English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Ele

Ele translate Spanish

25,387 parallel translation
Sen kendini ele verdin. Stüdyon Heatwave'i hazırlarken sipariş ettiğin o korkunç senaryo hakkında sana not yazdım.
Cuando grababan Heat Wave... te ayudé con ese terrible guión que encargaste.
Bu bir ele geçirme olayı değil.
No se trata de una compra pública.
Ben kontrolü ele almasını istemiştim.
Yo quería que tomara el control.
Oturup el ele tutuştuğumuz zaman gerçekten "Hayatım, seni ne kadar sevdiğimi ve sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun" deyince ondan sonra her şey birden çok daha kolay oldu.
Pero siempre que podamos sentarnos y cogernos la mano y simplemente decir, bueno : "Cariño, ya sabes cuánto te quiero y te valoro", entonces todo lo que venga después va a fluir con mucha mayor naturalidad.
Mesela senin eskiden bir erkek olduğunu ele alalım.
Está bien, bueno, digamos por ejemplo, digamos que solías ser un chico.
Sonunda Ufaklık Oso'yu ölü olarak ele geçirdik.
Acabé matando a Mini Oso.
İnsan evrimini ele alırsak ağıza, çeneye ve dişlere bakarak ne zaman nispeten küçüldüklerini sorabiliriz.
Si pensamos en términos de la evolución humana, podemos observar la boca, la mandíbula y los dientes y preguntarnos exactamente cuándo se volvieron más pequeños.
Mary, yakın bir zamanda İskoçya'ya dönmezsen John Knox ve protestan yoldaşları tahtını ele geçirecekler.
María, si no vuelves a Escocia pronto, John Knox y sus compatriotas protestantes acabarán con tu trono.
Bu üstlenme hakkının olmadığı bir çabaydı ama şu an erzakımızın tükendiği bir yerdeyiz ve yakında düşmanımız kasabayı ele geçirip buradaki herkesi öldürecek.
Un esfuerzo que no tenía el derecho de hacer, pero estamos ahora, sin embargo, en un lugar en el cual nos hemos quedado sin comida y hay un enemigo que pronto... tomará al pueblo y matará a todos aquí.
Phenotrans internete yüklediğin görüntüyü ele geçirmiş. - Bu olay panik yarattı.
Phenotrans tiene una bodega de ese... material de archivo que enviaste a la Cadena, que causó un gran pánico.
İlki ordu teknolojimizi ele geçirdi ve milyonları öldürmek için kullandı.
En una, el Ejército tomó su tecnología... y la utilizó para masacrar a un millón de personas.
Dr. Ock ve fedaileri şehri ele geçirdi.
Ya lo estás. Doc Ock y sus matones se apoderaron de la ciudad.
Sizi ele geçirmenin başka yolları da var.
Todos son prisioneros en más formas que una.
Son kez burayı ele geçirmeye çalıştığımda, yalnızdım.
La última vez que intente acabar con este lugar, estaba solo.
Doğru hamle yaparsak, Amerikalı'nın Abuddin'de yetkiyi ele geçirmesi gerçek olamayacak kadar iyi bir fırsat olabilir.
Los estadounidenses han tomado el poder en Abuddin. Es una oportunidad casi demasiado buena para ser verdad si la jugamos bien.
Baton Rouge'a göre cinayet mahallerini ele geçirip trafik kameralarına erişmişsiniz ve şüpheli bir aracı ellemişsiniz bu NCIS davasına girmeden önce.
Según la policía de Baton Rouge, secuestraste su escena del crimen, pirateaste sus cámaras de tráfico y tomaste posesión de una furgoneta sospechosa antes de que fuera asunto del NCIS.
Bence bu fikri burada ele almalıyız ve bunu en başa koymalıyız.
Creo que lo que haremos será tomar esta idea de aquí, y llevarla arriba del todo.
Efendim, Yüzbaşı Johnson'ın adamları valinin evini ele geçirdiler.
Señor, el capitán Johnson ha ocupado la casa del gobernador con sus hombres.
Eğer sen bir sahte avukatsan, sana bundan kurtulman için... -... başkasını ele vermeni teklif etmişlerdir.
Si eres un falso abogado, había que darle una oportunidad para convertir a alguien para salir de ella.
Buradan kurtulmak için birini ele verebileceğini ancak ona borçlu olduğun için yapmadığını söyledin.
Le dijo que podría haber encendido un chico para salir de aquí, Pero usted no porque usted le debe.
Eğer tam kontrolü ele geçirirse elle girilen her şeyi hükümsüz kılabilir.
Si adquiere total control, podrá reemplazar todas las órdenes manuales.
Bağlantı noktasını ele geçirip, gemiyi kilitleyeceğiz.
Tomamos el puente y cerramos la nave.
Önce ben kontrolü ele alırsam farketmez.
No si adquiero control primero.
Dedektif Hudson bana bu vakada tek başına çalıştığını ve Bo'yu ele geçirmesine yardım edersem...
Y el detective Hudson me explicó que estaba trabajando en el caso solo, y que si le ayudaba a detener a Bo...
Ele avuca sığmadı.
Problemático.
Kendimi kötü hissediyorum ama burayı ele geçirebiliriz.
Me siento mal, pero vamos a ser las reinas de este lugar.
- Haklı. Gidip şu kristali ele geçirelim.
- Tiene razón, consigamos el cristal.
Gardiyan kontrolü ele geçirip her şeyi mahvetmeden önce ben bir doktordum. Beni tutsak etti. Bu asayı tamir edebilmek için sihre ihtiyacımız var.
Era un doctor... antes que el Guardián controlara y arruinara todo.
Buradan kurtulmak için birini ele verebileceğini ancak ona borçlu olduğun için yapmadığını söyledin.
Dijiste que podrías haber entregado a alguien para salir de aquí, pero no lo hiciste porque se lo debes.
- Bir hortlak ele geçirmiş olabilir mi?
¿ Crees que la haya tomado un Renacido? No.
Vontaze Burfict'i ele al, Terrell Suggs'ı seni de, hepimizin çok kötü uzlaşmaları oldu ama çok iyi birer kariyer geçirdik değil mi?
Fíjate en Vontaze Burfict, Terrell Suggs, yo mismo todos tuvimos pésimos entrenamientos pero muy buenas carreras, ¿ no?
Ele geçirirseniz, varlıklarımızı koruma yöntemimizi... -... değiştirmemiz gerektiğini bileceğiz.
Que lo recupere, sabemos que tenemos que cambiar la forma en que nuestros activos están protegidos.
Havan fırlatıcılarından birinin kontrolünü ele geçirdim.
Tengo el control de uno de los lanzadores de mortero.
Şirketi ele mi geçiriyoruz?
¿ Vamos a tomar el control?
Diane ve Alicia'nın yönetimi ele geçirmesini istedin, ne oldu peki?
¿ Dejas que Diane y Alicia tomen el control y qué?
- LUCCA Ne yapabiliriz bir bakayım. Peter, Alicia el ele tutuşun ve samimi davranın, gözler üzerinizde. - Jüri sizi yakın görmek ister.
- Bien, vamos a ver lo que puedo hacer, y, Peter y Alicia, tomaos de la mano, sed afectuosos el uno con el otro.
Sizin gibilerin çoğu kendini ele veriyor zaten.
La mayor parte de su calaña hacen a sí mismos en.
Beni ne ele verdi?
¿ Qué me ha delatado?
Yani hesabını Rawdon'ı hala destekleyen biri ya da birileri ele geçirmiş.
Así que, otro manejaba la cuenta... o múltiples personas dependiendo de quién siga apoyando aún a Rawdon.
Önceliğimiz kontrol odasını ele geçirmek.
La prioridad es asegurar la sala de control.
Durum raporu geldi. Mahkumlar kontrol odasını ele geçirmiş.
Me acaban de informar de que los prisioneros tienen la sala de control.
Bu şeyleri etraflıca ele almalıyım.
Tengo que superar esas cosas.
Düşmanca kontrolü ele almak oluyor.
Una toma del poder agresiva.
Tüm bunlar Mary, Ali'nin ceketini ele geçirdikten sonra oldu.
Todo esto pasó después de que Mary obtuviera la chaqueta de Ali.
Yani, bizi ele verecek bir sürü şey var.
Hay muchas maneras de arruinarlo.
Önce onu ele verip, sonra da yapayalnız bıraktınız. Aptal sürtükler.
Primero la entregáis y luego la dejáis sola, estúpidas niñatas.
Muhbirimi ele veremem.
No delato a mis informantes.
Aynı emirle ben de görevden azledildim ve Kaptan Joe Meylan geminin kontrolünü ele aldı.
Por esa misma orden, yo he sido relevado de mi deber, y el capitán Joe Meylan ha tomado el mando del barco.
Beni ele verdi, değil mi?
Él me delató, ¿ cierto?
El ele tutuşmayı severim.
A mí me gusta tomarme de la mano.
Kendimi ele verdim.
Te lo contaré todo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]