Fransızlar translate Spanish
1,836 parallel translation
Bildiğiniz gibi, Fransızlar'ın son teklifi gruba yüzde ellibir ortak olmak...
Como saben, la última propuesta de los franceses es entrar en el grupo con el 51 %.
Peki Fransızlar?
¿ Y los franceses?
Fransızlar tamamıyle destekliyor, çoktan kabul ettiler.
Los franceses están a favor, ya estuvieron de acuerdo.
Amerikalılar kesin olarak bunu destekleyecek... ve Fransızlar da eğlence olsun diye karşı gelecektir.
Los estadounidenses ejercerán presión... y los franceses estarán en desacuerdo, por supuesto, sólo para divertirse.
Fransızları hiç anlamıyorum Hepsi ingilizce konuşabiliyor.
No comprendo para nada a los franceses.
Fransızlar mavi kolluk takıyor.
Como eres francés te pondrán la raya azul de indeseable, es mejor.
Eskiden Fransızların Irak savaşı ve ülkelerimiz arasında anlaşmazlıklara kızgın olduklarını düşünürdüm. Fakat konumuz bu değil.
Creía que los franceses estaban molestos por desacuerdos entre nuestros países pero no es el caso.
Lanet Fransızlar.
Putos Franceses.
Fransızlar'ı severim.
Me gustan los franceses. Son tiernos.
Fransızlar ellerindekinin ne olduğunu biliyor mu? Hayır.
- ¿ Los franceses saben lo que tienen?
Neyse, istihbarata göre İran Fransızlar'dan nükleer çekirdek almaya çalışıyormuş.
Entonces, escucha Inteligencia sugiere que irán está tratando de comprar una ojiva nuclear a los franceses.
Erkekler için Kemik Titreten model bu. Fransızlar burnunu sokmasa iyi olur.
Este es el modelo para hombres y los franceses pueden no entrometerse.
Bak Louis, Fransızlar kral olarak yaptığın hizmetlere gerçekten teşekkür ediyorlar... ama bu işe yaramadı ve biz de başka bir yol denemeye karar verdik, yani...
Mira Luís, los franceses de verdad te agradecen tus servicios como rey pero ya no funciona y decidimos tomar otro rumbo, así que.
Bununla birlikte, Fransızlar hep bu tür şeylerde had safhada serbesttirler.
Aunque por supuesto los franceses son siempre mucho más abiertos con estas cosas.
Peki nasıl oluyor da siz Fransızlar tüm kadınları kapıyorsunuz?
A ver, ¿ por qué los franceses os ligáis a todas las chicas?
Sümüklü Fransızları alaşağı etmek için bahanemiz hazır. Öyleyse geç kalmayalım. Ne dersiniz?
Acaban de darnos una excusa creíble para burlarnos de los franceses, así que no hay tiempo que perder, ¿ de acuerdo?
Fransızların bunu yapması dikkatini çekti mi?
¿ Se fijó usted que el tipo francés hizo esto?
Fransızlar geliyor.
¡ Los franceses vienen!
Fransızlar için çevirini yapayım, annemin kredi kartını kullanalım sen başkalarını bul diye seni öpeyim.
Traduciendo a tipos franceses, comprándote cosas con la tarjeta de crédito de mi mamá, besándote, así podés calentar a otro tipo.
Bir SS görevlisi tarafından kaydedilen tutanaklar Fransızların başlangıçta sınırlı bir işbirliğini öne sürdüğünü gösteriyor.
Las notas tomadas por un oficial SS revelan que inicialmente Francia propuso cooperar con los nazis sólo en medida limitada.
"... ama Fransızların bu işe karışmış olmasını... " "... üzerinden 60 yıl geçmiş olsa da hâlâ aklım almıyor. "
Pero que los franceses hayan hecho eso, es algo que aún no comprendo, 60 años después.
Fransızların dediği gibi : "Sa saroz."
Como dicen en Francia, "ça, s'arrose".
Fransızlar kaypaktırlar Majesteleri biraz dikkatli olsa iyi olur.
Los Franceses puede ser caprichosos y Su Majestad podría mejorar en ser más atenta.
Biz Fransızların dediği gibi çıldırıyorsun.
Te estás volviendo lo que los franceses llamamos le chiflado.
Bütün bu Fransızlar nereden çıkıyorlar?
¿ De dónde vienen todos estos franceses?
Fransızlar çıkarma yaptı.
Los franceses han aterrizado.
Bugün, Galmoral Fransızların işi bitirmesiyle Birleşmiş Milletlere döndü anti devletçi paralı askerler tarafından küçük bir darbe olarak başlayan bir ihtilaf şimdi burada kahramanlar olarak ünlendiler.
Hoy, los franceses entregaron Galmoral a la ONU... finalizando un conflicto que comenzó con un golpe... de mercenarios opositores del gobierno... hoy considerados héroes aquí.
Seni Fransızların kiraladığını duydum.
Escuché que los franceses te tenían.
Fransızlar, o kadar güzel ve yakışıklılar ki.
Los franceses son simplemente tan apuestos.
Biz de bir miktar rica etmek için, Fransızların kapısını çaldık.
Así que le estamos pidiendo ayuda a los franceses.
- Fransızlar ayrıldı.
- Los franceses se van de licencia.
Anavatan Fransızları gibi, biz de ailelerimizi görmek istiyoruz.
Queremos ver a nuestras familias, como los franceses. No es justo, capitán.
Ve Fransızlar Kuzey Afrikalıların hepsinden önce terfi alıyorlar.
¡ Y a los franceses los ascienden antes que a cualquiera de Africa del Norte!
Fransızlar kendilerini ödüllendiriyor, sonra siz beyaz Afrikalıları, ve biz "Yerliler" unutuluyoruz.
Los francese se recompensan a sí mismos, luego, Uds. africanos blancos, y nosotros los indígenas seremos olvidados.
Fransızlar gitti, bizse hiçbir şey alamadık. Bu normal mi?
Los franceses tienen permiso, nosotros nada. ¿ Es normal eso?
Fransızlar!
¡ Los franceses!
Fransızlar!
Los franceses.
Ruslar, İsrailliler, Fransızlar ve bizim için de öyle.
Una terrorista buscada por los rusos, los israelíes, los franceses y nosotros.
Notlarda, Fransızların Amerika'ya karşı kullanabileceği bilgiler var.
Tienen información que los franceses podrían usar para chantajear a EE UU.
Fransızlar arada kaldı.
Los franceses están en apuros.
Bu konuda, yapılan anlaşmadaki bir açık, Fransızların Amerikan vatandaşının malına el koymasını engelliyor, belli şartlar altında, ki bunların arasında uluslararası terörist olmak ve benzeri durumlar da var, kitapları Henry yazdığına göre, onun dul karısı olarak kitaplar senin olmalı.
Sin embargo, hay un tratado, una laguna jurídica en ese tratado, que impide que el gobierno francés se incaute de la propiedad de un ciudadano de EE UU. Bajo ciertas condiciones poco definidas que recientemente hemos expandido debido a la inestable situación terrorista, etcétera. Como los libros los escribió Henry y usted es la viuda, le pertenecen.
Fransızlar bir iki hafta Avrupa Birliğini dinleyecek, sonra ne olacak, durum ciddi.
Los franceses tendrán que escuchar a la Unión Europea. Y después, ¿ qué?
Fransızlar'dan kitapları almalarının tek yolu var. - Fay'in mirasçı olması.
Porque la única forma de sacarle esos libros a los franceses es si Fay es la viuda.
- Fransızlar mı?
¿ Los franceses?
Muhtemelen Fransızlar hariç kimse filmlere tamamen gerçek için gitmez.
¡ Nadie va al cine a ver la verdad, excepto por los franceses!
Acaba şerefli dostum bu ticareti bırakırsak Fransızların hemen yerimize geçip bu işin meyvelerini toplamayacağına akıl erdiriyor mu?
Así... mi honorable amigo, ¿ realmente cree que si dejásemos el comercio, los franceses no tomarían nuestro lugar y se harían con nuestras ganancias?
Fransızlar da bunu paylaşacak.
Ahora los franceses se toman el vino.
Teklifim ise Fransızlar'ın ve Hollandalı ve İspanyol müttefiklerinin lehine olan bu içler acısı aldatmacaya son verilmesi adına Amerikan bayrağı taşıyan tüm gemilere arama ve el konma serbestliğinin getirilmesidir.
Mi propuesta es que todos los navíos con bandera yanqui estén sujetos a revisión y confiscación para terminar con ese lamentable artificio legal de parte de los franceses y de sus aliados alemanes y españoles.
Fransızlar kesinlikle nasıl savaşılacağını biliyor.
Los franchutes luchan con estilo.
Fransız kızları böyle midir?
¿ Son como esta todas las chicas francesas? , cabo?
Güvenlik Bakanlığında, Fransızlar sana iki kitap verecek.
En el Ministerio de Seguridad, los franceses le darán dos libros.