Doğu translate Spanish
10,051 parallel translation
Doğu Almanya Diplomatik Temsilciliği Batı Almanya, Bonn
Embajada de Alemania Oriental Bonn - Alemania Occidental
- Doğu Sınır Kapısı Doğu Almanya, Doğu Berlin
Cruce de Frontera del Este al Oeste Berlìn Oriental
Bir itirafta bulunmak istiyorum. Doğu Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin yasalarını çiğnedim.
Me gustaría hacer una confesión quebrantè las leyes de la Repùblica Democràtica Alemana del Este
Moritz Stamm'ın iddia ettiği kişi değil aksine Doğu Almanya Yabancı İstihbaratı, HVA için bir casus olduğu şüphesi üzerine gizli bir soruşturma yürütüyorum.
Estoy conduciendo una investigación secreta. existen sospechas sobre Moritz Stamm que no es quien dice ser... sino un espía de la HVA la inteligencia extranjera de Alemania del Este
Ama şu anda Yvonne Doğu Berlin'de.
Pero Yvonne se encuentra ahora en Berlín Oriental.
Batı Almanya Diplomatik Temsilciliği Doğu Almanya, Doğu Berlin
Embajada de Alemania Occidental Berlìn Oriental
Andropov 12 tane nükleer füzenin hazır ve yakıtlarının dolu olmasını emretmiş. Doğu Almanya ve Polonya'da var.
Andropov ordenó preparar 12 misiles nucleares y que los armen..... en el este de Alemania y Polonia.
Doğu Almanya lideri Erich Honecker iptal edildi.
El líder de Alemania Oriental, Erich Honecker ha cancelado la reuniòn
Öğlen bizzat kendim gideceğim Doğu Berlin'e.
Voy a ir a Berlín Oriental por mi cuenta, esta tarde.
Alex hangi üniversiteye gidecek diye çıldırmış durumda biz de doğu yakasında bir yere gider diye çıldırmış durumdayız.
Alex está volviéndose loca con a dónde irá a la universidad... y nos estamos volviendo locos porque será en la Costa Este.
Ev içi şiddet, Aşağı Doğu Yakası.
Una pelea doméstica que acabó mal. Lower East Side.
Orta Doğu'yla devam edelim...
Repasemos el Medio Este,
Ama parayı sonradan bulmuş, Doğu Yakası sosyetesi elitlerinin uzak durduğu biriydi.
Pero era un nuevo rico, rechazado por la élite de la sociedad de la Costa Este.
Muhtemelen şekil değiştirici. Doğu mitolojisinde Garuda diye geçer.
Probablemente un metamorfo conocido en la mitología oriental como Garuda.
Carroll ; doğu yakasına dehşet salmış, düzinelerce insan öldürmüş ve federal hapisten iki kez kaçmayı başarmıştı.
Carroll aterrorizó a costa este, matando a docenas, y arreglándoselas para escapar de custodia federal no una vez sino dos.
Doğu yakasındaki çoğu genç gibi o da sokaklara düştü ailesine destek olmak için bir yol aradı.
Y como muchos adolescentes del lower east side, sale a las calles, buscando formas de ayudar a su familia.
Yeteneklerini birleştirince Luciano, Lansky, ve Siegel, gelecek vaadeden suç ekibi olarak doğu yakasında kendilerini kabul ettirmeye başladılar.
Combinando sus excepcionales talentos, Luciano, Lansky y Siegel comenzaron a establecerse por sí mismos como una prometedora fuerza criminal en el lower east side.
Tamam. Orası doğu.
De acuerdo es el este.
Doğu yönünden gelen bir fırtına olabilir.
He oído que el mal tiempo podría dirigirse al este.
Büyük ihtimalle gençmiş gibi davranan Doğu Grinstead'lı emekli albaydır.
Probablemente sea un coronel retirado haciéndose pasar por él.
Şu anda elinde olan tek şey, sidikli bir hapishane hücresinde ölümü beklemek. Elinde tuttuğu Doğu Yakası Arthuruyla birlikte.
Ahora todo lo que le espera es morir en la celda de una cárcel con una biblia entre sus manos.
Güneyde. Doğu yakasında.
En el lado oriental.
Kısa süreliğine Doğu'ya gelmeliyim.
Pensé que debería volver un tiempo.
Hazır hepimiz Doğu Yakası'ndayken en azından bir mezar taşı seçebiliriz.
Ya que todos estamos en la Costa Este, para variar... al menos podríamos elegir una lápida, ¿ no?
Margot Ross, 11 Eylülden sonra birkaç görevde.. Güney doğu Asya'da yakın olarak beraber çalıştılar.
Margot Ross trabajó de cerca con Jake en varias misiones en el sudeste de Asia después del 11S.
Tamam, O zaman Doğu Kanadını gezerek başlayalım.
Está bien, empezaremos con el ala este.
Doğu duvarına, güneşin doğduğu yöne...
En las paredes del este, hacia el sol naciente.
Hayır, evin inşası sırasında uğur için doğu duvarına birkaç bozukluk koyuyorlar.
No, cuando hacían la casa, ellos colocaban monedas en la pared del este, por la suerte.
Doğu Indiana Üniversitesi'nin kurs kataloğu yolladığını gördüm.
Vi que enviaron el catálogo de cursos de la Universidad de Indiana del Este.
Grayson Malikânesi denen yerde çıkan yangının enkazı kaldırılmadan doğu sahili sosyetesi yeni bir haberle çalkalandı.
Aquí en medio de los escombros del fuego de anoche en la que fue conocida como la mansión Grayson.
- Su basman betonu doğu kanadı..
Sub-sótano, ala este.
Galen yukarı doğu yakasında kendi apartmanı olduğunu söylediği yerin karşısında Bobby Alacqua ile röportaj yapmış.
Galen interrogó a Bobby Alacqua en el Upper East Side, frente a un edificio que Galen dijo que era su apartamento.
Doğu Yakası serserisi olduğun zamanlardaki arkadaşlarından.
Cuando eras un gánster en East End.
- Evet ve Doğu San Vicente Bölge Derneği Başkanı.
- Frankel. - Sí, y el Presidente del Este de San Vicente Asociación de Vecinos.
Brooks projesine doğru yol yapabilmek için... Doğu San Vicente'deki herkesi kapı dışarı ediyorlar.
Ellos todos patadas en el este de San Vicente a cabo para dar paso a este proyecto Brooks.
Aslında Doğu San Vicente'yi göremiyorum ama nasıl olsa daha fazla orada olmayacakmış diye duydum.
Realmente no se puede ver el este de San Vicente, pero he oído que no va a ser por mucho más tiempo de todos modos.
Doğu San Vicente işte orası olacak.
East San Vicente es ese lugar.
Düşük Doğu Yakası Çetesi'ne.
Por la Banda del Lower East Side.
Dışişleri konusunda, onu Orta Doğu'ya gönderirdik ve olayı çözerdi.
En el Estado podrían haberle enviado a Oriente Medio y él lo habría resuelto.
Ama dalgalanmalar ülke genelinde yaşanıyor. Şimdi de doğu tarafına doğru kayıyor.
Pero hay subidas de tensión en todos lados, ahora dirigiéndose hacia el Este.
Voltaj düşüklüğü ülke geneline yayılırken uzmanlar kesintilerin doğu yakasında ve New York genelinde etkili olmasını bekliyor.
Con la baja de tensión propagándose a través de los EEUU los expertos esperan subidas de tensión y cortes en la Costa Este y en el área metropolitana de Nueva York.
Tüm doğu kıyısında gitmiş.
No hay luz en toda la costa este.
Bir adım daha ileri gidelim. Bulundukları yerin doğu tarafındaki mahalle biraz kötü.
Solo para llevar eso más lejos por un segundo, donde están ahora, lado este, el vecindario es un poco rudo, la casa no ha visto ni siquiera una mano de pintura desde que inventaron el Modelo A,
Özel kuvvetler şu anda doğu bölgelerine sızıyorlar. Tabii.
Los Cuerpos Especiales de los Marines ya se están infiltrando en los cáucasos Orientales.
Kral Süleyman'ın maden ocaklarına hoş geldiniz, burası Orta Doğu'daki en büyük yapay maden.
Guía : Bienvenidos al cuartel del Rey Solomon, La cueva artificial mas grande del medio oriente.
Joe Abrams'ın eskiden Riyad'da Orta Doğu yatırım masasında çalıştığının farkında mısın?
¿ Es consciente de que anteriormente Joe Abrams trabajó en Medio Oriente en la oficina de inversión en Riyadh?
Orta Doğu hakkında bir şey biliyor musun?
¿ Sabes algo sobre el Medio Oriente?
Orta Doğu masasında yaptığın her hareket için hesap sorarız.
Podemos contabilizar cada movimiento. que hiciste en la oficina de Oriente Medio.
Doğu tarafına götürülüyormuş.
Se dirigen al este.
Doğu Almanya Polis Merkezi Doğu Almanya, Doğu Berlin
Estaciòn de Policìa Alemania Oriental Berlìn Oriental
Ama... Seni aramak istedim. Doğu Yakası nasıl geçiyor diye soracaktım.
Pero quería contestarte y ver cómo te trata la Costa Este... y también contarte que los pollos expandieron su biblioteca musical... para incluir a Peggy Lee, así como también versiones de Dolly Parton.