Geçen gün translate Spanish
6,882 parallel translation
Geçen gün bir öğretmenin beni gördüğünü düşünüyorum ancak bir şey söylemedi.
Creo que un maestro me vio el otro día, pero no dijo nada.
Geçen gün sınıfa gittik ve okul kapatılmıştı. John denen iri, gay öğrenci kafayı yemişti.
Bueno, fuimos a clases el otro día y estaba cerrada, y John, un chef pastelero grande y gay, estaba como loco.
Geçen gün tanışmıştık...
Nos conocimos el otro día en...
Ve daha geçen gün Netflix'den kelimesi kelimesine "Seni özledik." diyen bir mail aldın.
Y recibiste un correo de Netflix el otro día. Que decía literalmente "Te extrañamos".
Geçen gün haklı olarak Mycroft'a kızgındın ama sonra bu sabah seni onun yatağında buluyorum.
Entonces, el o... el otro día, estabas... muy apropiadamente enojada con Mycroft... y luego, esta mañana, te encuentro en su cama.
Geçen gün birisi bir Jaguar'ı havaya uçurdu.
Alguien explotó un Jaguar el otro día.
Sen beni her geçen gün az ve daha az seveceksin.
Eres tú quien va a quererme cada vez menos, pero...
Geçen gün 19 bin dolarlık bir çek aldım.
Me dieron un cheque por $ 19.000 el otro día.
Geçen gün koridorda kullanılmış bir prezervatif buldum. - Alo?
Es decir, encontré un condón usado en el pasillo ayer.
- Her geçen gün bunun farkına daha çok varıyorum.
Soy más consciente de eso cada día.
Geçen gün çığ geçti üzerimizden.
Estuvimos en una avalancha el otro día.
Geçen gün senin için sıkıntı yoktu ama.
Eso no pareció molestarte el otro día.
ve bu konuda her geçen gün daha da hevesleniyorlar.
Y lo quieren cada vez con más pasión.
Her geçen gün,
CADA DÍA QUE PASA,
Odum geçen gün yanıma gelip bana bir cinayeti sordu.
Odum vino a verme y me preguntó sobre un homicidio.
Geçen gün, duraksadığını fark ettim.
Vi que dudaste un poco el otro día.
Will ile her şey gerçekten çok iyi gidiyor. Ama geçen gün, hayat bana bir nevi hiç ummadığım bir kör talih gönderdi.
Las cosas han estado yendo muy bien con Will, pero el otro día, la vida me ha presentado un reto, algo que no me esperaba, al menos no tan pronto en nuestra relación. Y esta cosa inesperada... lo has hablado ya con Will, ¿ no?
Wilson her geçen gün kendisini daha fazla savaşın içine çekilmiş buluyordu.
Wilson encontró siendo atraído más y más a la guerra.
Geçen gün Kenny'nin söylediklerini hatırladım. O zaman aklıma geldi.
Recuerdo que Kenny llamo el otro dia, asi que lo relacione.
Birkaç parça eşya almak için babam uğradı geçen gün.
Mi padre fue a recoger algunas cosas más.
Her geçen gün büyük ya da küçük yeni bir zorluk getiriyor ama hayvan bakıcısının o zorluklarla baş etme şekli,... -... işe gerçekten uygun olup olmadığını anlamanızı sağlar.
Cada día trae un nuevo desafío, pequeño y grande, pero es asunto del propietario de un zoológico, estos desafíos, así es como se aprende lo que es realmente este trabajo.
Şunun üzerinden gittik, söylemeliyim ki geçen gün bana verdiğin hastalık listesi oldukça kapsamlıydı ve dikkatli bir incelemeden sonra profesör ve ben aynı kanıya vardık.
Pasamos por lo que, debo decir, una lista muy amplia de las enfermedades que me diste... antes de la reunión de hoy del otro día. Y después de cuidadosas consideraciones. el profesor y yo tenemos la misma opinión.
Geçen gün seni farkeden O idi.
Él es el que se fijó en usted el otro día.
Geçen gün Diogenes'te Norman hakkındaki muhabbetlerine kulak misafiri oldum.
Escuché sin querer cómo algunos de ellos hablaban sobre Norman el otro día en Diogenes.
Geçen gün bana her şey hakkında yalan söyledin şimdi de benden ortağını kurtarmamı bekliyorsun.
El otro día me mintió en todo, y ahora espera que salve a su compañera.
Geçen gün arkadaşımla yemekteydim ve tanımadığım biri sözümü kesti çünkü TV'ye çıkan ünlü biriyim diye benimle fotoğraf çekinmek istedi!
El otro día estaba almorzando con un amigo y un desconocido me interrumpió porque quería hacerse una foto conmigo porque soy famoso en un reality show.
Geçen gün için üzgünüm.
Siento lo del otro día.
Ortalığı cidden birbirine katmak istiyorsan geçen gün aldığım bu yarı otomatik pompalı tam sana göre.
Sí. Si realmente quieres destrozar alguna mierda, acabo de recibir esta escopeta semi-automática el otro día.
Tabii. Geçen gün çocuklarla birlikte Mary geldi.
Por supuesto.
Hassan, geçen gün düşünüyordum da...
El otro día, pensaba en una cosa...
Bak komik bir şey anlatacağım. Geçen gün duydum.
¿ Quieres escuchar una historia divertida?
Ve geçen gün ne olduğu hakkında konuşmalıyız.
Y tenemos que hablar de lo que ocurrió el otro día.
Geçen gün seni gördüm.
Te vi el otro día...
Şöyle başladı ben geçen gün patronumdan zam istedim. Sonra benim kızıma bir okuldan teklif geldi...
Así que todo empezó, le pedí a mi jefe un aumento, de sueldo, el otro día, y el caso es que, verá, mi hija, le han ofrecido...
- Geçen gün birbenbire kayboldunuz.
- Se fue de un modo abrupto.
Geçen gün baktığımız fotoğrafı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas la foto que miramos el otro día?
Geçen gün karım bana poposunun kotunda büyük gözüküp gözükmediğini sordu.
El otro día, mi esposa me preguntó si su culo parecía grande con sus pantalones vaqueros.
Geçen gün ölümle ilgili bir şeyler sormuştun bana.
Me preguntaste sobre la muerte el otro día.
Geçen gün buraya uğrayan polisten kalan tek şey.
Lo único que queda del policía que vino aquí el otro día.
John, geçen gün hakkında konuşmak istiyorum.
Escucha, John, sobre lo del otro día.
Biliyor musun geçen gün için üzgünüm.
Lo siento por lo que pasó el otro día.
Kralın davranışları her geçen gün daha da düzensizleşiyor.
El comportamiento del Rey se está volviendo más errático cada día.
Geçen gün Audi'ye takmamış mıydık?
No hemos equipado el Audi, el otro día?
Her geçen gün, Bu akıllı küçük yaratık büyüdükçe yoluna çıkan tehlikelerle başa çıkabilmek için daha da akıllanır.
Cada día que pase, esta pequeña y astuta criatura irá aprendiendo a sortear los peligros que la selva le tenga reservados.
Üzgünüm, geçen gün yanına gelemedim.
Lamento no haber estado contigo el otro día.
Geçen gün merdivenlerden çıkıyordum ve duydum ki...
El otro día, estaba subiendo las escaleras y escuché...
Geçen gün onu beni bu tarafta beklerken buldum.
El otro día la encontré esperándome en este lado.
Geçen hafta, o gün geldi ve Harvey, "Bugün olmaz." dedi.
La semana pasada, ese día llegó, y Harvey dijo : "hoy no."
Geçen gün için özür dilerim.
Perdón por lo del otro día.
... müttefikler tüm güçleriyle saldırıya geçmiş ve tarihe 100 gün taarruzu olarak geçen...
Los aliados lanzan un ataque a gran escala en lo que vendrá a ser conocido... ¡ Fuego!
İlaçlardan böyle konuşuyorsun derdim geçen yılda her gün aynı soruyu bana sormuş olmasaydın.
Yo diría que son los medicamentos los que hablan si no me hubieras hecho esa misma pregunta todos los días durante el pasado año.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192