Eski bir dost translate Spanish
338 parallel translation
Eski bir dost.
- Apuesto que lo viste.
Çok eski bir dost.
Muy viejo.
- Hep yanımdaydı. Eski bir dost gibi bana Varville Baronu olmadığımı hatırlatıyordu.
- Siempre conmigo, como un viejo amigo que me recuerda que no soy el Barón de Varville.
Ölüm gerçekten geldiğinde, eski bir dost gibi gelecek.
Cuando llegue la muerte, será como una vieja amiga.
Eski bir dost asla fazlalık değildir.
Una antigua amiga nunca es una invitada más.
Demek 14 yıl, beni eğlendirmeye gelen eski bir dost rolü oynadınız.
Durante estos catorce años habéis sido el fiel amigo quien ha intentado hacerme la vida más fácil.
Yıllardır görmediğiniz halde eski bir dost diyorsunuz.
Hacía años, pero dice que era un viejo amigo.
- Eski bir dost?
- ¿ Viejos amigos?
Ama gökyüzüne bir kuş koy, eski bir dost gibi hissediyorsun.
Sin embargo, los pájaros son como viejos amigos.
Eski bir dost.
Una antigua amiga.
Ve şimdi karşınızda, Memphis televizyonuna yeni gelmiş ama eski bir dost olacağı kesin biri.
Y aquí está, recién llegado a la TV de Memphis pero pronto será un viejo amigo.
- Oh, eski bir dost! Evet!
- Oh, ¡ a una buena amiga, sí!
- Ama bu eski bir dost.
- Pero este es un viejo amigo.
Ölüm ona eski bir dost gibi gelebilirdi. Hediyeyi uykusunda verebilirdi.
Y la muerte debió haber venido a él como un amigo que ofrece descanso.
Sana o mektubu, eski bir dost olarak yazmadım, Alfred. Avukatım olarak yazdım.
Tengo que decírtelo... lo que te comuniqué no fue para el amigo, fue para el abogado.
"Sonra bir bahar günü, eski bir dost geri döndü."
Un día de primavera, regresó un viejo amigo.
Bu çamurun içinde eski bir dost gibi sıcaktılar.
- Tenían el sabor de la amistad. - En estos años de sangre y fango.
Memleketten eski bir dost.
Sophie, te presento a Jerry Ryan, de Nebraska.
Eski bir dost mu?
¿ Es un viejo amigo?
Monsenyör Ryan eski bir dost.
Monseñor Ryan es un viejo amigo.
Kendisi sohbet etmek istediğim eski bir dost.
Es un viejo amigo con ganas de charlar.
- Bayan Dickinson, o eski bir dost.
- Srta. Dickinson, es un viejo amigo.
Eski bir dost ve eski bir ortak, bilmenizi istiyor ki, bir başınıza gelenler için son derece üzgün durumda.
Un viejo amigo y socio, que quiere que Ud. sepa, primero que está muy afligido por toda la situación que Ud. tiene.
Eski bir dost, bana "Panter" ismini takmıştı.
Un viejo amigo de cuando me llamaban "la pantera".
Tramvayları bize geri dönen unutulmuş eski bir dost gibi karşıladık.
Conseguimos los trenes como un viejo amigo de vuelta.
Eski bir dost.
Un viejo amigo.
O eski bir dost.
Es un viejo amigo.
Nick'li günlerden eski bir dost.
Un viejo amigo de la época de Nick.
Bu, Quintus Fabius Maximus, eski bir dost.
Este es Quinto Fabio Máximo, un viejo amigo.
Eski bir dost deyin.
Un viejo amigo.
O eski bir dost, ama dikkatli ol. Sopası yanında.
Pero tengan cuidado tiene un revólver.
- Eski bir dost böyle mi karşılanır, Marjorie? - O, benim dostum değil.
- No se trata así a un viejo amigo, Marjorie.
İzin verirsen seni Oskar'la tanıştırayım,... camları sesiyle unufak eden eski bir dost.
Quiero presentarte a Oscar... un viejo amigo mío que rompe el cristal con la voz.
Dr. Kallenbach'la tanışın. Eski bir dost.
un viejo amigo.
Bu eski bir dost ve Paris'in en meraklı adamı.
Es un viejo amigo y el hombre más curioso de París.
- "Eski bir dost" deyin.
Dígale a ella que es un viejo amigo.
Wu Han eski bir dost.
Wu Han es un amigo.
Elbette, eski bir dostunun da yardımını alacaksın. Eski bir dost mu?
Por supuesto, tendría la ayuda de un viejo amigo.
Eski bir dost için nasıl bir karşılama bu?
¿ Así saludas a un viejo amigo?
Doğru.Biraz hassas bir konu, eski dost.
Bien. Un asunto algo delicado, de hecho, viejo amigo.
Bu yüzden ben de düşündüm ki bir zamanlar Sibella'ya tutkulu olman... ve seninle eski dost olmamızdan dolayı, bize yardım etmeni istiyorum.
Así que pensé que como... te gustaba Sibella en aquel tiempo... y tú y yo somos viejos amigos, te pediría que nos ayudaras.
İyi bir dost, iyi bir patron ve eski kentin tanıdığı iyi bir adam oldu.
Se convirtió en el mejor amigo, el mejor amo, y el mejor hombre que la vieja ciudad hubiera conocido.
Bu kadar eski bir müşteri ve dost -
Un cliente tan antiguo y un amigo...
Artık dost olduğun eski bir sevgili her zaman işe yarar.
Un amante despechado no sirve de mucho..
Eski, iyi bir dost.
Es como una vieja amiga. Una buena amiga.
- Burada bir çok eski dost var.
- Aquí hay muchos viejos amigos.
Soğuk, başarılı bir kaptan olmayı bırakıp, eski dost olabilirsin.
Que seas menos el capitán frío y eficiente y un poco más mi viejo amigo.
- Yavaş ol, eski dost. Ani bir harekette, elim tetik mekanizmasından kayabilir.
Al menor movimiento, puedo perder el control de este detonador.
Muhteşem eski krallığınızın kapılarına şöyle yazarsınız : "Deyiver dost öyle gir" oysa hiçbir dilde o kapıyı açacak büyülü bir söz yoktur.
En las puertas de su reino antiguo más maravilloso escriben "Hable, amigo, y entre" y ningún hechizo en ninguna lengua puede abrirla.
Şimdilik harekete geçmeyecek ve tren durduğunda, eski dost Kenny'ye bir numara çekeceğiz.
Nos quedaremos aquí, y cuando el tren pare, le haremos una broma a Kenny.
İyi bir dost, iyi bir patron ve eski şehrin tanıdığı iyi bir adam oldu.
Se convirtió en el mejor amigo, el mejor patrón... y el hombre más bueno de toda la ciudad.
eski bir arkadaş 18
eski bir arkadaşım 18
bir dost 87
dostum 6912
dost 72
dostlarım 502
dostum benim 16
dostlar 320
dostumuz 17
dostun 21
eski bir arkadaşım 18
bir dost 87
dostum 6912
dost 72
dostlarım 502
dostum benim 16
dostlar 320
dostumuz 17
dostun 21
dostluk 27
dostuz 35
dostlarımız 19
dost mu 33
dostoyevski 17
dost muyuz 16
eski dostlar 20
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
dostuz 35
dostlarımız 19
dost mu 33
dostoyevski 17
dost muyuz 16
eski dostlar 20
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22