Diyeceğim translate Spanish
13,594 parallel translation
Nasıl olurdu onu bilemem ama ne diyeceğim Caitlin'le karşılaşma konusunu annene söylemesek iyi olur.
No sé qué habría hecho, pero, ¿ sabes? Es mejor no decirle a mamá que vimos a Caitlin.
- Bak sana ne diyeceğim.
- Te digo algo.
Ne diyeceğim, git belanı bul.
¿ Sabes algo? Vete al diablo.
Ne diyeceğim? Ben hemen dönerim.
Vuelvo enseguida.
Dinle, sana birşey diyeceğim ser verip sır vermek yok seninle benim aramda, tamam?
Quiero decirte algo. Y es como un verdadero cono del silencio. Entre tú y yo, ¿ sí?
Ve, sanırım şunu diyeceğim...
Supongo que lo que digo es...
Ona bebek Ali diyeceğim.
Llamaré al bebé Ali.
Bak Gerald, sana Jerry diyeceğim.
Mira Gerald, voy a llamarte Jerry.
Sana bir şey diyeceğim, dostum.
Déjame decirte algo.
Bak ne diyeceğim, gizli servis adamı.
¿ Sabe qué, Sr. Servicio Secreto?
Bakın ne diyeceğim.
Le diré algo.
Annene ne diyeceğim şimdi?
¿ Quieres que le cuente a tu madre?
Bak ne diyeceğim?
¿ Sabes que?
Bak ne diyeceğim?
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim.
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim, bir ara kahve içelim bari.
Al menos deberíamos tomar un café alguna vez.
Senin gibi cılız beyaz bir karıya başka ne diyeceğim?
¿ Cómo más llamar a una puta blanca raquítica?
Bu yüzden Luke Cage'i öldürdükten sonra başına dikilip "Evet, öyleyim" diyeceğim.
Entonces después de que mate a Luke Cage voy a pararme sobre él y decir : "Sí, lo soy".
Haklısın. Ama bak ne diyeceğim.
Sí, pero ¿ sabes qué?
Küçük, pis bir göletteki büyük, sarhoş ve kızgın balık. - Bak ne diyeceğim?
- Un pez grande y borracho en un pequeño... en un charquito de mierda.
Bak ne diyeceğim, belki de başkasına sorsam iyi olacak.
¿ Sabes qué? Quizás le pida a otra persona que me acompañe.
Bak ne diyeceğim, hatta kal.
Mira, quédate en la línea.
Bak ne diyeceğim, içki alsam iyi olacak sanırım.
Bueno, ¿ sabes qué? Un chupito me vendría bien.
Bak ne diyeceğim.Senin Gibson L6 ile takas yapabiliriz.
Te diré que haremos. Te la cambio por la L6.
Bak ne diyeceğim?
¿ Lo sabes?
Bak ne diyeceğim?
¿ Sabes por que?
- Karen'a ne diyeceğim ben?
¿ Qué se supone que le voy decir a Karen?
İşime karışıp neden kamuya açık bir sokakta yürüdüğümü sorarlarsa onlara diyeceğim ki : "Sizi ne ilgilendiriyor lan bu? Yürüyordum işte sadece."
Si me preguntan a mí por qué caminaba tranquilo por una calle pública solo diré : " ¿ Por qué me lo pregunta?
Diyeceğim o ki ;
Tengo que decirlo,
Sana "Kraliçe" diyeceğim.
Te llamaré reina.
Sana ne diyeceğim.
Lo siento. Te diré algo.
Bakın ne diyeceğim.
¡ Muchachos, gracias! ¿ Saben qué?
Bak ne diyeceğim, hiç anlatma.
¿ Sabes qué? De hecho, ni te molestes.
Ne diyeceğim baban için çok üzüldüm.
Oye, sabes... Lamento lo de tu papá.
Bak sana ne diyeceğim.
Te diré qué.
Ne diyeceğim biliyor musun?
¿ Sabes qué?
Bakın ne diyeceğim.
¿ Saben?
Ama gerçekten yapamam... Bak ne diyeceğim.
Yo sólo, no puedo, de verdad...
Bak ne diyeceğim, neden bu bölüme dönmeyelim.
Te voy a decir que, ¿ por qué no regresamos a esta sección?
Bak ne diyeceğim.
¿ Sabes una cosa?
- Evet diyeceğim. Yapma artık!
- Te digo que sí. ¡ Solo no hagas esto!
Ne diyeceğim.
Les diré algo.
Biliyorum. Annene ne diyeceğim?
Lo sé... ¿ Cómo se lo diré a tu madre?
Sana bir şey diyeceğim.
Tengo algo que decirte.
Tanımadığım bir adamla yemek yiyeceğim, "naber havuzcu" mu diyeceğim yani?
Ahora tengo que cenar con ese hombre, "hola, sujeto de la piscina".
Köpeğine oğlum diyeceğim.
Creo que llamaré a tu perro, "Chico".
Bak ne diyeceğim, sen diğerleriyle oturadur.
Sabe qué, por qué no toma asiento junto con los otros.
Ona ne diyeceğim?
¿ Y decirle qué?
Bak ne diyeceğim evlât, seninle bir anlaşma yapalım.
Te diré hijo que, haré un trato.
Pekâlâ, bak ne diyeceğim.
Escucha, de acuerdo, ¿ sabes qué?
Bak ne diyeceğim.
Adivina qué.
diyeceğim şu ki 17
diyeceğim ki 17
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyecektim ki 23
diyeceksiniz 34
diyeceğiz 40
diyeceğim ki 17
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyecektim ki 23
diyeceksiniz 34
diyeceğiz 40