentarlo.
Kendimizi onlara göstermeden önce iletişime geçmeyi denemeliyiz.
Bueno, tendremos que tratar de hacer contacto para que podamos mostrarle a nosotros mismos.
Mağaradan dışarı çıkmayı denemeliyiz.
Tenemos que intentar de nuevo desde fuera de la cueva.
Denemeliyiz derim.
Creo que deberíamos hacerlo.
Denemeliyiz.
Debemos probarlo.
Sanırım bunu tekrar denemeliyiz.
Deberíamos volver a intentarlo.
# Bir ara birlikte denemeliyiz. Zavallı Patricia.
Pobre Patricia.
En azından denemeliyiz.
Deberíamos intentarlo.
Denemeliyiz. Çaresiziz.
Debemos intentarlo.
- O halde denemeliyiz!
Entonces intentémoslo.
Fakat denemeliyiz.
Pero debemos intentarlo.
Annie, Bence bunları şuraya denemeliyiz.
Estos los vamos a poner ahí.
- Önce denemeliyiz.
- Antes debemos intentarlo.
Longido'yu denemeliyiz.
Deberíamos ir a por búfalos a Longido.
Yeniden denemeliyiz.
- Pues debemos intentarlo de nuevo.