Gerekirse translate Spanish
15,421 parallel translation
Doğruyu söylemek gerekirse, Anne ve babamla çok fazla zaman geçirmedim.
La verdad no he pasado mucho tiempo con figuras paternas.
Dürüst olmak gerekirse, o biraz sürtük.
Para ser franco, es una maldita bruja.
Ve dürüst olmak gerekirse, ilk kez böyle kontrolümü kaybetmiyorum.
Y para ser sincera, no es la primera vez que pierdo el control.
- Bunu kıracağım ve sürüklerim - Gerekirse kaskı parçalarım
Romperé esta cosa y el casco, si es necesario.
Basitçe söylemek gerekirse, Ben bir çete üyesiydi.
Para resumir, Ben era un gángster.
Gerekirse gece de çalış.
Durante la noche, si es necesario.
- Bunlardan kutularca var. Ve dürüst olmak gerekirse, ki gayet dürüstüm... Kullanmak için birçok sebep var.
Tengo cajas de esto, y francamente... digo, si te soy sincera... hay razones de sobra para usarlo : pobreza, injusticia, la inhumanidad del hombre hacia el hombre, las peleas de perros.
- Ne gerekirse onu yaparak.
Haremos lo que sea necesario.
Frene basman gerekirse, sadece hafifçe bas.
Si debes frenar, pisa suavemente el freno.
Bizim, ya da kendi adıma konuşmak gerekirse, bu işi nasıI düzelteceğimi biliyorum.
Nosotros, o tal vez yo debería de hablar por mí mismo, sólo quiero saber cómo solucionar este problema.
Hatırlıyor musun? İlk gün "Nasıl kazanacağız" diye sormuştum sen de "Gerçekçi olmak gerekirse, kazanamayacağız" demiştin.
¿ Recuerdas ese primer día cuando te pregunté cómo ganar y tú dijiste : "Realísticamente, no"?
O kadının itibarını yerle bir etmek için gerekirse sol taşağımı feda ederim ama bir şey bulamazsınız.
Daría mi testículo izquierdo por verla en el lodo pero no lo lograrás.
Gerekirse sokak sokak gezip o Frank McGill posterlerini tek tek yırtabilirim.
Saldría a la calle y arrancaría todos los putos posters de Frank McGill si pudiera.
- Bak, gerekirse itiraz...
Puedo apelar públicamente...
Doğruyu söylemek gerekirse, bayağı kötü davranılıyordu.
Para ser sincero, fue duro para ellos.
Dürüst olmak gerekirse... Bir başkasıyla olduğum diğer ilişkimi de batırdım.
Para ser sincero... arruiné otra relación con otra persona.
Söylemem gerekirse formun dikkat çekiyor.
Lo haces de una manera muy peculiar.
Dürüst olmak gerekirse, bu hiçbir fark yapmadı...
Y honestamente, no me importó.
Açıkça söylemek gerekirse, hepsi denizdedir.
- J, que es, francamente, todo en el mar.
Gerekirse servis talimatlarını bırakacağım böylece ne sesini duymam, ne de yüzünü görmem gerekecek.
Voy a dejar las instrucciones para servir, si es necesario, así no tengo que escuchar tu voz, ni ver tu cara.
Dürüst olmak gerekirse adını duyduğumda dava iyice ilgimi çekti.
Y, honestamente, cuando oí su nombre, la hierba gatera.
Söylemek gerekirse çalışmalarınızı bilen biriyim.
Es suficiente decir, que estoy familiarizado con su trabajo.
Ne kadar hayat gerekirse gereksin sen beklemeye değersin.
Por muchas vidas que lleve. Sé que vale la pena esperar por ti.
Dürüst olmak gerekirse, cinsel birliktelik yaşadık.
Para ser sincero, porque tuvimos un encuentro sexual.
Savunmam gerekirse, banyoda olmadı.
Vale, en mi defensa diré que no fue en el baño.
ve dürüst olmak gerekirse artık umuyorum ki, adaylık için ırkçılık konusunu daha fazla konuşmayacağız.
Y francamente, espero que no escuchemos mucho más sobre racismo... al considerar al nominado.
Dürüst olmak gerekirse boktan vaziyetteyim.
Estoy como... jodido, honestamente.
Dürüst olmak gerekirse, tüm zamanımı seninle geçireceğim.
Para ser honesta, prefiero pasar todo mi tiempo contigo.
Onu ararım ama dürüst olmam gerekirse aramaktan rahatsız oluyorum.
Lo llamaría, pero honestamente no me siento cómoda de hacerlo.
Ama, O... Sanırım şokta, sana dürüst olmam gerekirse, O mail'ı gönderdiğini sanmıyorum.
Pero ella... creo que está en shock y para ser honesto contigo, no creo que haya enviado ese correo.
Ama açık olmak gerekirse, ben yarın işe gelmiyorum.
Bien, pero dejemos todo claro, no vendré a trabajar mañana.
Shaolin'den kaçman gerekirse unutma, hangi raya bakacaksın?
- Sí. Recuerda, si debes huir de Shaolin, ¿ de cuáles rieles debes cuidarte?
Gerekirse sokakta vaaz vermeye dönebilirim.
Puedo volver a predicar en la calle si me toca.
- Evet! Dürüst olmam gerekirse, sadece bir tanesini eve götürebildik.
Sí, pero creo que solo uno llegó a la casa.
Kişisel fikir beyan edemeyeceğinizi biliyorum, fakat klinik bir bakış açısıyla, Yani tıbbi bir görüş bildirmeniz gerekirse, sizce de çok fazla sevişmemişler mi?
Sé que no nos juzga, pero del punto de vista clínico un perfil puramente médico del momento ¿ no cree que se revolcaron mucho?
Fiziksel bir yakınlık değildi. Doğruyu söylemem gerekirse bir gün, birbirimize karşı olan hislerimiz hakkında konuşuyorduk. O, ilişkimizin bir sonraki aşamaya geçmesini istedi.
Jamás hubo algo físico, aunque en cierto momento discutimos lo que sentimos el uno por el otro ella quiso ir más allá, pero yo no estuve de acuerdo.
Dürüst olmak gerekirse, sanki edebi Tourette Sendromuna * * yakalanmış gibisin.
Honestamente, es como si tuvieras algún tipo de enfermedad literaria Tourette.
Dürüst olmak gerekirse o avokado tostu çok iyi görünüyordu.
Bueno, para ser justas, esa tostada de aguacate se veía muy bien.
Ve bazen de en dipten tekrar başlamam gerekirse ne olur diye düşünüyorum.
Y a veces me pregunto lo que sería el tocar fondo y tener que empezar de nuevo.
Açık konuşmak gerekirse Delos'takilerin buna neden katlandıklarını bilmiyorum.
Y francamente, no sé por qué los trajeados y Delos siguen aguantándolo.
Dürüst olmak gerekirse, epey çılgın bir günde geldiniz.
Para ser justos, llegaron en un día especialmente loco.
Dürüst olmak gerekirse,... onu kötülediğimi düşünmüyorum.
Bueno, para ser honesta, no creo que lo denigre.
Açıkça söylemek gerekirse, bir yalancı.
Para decirlo sin rodeos, él es un mentiroso.
Kendisi, bir benzetme yapmam gerekirse garson gibi,... her zaman yanlış hesap getiriyor.
Él es, para usar una analogía, como el camarero... que siempre da el cambio equivocado.
Dürüst olmak gerekirse, Jon Snow öldüğünde hepimiz iki hafta izin aldık.
Siendo justos todos nos tomamos dos semanas cuando Jon Snow murió.
Dürüst olmam gerekirse, belki de yılın en iyi çeyreği.
Sinceramente, probablemente sea mi mejor trimestre de todos los años.
Dürüst olmak gerekirse, Ben... Hiçbir fikrim yok.
Sinceramente, no tengo ni idea.
Dürüst olmam gerekirse, yeniden böyle takılmaya başladığımızdan beri tüm o eski hisler geri geldi.
Debo ser sincero, desde que empezamos a vernos otra vez, los viejos sentimientos están volviendo.
Doğruyu söylemek gerekirse, Matt ve ben çıkmaya başladık.
La verdad es que Matt y yo recién empezamos a salir.
Kısaca cevap vermek gerekirse bilmiyorum.
La respuesta corta, no lo sé.
Uzunca cevap vermek gerekirse de öyle.
Así que también es la larga.
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekli değil 44
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekli değil 44