English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gelecekler

Gelecekler translate Spanish

2,521 parallel translation
İşte şimdi buraya yanımıza gelecekler.
Bien, ahora tendrán que venir aquí.
Onları çağırdığımızda gelecekler!
La victoria vendrá.
Yine gelecekler Yine saldıracaklar
Pronto han de volver. Volverán a atacar.
Bi dokunsana belki anlarsın tuhaf gelecekler mi sana
Pues quizá si los tocaran... ¿ pueden decirme si se sienten raros? ¿ Esto se siente raro?
Denize ve erkeklere vakitlice kavuşmalarını emreden göksel güçlerin etkisiyle, dişiler birkaç gün içinde gelecekler.
Las hembras llegarán en pocos días, impulsadas por fuerzas celestiales, exigiendo que lleguen con los machos y al mar a tiempo.
- Hayır, gelecekler.
- No, van a llamar.
Teleferikle zirveye çıkacaklar sonra 3 dakikalık bir banzai selamı alıp 1000 metrelik dikey inişle küçük kartal pansiyonundaki finiş çizgisine gelecekler.
Correrán hasta la cima en el teleférico, y luego harán un descenso Banzai de 900 metros de altura hasta la línea de llegada en el refugio "Little Eagle".
Yakında Cehennem'i yerle bir eden seni yemeye gelecekler!
Estarán aquí pronto para devorarte... a ti quien destruyo el infierno.
Belki de ancak kendimiz hakkındaki gerçekleri öğrenmeye hazır olduğumuz günde gelecekler...
Quizá sólo cuando estemos listos para conocer la verdad sobre nuestros propios orígenes... ese día llegará.
Daha küçük, daha yavaş yanan yıldızlar, Güneş'imiz gibi daha yaygın hale gelecekler. Ve dev yıldızlarsa daha nadir.
Las estrellas pequeñas y de combustión lenta como nuestro sol se volverán más comunes y las estrellas gigantes se volverán más raras.
İki gece sonra onlar geri gelecekler ve sonsuza kadar sizin yanınızda olacaklar.
En dos noches van a volver y estar a tu lado para siempre.
Diğerleri yarın gelecekler.
El apoyo llegará mañana.
Benim için gelecekler.
- Vendrán por mí.
Geri gelecekler.
Van a regresar
Ben bazı arkadaşlar edindim bugün öğle yemeğine gelecekler
Tengo buenas not ¡ c ¡ as, encontré unas amistades hoy y tendremos una almuerzo...
Ve seni yakmak için gelecekler.
Y vengan por ti con antorchas.
Eğer İskoçya'da bulunmak, şişko elleriniz kızımın üzerinde gezdirmek olduğunu düşünüyorsan, başına gelecekler var, evlat!
Si piensas que estar en Escocia es una licencia para poner tus manos gordas sobre mi hija, tienes otra cosa que esperar, muchacho!
Bu gece onları almaya gelecekler. "
Van a venir personas esta noche que las van a querer ".
Gelecekler.
Vendrán.
Bu arada yarın sabah et satıcıları et getirmeye gelecekler.
Por cierto, los carniceros... van a entregar mañana en la mañana.
Göte gelecekler!
¡ Les daría donde les duele!
Bize gelecekler, başka seçenekleri yok, bize ihtiyaçları olacak.
Acudirán a nosotros y no tendrán más remedio porque nos necesitarán.
Gelecekler mi? Fransızlar?
¿ Vendrán... los franceses?
Bella için gelecekler.
Vendrán por Bella.
Buraya gelecekler.
Aquí vienen.
Gelecekler.
Ya lo harán.
Gelecekler Benjamin.
La gente va a venir, lo sé.
İlk senin için gelecekler.
Vendrán a por ti primero.
Merak etme, gelecekler.
No te pongas nerviosa, sé que vendrán.
- Ama bu tünel açılınca, gelecekler.
Pero una vez que tengan el túnel... su puerta, vendrán.
Gelecekler.
Vendrán. Lo harán.
Emekli Polis Komiseri, Charles Stanford ve tahmin edilen halefi Başkomiser Marion Mathers Noel Arifesi'nde, Queensboro Projesi'nin Kaliteli Yaşam bölgesini incelemeye gelecekler.
Antes el policía retirado Charles Stanford y ahora su sucesor el capitán Marion Mathers sigue con la redada de Calidad de vida en Queens en la noche de Navidad.
Cork'ta olacak. Cork'a gelecekler.
Van a llegar por Cork.
Eğer buradan yırtsam bile, yine de büyük adamlar peşimden gelecekler. Parçamı bile bırakmazlar.
Aun si lo logro, los peces grandes no me dejarán en paz.
İstişare için buraya gelecekler mi?
¿ Vienen para recibir ayuda?
Patlayıcıları yerleştirip peşimizden gelecekler.
Pondrán las cargas y seguirán adelante.
Daha da cesaretlenip üzerimize gelecekler.
Se volvieron más audaces, comienzan a venir por nosotros. ¿ Por qué lo harían?
Er yada geç gelecekler.
Tarde o temprano llegan.
Geri dönmediklerini fark edince peşimizden gelecekler.
Al ver que no vuelven, vendrán a buscarnos.
Senin peşinden gelecekler ve seni bir köpek gibi öldürecekler.
¡ Te encontrarán y te matarán como a un perro!
Üstesinden gelecekler diyorum.
Para mí lo van a lograr.
Gardiyanlar seni revire götürmek için gelecekler.
Dile a los guardias que te lleven a la enfermería.
- Birazdan gelecekler.
- Ya viene.
Arkadaşların avukat bürosundan gelecekler, değil mi?
Vendrán tus amigos de la firma de abogados, ¿ no?
Bir saat sonra bizi almaya gelecekler.
Tenemos un coche viniendo en una hora.
Monique ve Gustavo öğlen gibi arabayla gelecekler.
Monique y Gustavo llegan en coche a mediodía.
Normal boylarına gelecekler, ama bu birkaç saat alacak o yüzden bir süre bebek bacaklarıyla idare edeceksin.
No te preocupes, crecerán por completo, pero le toma un par de horas, así que tendrás que andar con las piernas de bebe por un rato.
Geleceklerini sanmıyorum. Tabii ki gelecekler. Kadının aklından geçenleri çok iyi biliyorum.
No creo que lo hagan lo harán, yo se lo que ella esta pensando.
Düğüne gelecekler mi?
- ¿ Vendrán a la boda?
Gazeteciler arı sürüsü gibi gelecekler.
Los reporteros vendrán por mí como abejas.
Geri gelecekler.
Regresarán.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]