Diye soruyor translate Spanish
646 parallel translation
Denize açilacak miyiz diye soruyor.
Quería saber si todavía queríamos salir a navegar.
Bekleyip güneş doğduktan sonra gidebilir misiniz diye soruyor.
Quiere que le pregunte si puede esperar a que amanezca.
Müfettiş Lohmann hastaneleri araştırdınız mı diye soruyor.
El comisario Lohmann pregunta si han buscado en los hospitales.
Bay Jordan, müsait misiniz diye soruyor.
El Sr. Jordan quiere saber si le verá.
Yakalanırsan bir ödül var mı diye soruyor.
Está preguntando si hay alguna recompensa si lo atrapan.
Bayan Carlisle, yemekte kaç kişiyiz, diye soruyor.
¿ Dónde está Sandow ahora? Está en Nueva York.
- Aç mısın diye soruyor.
- Preguna si tienes hambre.
- Ondan hoşlandın mı diye soruyor.
- Y me lo preguntas.
Rheba yemek isteyen yok mu diye soruyor.
Rheba pregunta si alguien quiere comer algo.
Gömlekleriniz kolalansın mı diye soruyor.
Quiere saber si prefiere las camisas almidonadas.
"Hala gitmedin mi" diye soruyor.
Dice : "¿ Todavía no te has ido?"
"Bayan Peaches La Tour, benimle evlenir misiniz?" diye soruyor.
Dice : "Srta. Peaches La Tour, ¿ se quiere casar conmigo?"
Annem gelecek haftasonu onlara gidecek miyiz diye soruyor. Onun doğumgünü.
Mama nos invita dentro de 15 días a su aniversario.
Ve dönmeye karar verdiğinde, masum bir sesle "Sizi buraya ne attı, bayım?" diye soruyor.
Y cuando decide volver, pregunta inocente : "¿ Qué hace Ud. Aquí?"
'Diye soruyor.
'¿ Cuándo volverá papá a casa?
- Doğru mu diye soruyor.
- Quiere saber si es verdad.
Harvey burada mı diye soruyor.
Quiere saber si Harvey está aquí.
Ustabaşı biraz vaktiniz var mı diye soruyor, efendim.
El encargado quisiera hablar con usted, si tiene un momento.
-... evet, bu işte var mısın diye soruyor.
-... eh, esto, que si estás por el asunto.
Kamalı pim defolu olabilir mi diye soruyor?
Pregunta si la chaveta podría ser defectuosa.
Arkadaşlar yapabileceğimiz bir şey var mı diye soruyor.
Los muchachos quieren saber si pueden hacer algo mas.
O hayatta ve bana mutlu muyum diye soruyor?
¿ Contenta? ¿ Está vivo y me preguntáis si estoy contenta?
Karısının poliçesinden ne kadar çekebilirmiş diye soruyor.
Quiere saber a cuánto ascendería un préstamo sobre la póliza de su mujer.
Sana bu ilk evliliğin mi diye soruyor.
Pregunta si es tu primera experiencia matrimonial.
Çünkü adam tüm denizleri dolaşıyor ve her tanıştığı kadına "Altı ay sonra nerede olacaksın?" diye soruyor.
- Porque navega los siete mares, y a cada mujer que conoce le pregunta "¿ dónde estarás en seis meses?"
Doların üstündeki kartal tanrılarımızdan biri mi diye soruyor.
Pregunta si el águila del dólar es uno de nuestros dioses.
"Kalkınma nedir?" diye soruyor.
Pregunta : "¿ Qué es progreso?"
Annem vitamin haplarını alıyor musun diye soruyor.
Mi madre quiere saber si tomo mis vitaminas.
"Ne yapıyorsun?" diye soruyor. "Büyük bir otelim var." diyorum.
Digo : " Tengo un gran hotel, tipo grande.
Bu, tanrılarının bir tapınağı mı, diye soruyor.
- Pregunta si eso era un templo.
O konuşan kim diye soruyor.
Quiere saber quién lo dice.
Annem, öğle yemeğine bizimle katılmak ister mi, diye soruyor.
Mi madre pregunta si le gustaría almorzar con nosotros.
Neyse, Lolita'yla Kenny de gelir mi diye soruyor.
El caso es que quiere saber si Lolita y Kenny pueden ir.
"Bu gece yine gelecek mi?" diye soruyor.
Dice, "¿ Volverá esta noche?"
Aşçı kadın, beyefendi de öğle yemeğine kalacak mı diye soruyor. Evet Charles.
- La cocinera pregunta si el señor almuerza aquí.
Sonra kız : "Beni ısırmanın amacı nedir?" diye soruyor.
Ella dijo, "¿ Por qué me pinchas?"
Kararını verdin mi diye soruyor.
Pregunta si reflexionaste ya
- "Var mı?" diye soruyor!
"¿ Qué problema hay?" dice.
Başka bir şey ister misin diye soruyor.
Quiere saber si deseas algo más.
- Annen, güzel mi diye soruyor.
- Tu madre pregunta si es guapa.
Annen, Kaç yaşında diye soruyor. Ne önemi var?
Tu madre pregunta que cuántos años tiene. ¿ Qué importa eso, Mary?
Rüzgar "Ne zaman" diye soruyor Rüzgar "Yakında" diye yanıtlıyor
El viento dijo "¿ Cuándo?" El viento dijo "Pronto"
Elisaveta Mikhailovna, onunla gelecek misiniz diye soruyor?
isabel MijáiIovna desea que usted vaya a verla.
Mike, tamir etmek için mesaiye kalması gerekiyor mu diye soruyor.
Mike quiere que usted la vea y decida si se trabajan horas extra para repararla.
Sıraya gireceksek neden "sadece iki mi" diye soruyor?
¿ Para qué pregunta cuántos s ¡ tenemos que hacer cola?
Annem sınıfınızda yeni bir çocuğa yer var mı diye soruyor. Hayır. Git buradan.
Mi mamá pregunta si tienen sitio para un nuevo alumno.
Herkes ablamın ne diye grev yaptığını soruyor.
Todo el mundo me vive preguntando por qué mi hermana hace huelga.
Buna göre, siz Sayın Lorduma soruyor bu gördüğü tehlikeden kaçmak için onunla birlikte derhâl atlara atlayıp son sürat kuzeye gitmek ister misiniz diye.
Por tanto, decidió enviarme a saber vuestras intenciones. Si queréis montar a caballo con él... y galopar a todo prisa hacia el norte, para evitar el peligro que su alma presiente.
"Neden?" diye soruyor. Alec, ona sen anlat.
- Quiere saber el porqué.
- Size eşi olmasını ister misiniz diye mi soruyor? - Evet.
- ¿ Pide él su mano?
Çocuklar soruyor, Sıcak Dudak yatakta nasılmış diye. Yoksa o...
Los chicos querían saber cómo era Labios Ardientes en la cama. ¿ Era...