Gelebildiğine sevindim translate Spanish
229 parallel translation
Gelebildiğine sevindim, Jack.
Me alegro de que hayas venido, Jack.
Gelebildiğine sevindim.
Menos mal que consiguió llegar.
Gelebildiğine sevindim.
Celebro que hayan llegado.
- Gelebildiğine sevindim.
- Me alegra que puediera hacerlo.
Hey! Jerry Ryan! Gelebildiğine sevindim.
- Jerry Ryan, qué bien que hayas venido.
- Gelebildiğine sevindim.
- Contento de verlo.
Gelebildiğine sevindim.
Me alegra que hayas venido.
Gelebildiğine sevindim.
Me alegra que llegaras.
- Gelebildiğine sevindim.
- Tarde, pero llegaste
Gelebildiğine sevindim, Sonny.
Qué bueno que viniste, Sonny.
- Gelebildiğine sevindim yavrum.
- Me alegra que hayas venido.
Philip, gelebildiğine sevindim.
Philip, me alegra que haya podido venir.
Pekala, hepinizin içeri gelebildiğine sevindim, çünkü bugün dışarısı çok sıcak sanırsam.
Me alegro que todos pudieran entrar. Vaya que hace calor allá afuera.
- Gelebildiğine sevindim.
- Me alegro de verte, Edward.
- Gelebildiğine sevindim.
- Encantando de que hayas venido.
Sonunda gelebildiğine sevindim, dostum.
Me alegra que al fin vinieras, hermano.
Gelebildiğine sevindim.
Gracias por venir.
- Gelebildiğine sevindim Niles. - Bunu kaçıramazdım.
- Qué bueno que viniste, Niles.
Dick gelebildiğine sevindim.
¡ Dick! Qué bueno que viniste.
- Gelebildiğine sevindim. - Dalga mı geçiyorsun?
- Estoy feliz de que haya venido.
Gelebildiğine sevindim.
Me alegro que hayas podido venir.
Gelebildiğine sevindim.
Me alegra que hayas llegado.
Bu kadar kısa sürede gelebildiğine sevindim.
Gracias por venir tan rápido.
- Kaptan, gelebildiğine sevindim.
- Capitán, me alegra verla.
Gelebildiğine sevindim. Kardeşim Doktor Niles Crane.
Este es mi hermano, el Dr. Niles Crane.
Gelebildiğine sevindim. - Selam, Hank.
- Me alegro que hayas podido venir.
Gelebildiğine sevindim.
Qué bueno que viniste.
Gelebildiğine sevindim Guenter, çünkü aileleri onurlandırma haftasının şerefine sana özel bir süprizim var.
Me alegro de que estés aquí, Guenter. Para el Fin de Semana de los Padres, tengo una sorpresa para ti.
Gelebildiğine sevindim.
Hola. Me alegra que pudieras venir.
Gelebildiğine sevindim Kevin.
Hola, Kevin. Me alegra que hayas podido venir.
- Kaçıp gelebildiğine sevindim.
- Me alegro que pudierais venir.
- Gelebildiğine sevindim, ahbap.
- Me alegra que hayáis venido.
Gelebildiğine sevindim.
Me alegra que pudieses. Estoy fuera.
Oh, tatlım! Gelebildiğine çok sevindim.
Encanto, me alegra que pudieras venir.
Evet, Clyde! Gelebildiğine çok sevindim!
Clyde, me alegra que hayas podido venir.
Gelebildiğine çok sevindim George. Bu tür şeyler genelde tatsız olur.
Me alegro mucho de que hayas estado ahí, George.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me halaga mucho que hayas venido.
- Richard... Gelebildiğine çok sevindim.
- Richard, me alegra que hayas venido.
Sevgilim, gelebildiğine çok sevindim!
¡ Querida, qué suerte que pudiste venir!
Gelebildiğine çok sevindim.
Qué alegría que vinieras.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me alegra que hayas venido.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me alegro de que hayas podido venir.
Gelebildiğine çok sevindim.
- Bien. Me alegro que estés aquí.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me alegro de que hayas venido.
Gelebildiğine sevindim. Teşekkürler.
Qué gusto que hayas venido.
Gelebildiğine çok sevindim.
Fraüline, Guten Tag, es un gusto que haya podido venir
Gelebildiğine çok sevindim.
Es genial que hayas venido.
Kardeşim! Gelebildiğine çok sevindim.
Qué bueno que viniste, hermano.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me alegra que vinieras. Tengo una verdadera emergencia casera.
- Elaine, gelebildiğine çok sevindim.
Elaine, me alegra mucho que vinieras.
Gelebildiğine çok sevindim.
Me alegra tanto que pudieras venir.