English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Geleceğim

Geleceğim translate Spanish

11,330 parallel translation
Gelecekte kıyafetlerim ve eğlence hakkında tavsiye için sana geleceğim.
En el futuro, voy a venir a usted consejo sobre mi ropa, Y mi entretenido.
Birileri beni sorarsa, beni az önce gördün, birazdan geleceğim.
Alguien pregunta dónde estoy, sólo... me viste, y regresa enseguida.
Geri geleceğim.
- Volveré.
Geleceğim peder.
Sin duda, padre.
Afedersiniz, geri geleceğim.
- Perdón. Volveré de inmediato.
Çantamı bırakıp geleceğim.
Señor, yo voy a seguir mis maletas en los barrios.
Bir tomar parayı ve bol bahşişi de yanıma alıp yarın ilk iş olarak buraya geleceğim.
Vendré a primera hora mañana con un manojo de efectivo y una gran propina.
- Geleceğim.
Ya voy.
Hemen geleceğim.
Ya voy para allá.
Eğer tam yanımda oturursan eğer geleceğim.
Si te sientas al lado mío, entonces iré.
Tiyatro topluluğunun geleceği, benim geleceğim buna bağlı.
El futuro de las tropas, mi futuro, depende de ella.
Üç saat sonra seni oraya götürmek için almaya geleceğim.
De acuerdo, vendré a buscarte en tres horas para llevarte.
- Ben de seninle geleceğim.
- Iré contigo.
- Yakında geri geleceğim...
- Volveré pronto.
- Burada bekle, hemen geleceğim.
- Espera aquí, ahora vuelvo.
Alex'i ziyaret etmeye en kısa sürede tekrar geleceğim.
Vine a visitar a Alex así que volví.
Bir dakikaya oraya geleceğim.
Llegaré a eso en un minuto.
Sadede geleceğim.
Iré al grano.
Çok yakında sana park bileti bile çıkaramayacak hale geleceğim.
Muy pronto, no podré conseguirte ni un ticket de aparcamiento.
- Evet, o konuya da geleceğim.
los Daleks... Sí, ya estoy llegando al punto.
Birkaç aylığına, bir yıllığına onu al. Onun için geri geleceğim.
Lléveselo por unos meses, le juro que iré a buscarlo.
- Hayır, ben de geleceğim
- No, yo voy.
Herhangi bir aldatmaca olmadan, Amerika Eugeneya geleceğim.
Voy sin ninguna ilusión a Estados Unidos.
Benim bir geleceğim var.
Tengo un futuro.
Cheong Myeong! Senin için geleceğim.
Cheong Myeong, yo te ayudaré.
Nihayetinde geri geleceğim.
No me iré para siempre.
Her şey muntazam ilerlerse, büyücü denince insanların aklına ben geleceğim.
Si todo va según lo planeado, cuando la gente piense en un mago... Pensarán en mí.
Birkaç haftaya kalmaz yanına geleceğim.
En pocas semanas iré contigo.
Hiçbir zaman da sevmedi. Saçım, bir geleceğim ve harika bir Pontiac GTO'm olduğu zaman bile.
Nunca lo ha hecho, ni siquiera cuando tenía pelo y un futuro y un Pontiac GTO de la hostia.
"Geleceğim hakkında umutsuz değilim."
"No estoy desanimada sobre mi futuro".
- Evet, o konuya geleceğim.
- Hay un lobo. - Sí, intento llegar a eso.
Bekleyin, sizin için geri geleceğim.
Espérame, volveré por ti.
Senin için geri geleceğim. Yemin ediyorum.
Volveré por ti, lo juro.
Bak, şu anda seni buradan çıkartamam ama diğerlerine söyleyip, geri geleceğim.
Mira, no puedo sacarte de aquí ahora mismo, pero voy a volver, y le diré a los demás.
Hayatım, kariyerim, geleceğim, hepsi bitti. Hepsi birkaç saniyelik eğlence için.
Mi vida, mi carrera, mi futuro, todo oficialmente arruinado, todo por un par de estúpidos segundos de diversión.
Bu seferlik bunu görmezden geleceğim.
Ahora, te dejare pasar ese error.
Seninle geleceğim.
Fin de la discusión, ¿ sí? Iré contigo.
Gadge, ben de seninle geleceğim.
Iré contigo.
Gelebildiğimce erken geleceğim.
Estaré ahí tan pronto como pueda.
Hayır, babamla konuşur konuşmaz ben de geleceğim.
No, voy a venir tan pronto como hable con mi padre.
Wells bunun geleceğim olduğunu söylemişti.
Wells me dijo que esto era mi futuro.
Kalanını sen tamamla. Ameliyattan sonra hastayı kontrol etmek için geleceğim.
Así que, tú acaba aquí, y yo voy a ver a nuestro paciente en preopertaorio.
İskoçya'ya seninle geleceğim.
Iré a Escocia contigo.
Buradan doğruca geleceğim sanırım ama bunu sonra konuşuruz.
Seguramente vaya directo desde acá. Podemos... Podemos hablar de eso.
Birazdan geleceğim.
Un momento.
- Eğer gideceksen ben de geleceğim.
- Si tú vas. Yo voy contigo.
Yemeğini alıp geleceğim.
Entonces tengo ver que comas tu última comida.
Geri geleceğim.
Volveré.
Önce yerleşmeliyim. Biraz daha yerleştikten sonra geleceğim.
Tengo que instalarme... y en cuanto esté más establecida, entonces iré...
Hemen gidip geleceğim.
Salgo un rato.
O zaman geleceğim.
- Entonces, lo haré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]