Eş translate Spanish
3,748,416 parallel translation
Ve bu, harika bir fikir!
Y esto es una gran idea.
Ve bunu göremiyorsanız Bayan Plast-İ-Kap ismini hak etmiyorsunuz demektir!
¡ Y si no puede verlo, es que no se merece el nombre de Sra. Plast-a-Ware!
Bir ürün böyle satılır ve ben böyle bir tutkuya destek olurum!
Así es como se vende un producto y es la clase de pasión que quiero apoyar.
Sue, bu icat senin Büyük Vakum'un.
Sue, este invento es tu Gran Pop.
Bu benim!
Esto es mío.
Beni dışlayan pezevenklerden şirketimi geri almak için gereken ürün bu.
Es lo que necesito para recuperar mi empresa de esos bobos que me echaron.
Bu harika!
Eso es maravilloso.
Balımın doğum günü!
Es para el cumple de Cutie Pie.
Bir erkeğin sahip olabileceği en iyi kız o.
Es la mejor piba que un tío pueda tener.
Bu eğlenceli değil.
Esto no es divertido.
Bugün yıl dönümümüz ve bir program yaptık.
Es nuestro aniversario y tenemos planes.
Belli ki Maureen kopya çekmiş. Ya da asla çocuğu olmayacak.
Así que es evidente que Maureen ha copiado o nunca podrá tener hijos.
- Hayır, çekmedim!
- No es verdad.
Bu, Scott Ichikawa.
Este es Scott Ichikawa.
Gördüğünüz gibi, Scott bir oğlan.
Como pueden ver, Scott es un niño.
Bu, benim suçum mu?
¿ Es culpa mía?
Gerçi, yıl dönümümüz umurunda değil.
No es que te importe nuestro aniversario.
Bunu mu duymak istiyorsun?
Mentí, joder. ¿ Eso es lo que quieres oír?
Dâhi olan o!
Ella es la genio.
Evliliğimi kurtarmalıyım ve bunun tek yolu, eski işime geri dönebilmek.
Debo salvar mi matrimonio y la única manera es recuperando mi trabajo.
Elinden bu kadar mı geliyor ödlek?
¿ Eso es todo lo que tienes, mariquilla?
Affedersin. Sue'yu göreceğim için heyecanlıyım.
Perdona, es que quiero ver a Sue.
- Çok tatlısın ama...
- Es un detalle, pero...
Bu doğru değil.
Eso no es verdad.
Tanrı görünmezdir ve haftada bir oğlunu yemeye gidersen tatmin olur.
Dios es invisible y está contento si te comes a su hijo una vez a la semana.
Neyin önemli olduğunu söyleyeyim!
¡ Yo te diré qué es importante!
En azından benim için öyle.
¡ Al menos lo es para mí!
Evet! Lanet olası evliliğimiz önemli!
¡ Nuestro puto matrimonio es importante!
- Salak bir program.
- Esta serie es estúpida.
Zeki olan kimmiş?
¿ Quién es el listo?
Yetişkin duygular hissettiğimi görmüyor musunuz?
¿ Es que no veis que estoy teniendo sentimientos de adulto?
Bu fırsat hayatta...
Es una oportunidad...
Konu grubum değil.
No es por mi grupo.
Her şey tıkırında!
¡ Todo es chachi!
Doğru.
Eso es.
Burada iş toplantısı yapmaya çalışıyoruz.
Esto es una reunión de negocios.
Adamı öldürmek söz konusu değil.
Matarle no es una opción.
Dizginleri Dunbarton'a vermek nasıl bir baskı, bilmiyorsun.
¡ Tú no sabes lo que es estar bajo el látigo de Dunbarton!
"Olmaz", "yelloz" un uzaktan kuzenidir!
"perdón" es primo tercero de "putón".
Bunun neresi eğlenceli?
¿ Y esto es divertido?
Şahin ve Tarla Faresi kadar çarpıcı değil.
No es tan fuerte como El halcón y el ratón de campo.
Bu çok sıkıcı.
Esto es un rollo total.
Adı Phillip ve o erkek.
Se llama Phillip y es un niño.
Yarın burada çalacaksınız.
Aquí es donde vais a dar caña mañana.
Bu iyi bir şey.
Eso es bueno.
Bu süperstarlığa giden ilk küçük adımın.
Este es tu primer pasito para ser una superestrella.
Büyükler de bunu yapar ve o büyüklüğün sende olduğunu hissediyorum.
Eso es lo que hacen los grandes y me da que tú tienes esa grandeza.
Bu, hayatımda duyduğum en aptalca şey!
¡ Es la mayor tontería que he oído en mi vida!
En Tehlikeli Oyun gibi.
Es como en El juego más peligroso.
Doğru!
Es verdad.
İşte bu!
¡ Eso es!