Fransa translate Spanish
8,925 parallel translation
Fransa'nın en büyük müttefikin olduğunu biliyorsun.
Sabe que Francia es su más grande aliada.
Fransa'dan mı ne bir savaş yaralanmasıymış.
Por una herida de guerra de Francia o algo.
Fransa'daki en büyük banka, bugün müşterisinin, para piyasası hesaplarını dondurdu. Avrupa'yı vuruyor.
El banco más grande de Francia congeló las cuentas de mercado de sus clientes.
O zamanlarda Fransa'da pek hoş karşılanmadı, kadın bedelini ödedi.
En ese momento, eso no cayó bien... con los franceses, y tenía que pagarlo.
Hitler İngiltere ve Fransa'ya saldırırken mi?
¿ Con Hitler atacando a Inglaterra y Francia?
Fransa ve İngiltere 3 Eylül'de bize savaş açtıklarını ilan ettiler.
Francia e Inglaterra nos declararon la guerra el 3 de septiembre.
Asıl amaç tabi ki Fransa.
Pero el objetivo, por supuesto, es Francia.
Şiddetli bir fırtına Fransa'nın batı kıyılarını vurmak üzere.
Una gran tormenta azotará la costa de Francia occidental.
Fransa'ya gidiyorsun.
Irás a Francia.
Ama Fransa'daki gibi bir dalga çok nadir bir olaydır.
Pero una ola como la de Francia es muy poco habitual.
Annemle Fransa'dayken konuşulanları anlıyordum ama konuşamıyordum.
Lo entendía en Francia, pero no en la escuela.
Fransa'da.
Está en Francia.
Hepimiz Fransa'dayız.
Ah... Todos estamos en Francia.
Danimarka İsveç, Fransa ve İngiltereyle aynı grupta.
El grupo de Dinamarca : Francia, Suecia e Inglaterra...
Fransa'ya haziranda iki kere, temmuz'da da bir kere yelken açacağız.
Dos salidas a Francia en junio y otra en julio.
Benimle Fransa'ya gel.
Ven a Francia conmigo.
- Şu anda, Japonya ve Fransa gibi ülkelere karşı bekleyen davalar var.
Actualmente hay casos pendientes contra Japón y Francia...
Şuan Fransa'nın klasik köy yemeklerini tarif ettin.
Acabas de describir a la mayoría de los platos campesinos franceses.
Bir eğitmen olarak çalıştı Fransa'da geçen yıl.
¿ Y Michelle? Michelle trabajó de monitora en Francia el año pasado.
- Fransa'dan şarap alımı?
- ¿ Vino de Francia?
- Fransa'da yanında çalışırdım.
Solía trabajar para ella, en Francia.
- Bunu Fransa'dan parçalar halinde geri aldım.
- Lo compré en partes en Francia.
Fransa'ya kadar yarı yolu yürümüş gibiyim.
Siento como si hubiera hecho medio camino a pie cruzando Francia.
- Uzun zamandır mı Fransa'dasınız?
¿ Ha vivido mucho en Francia?
Fransa'da truffle gibi, çikolatalı şekerleme deriz.
En Francia decimos.. ... si te gustan las trufas y el chocolate, te gustan las trufas en chocolate.
Fransa'ya gidiyorduk.
Estábamos en un viaje por carretera en Francia, de hecho.
Tamam, Fransa'ya doğru sürerim.
Ok, entonces qué... Conducir hasta Francia.
Fransa yeteri kadar uzak değil Mitch.
Francia no será lo suficientemente lejos, Mitch.
Düşes, 1943 yılında Fransa'da yeniden ortaya çıkıyor Almanların tarafından, telaffuzu imkânsız Şatodaki mühürlü bir odadan yağmalanıyor.
La pintura de La Duquesa vuelve a aparecer en Francia en 1943 robada por alemanes de un cuarto sellado en un castillo de nombre difícil.
PARİS, FRANSA
PARIS FRANCIA.
İzinli günümde Fransa'ya uçuyordum.
Tomé un vuelo a Francia en mi día libre, ahorita.
Veya Fransa.
O Francia.
Ve Fransa'ya.
Y a Francia.
- Fransa'ya gidemem.
- No puedo ir a Francia.
Büyük bir yat satın alır ve tekrar Fransa'ya yelken açar.
Construye un gran yate, Navega de vuelta a Francia
Fransa'ya ulaştım.
Llegué a Francia.
Şimdi Fransa'da bir mülteciyim.
Y ahora soy un refugiado en Francia.
Fransa tahtını nesiller boyu Napolyon ailesinde güvenceye almıştı.
La guerra de 1870 nunca ocurrió... y la dinastía de Napoleón continúa reinando sobre Francia.
Kazanmak içinse Fransa demode silahlarını geliştirmek uğruna bilim insanlarına muhtaç.
Para ganar esta guerra, el Imperio necesita científicos para mejorar su armamento.
V. Napolyon ve Kraliçe II. Victoria Manş Denizi'nin üzerinden geçiyor. Sevgili kralımız hızla İngiltere'yi Fransa'ya bağlayan köprüyü açtı.
Napoleón V y Victoria II sobre el Canal de la Mancha... inaugurando el esperado puente que une a Inglaterra con Francia.
Şimdi de İngiltere ve Fransa köprü ile bağlandı.
Y hay un puente conectando Inglaterra y Francia.
Sonuçta, özledim, Fransa bu
Esta es Francia, no olvidar
Bu müze tüm Fransa'dan daha kıymetli olabilir mi?
¿ No será... que este museo vale más que toda Francia?
Louvre olmasa Fransa'yı kim ister?
¿ Quién necesita Francia sin el Louvre?
Almanya ve Fransa arasında bir ateşkes imzalandı.
Se firma un armisticio entre Alemania y Francia.
Bunların içinde Fransa'nın başkentinden gelen çok sayıda devlet memuru var.
Incluyendo una gran cantidad de funcionarios... de la capital francesa.
Jacques Jaujard, üst düzey bir Fransız yetkili Louvre Müzesi'nin ve Fransa'daki tüm ulusal müzelerin müdürü.
Jacques Jaujard, oficial superior francés... director del Louvre y de todos los museos nacionales franceses.
Altmışlı yıllarda birkaç aylak, Fransa'nın güneyinde müzik sektörü toplantısı yapmaya karar verdi. Midem.
Midem.
- FRANSA 1945
- FRANCIA 1945
Zaman Fransa-Prusya Savaşı'nın arifesi.
JULIO - 1870 NAPOLEÓN III 18 de julio, 1870.
Fransa İmparatoru Üçüncü Napolyon yeni bir asker türü yaratmaya çalışıyor.
En la víspera de la guerra Franco-Prusiana...