Geçmişte translate Spanish
6,291 parallel translation
Sıradan ofis çalışanları, yüksek lisans öğrencileri, işsizler... Geçmişte yaptıklarımı ve planımı onlara anlattığımda şirketin kurulma aşamasında çeşitli görevler aldılar ; hatta yaptıkları üç beş kuruşluk birikimlerinden bağışta bile bulundular. Hayalimiz gerçekleşip de ilk kez mezara adım attığımızda benim için en iyi olan kısım sonunda kabrin sırrına vakıf olduğum an değildi.
universitarios o gente sin trabajo fijo. me ayudaron con varias tareas para crear la organización y hasta donaron el poco dinero que tenían. la mejor parte no fue cuando
Öyle olmamızı istediğini biliyorum ama geçmişte, benden çaldığın geçmişte ne yaşamış olursak olalım gelecek için söyleyecek birkaç sözüm var.
Sé que eso es lo que quieres, pero sea cual sea el pasado que tuvimos... El pasado que me robaste... Sé lo suficiente para hablarte del futuro.
Belki de geçmişte her şeyin farkında değildim.
Creo que... Quizás no veía las cosas claras entonces.
Eğer narsist enerjinizin birazını toplumsal sorunları çözmeye harcamış olsaydınız belki de yükselen deniz seviyeleri, otizm azalan arı nüfusu gibi sorunlar geçmişte kalırdı.
Si ustedes dos pusieran una fracción de su energía narcisista en resolver los problemas que asolan nuestra sociedad y las abejas en peligro de extinción, serían cosas del pasado.
Yardımımı kabul etmenin senin için zor olduğunu anlıyorum Carla ve benim geçmişte yaşadıklarıma dayanarak.
Entiendo que pueda ser difícil para ti aceptar mi ayuda, dado el pasado que Carla y yo compartimos.
Hepsi geçmişte kaldı.
He dejado todo eso atrás.
Bunlar geçmişte yaşanmış.
Eso está en el pasado.
Geçmişte yaptığım şeyi biliyorsun.
Sabes lo que he hecho desde entonces.
Evet geçmişte onu gördüğümü hatırlıyorum.
Sí, la recuerdo de antes.
- C. Sana bir şeyleri açıklama gereği duyduğumdan değil ama Drew Toledo'da fırlatıcıydı ve geçmişte onu vuruşuyla çaresiz bırakan bir vurucuyu mıhladı.
C. No es que necesite explicarte nada a ti, pero Drew estuvo lanzando en Toledo, y le acertó a un bateador que le hizo un jonrón antes.
Ama geçmişte kaldı.
Pero eso está en el pasado.
Geçmişte iyi anlaşamadığımız doğrudur fakat hepimiz bunu ailemizi, klanlarımızı korumak için yaptık.
¡ Sé que es cierto que hasta el momento no fue posible llevarnos bien...! Lo hicimos para proteger a nuestros clanes y compañeros.
Ve yakın geçmişte, hava bükücü çocuklar Avatar'ı bulmuşlardır.
Además, recientemente, los jóvenes maestros del aire encontraron a la Avatar.
Geçmişte, bu diğer yollardan kaç kez kullandık acaba?
¿ Cuántas veces hemos usado esas otras maneras antes?
Geçmişte yazılan, hayvanlarla ilgili peri masalı kitabı ve kimse de bunu durdurmak için bir şey yapmıyor.
Un bestiario de cuento de hadas en tiempo pasado y nadie está levantando un dedo para evitarlo.
Geçmiş geçmişte kaldı.
Eso era entonces.
Her ne biliyorsanız geçmişte kaldı Ajan Bellamy.
Lo que sea que piensa que sabe, agente Bellamy, está en el pasado.
Geçmişte de kalacak.
Se quedará en el pasado.
Aile işleri aslında geçmişte kaldı.
Los negocios familiares son cosa del pasado.
Sırf geçmişte bazılarını hüsrana uğrattığım için geleceğimizden endişelenmezdim.
Yo no me preocuparía por nuestro futuro porque decepcioné a otros en el pasado.
Bu şeye iyi ki geçmişte ulaşmamışız.
Esta cosa mejor que no nos envíe hacia el pasado.
Sen ise geçmişte kalmışsın.
Eres un tipo nostálgico.
Geçmişte değilsek, bunlar nereden çıktı?
Si no estamos en el pasado, ¿ de dónde provienen estas cosas?
Geçmişte, ABD gibi ülkeler bu tür şeyleri kontrol ediyordu.
En el pasado, países como el gran Estados Unidos... controlaban estas cosas.
Büyü sevgi yaratamaz ama geçmişte birini seviyorsan onu yeniden sevmeni sağlayabilir.
La magia no puede crear amor. Pero si alguien te quiso en el pasado, puede volverte a querer.
Ve unuttuğunu biliyorum Emma ama geçmişte beni sevmiştin.
Y sé que lo has olvidado, Emma, pero me quisiste.
Kasap geçmişin, geçmişte kalmasına izin verecek biri değil.
"Cutter" no es alguien que deje el pasado en el pasado.
Geçmişte Sam Braun için illegal bahis işi yapmıs.
En el pasado fue corredor de apuestas de Sam Braun.
Her ne bildiğini sanıyorsan Agent Bellamy, bu geçmişte kaldı.
Cualquier cosa que crea que sabe, agente Bellamy, está en el pasado.
Geçmişte de kalacak.
Y se quedará en el pasado.
Sizden geçmişte olanlara değil, geleceğe odaklanmanızı istiyorum, biz de öyle yapacağız.
Os pido que miréis hacia adelante, no hacia atrás, y nosotros haremos lo mismo.
Her ne bildiğini sanıyorsan ajan Bellamy, bu geçmişte kaldı...
Cualquier cosa que piense que sabe, agente Bellamy, está en el pasado.
-... geçmişte de kalacak.
Y se quedará en el pasado.
Pekâlâ Diane, geçmişte anlaşmazlıklarımız oldu.
De acuerdo, Diane, tuvimos nuestros problemas en el pasado.
Geçmişte politikacıların olumsuz olmayacakları konusunda hemfikir... -... olduklarını duydum ama hep olumsuzlarmış Nedenini biliyorum.
He oído a políticos en el pasado diciendo que no van a ser negativos y siempre acaban siendo negativos, y creo saber por qué.
Sadece bir şeyler oldu ve şimdi geçmişte kaldı.
Es sólo algo que ocurrió. Y todo está en el pasado ahora.
# Benim'in "B" si benim sevgilim... # Uf. Geçmişte çok şey yaşamış galiba.
"B" es por el beso que me pudo dar,
Eğer genişleyen bir evreniniz varsa öyleyse bu, geçmişte daha küçük olduğunu gösterir. ... nihayetinde ise bir başlangıcı olduğunu gösterir.
Ahora, si tenes un universo en expansión, entonces eso implica que era más pequeño en el pasado, y finalmente, implica que había un principio.
Ve sen benim için geçmişte birçok şey yaptın.
Y has hecho tanto por mí en el pasado.
Geçmişte bir kafa travması geçirmiş olmalı.
Por lo que debió haber sufrido algún tipo de trauma en la cabeza en el pasado.
- Geçmişte kaldı bunlar, önemli değil.
Todo está en el pasado. Está bien.
Belki de bu geçmişte öldürüldüğü şekilde birini öldürdüğü için alınan bir intikamdı.
Pudo ser venganza por algo de esa época. - Lo mataron como él mataba.
- Hayır, aslında Krampus'un korsanlık, şifre kırma, spam yollama, smurf saldırı geçmişini ve online yaramazlıklarını inceledim ve geçmişte yüzleştiğimiz üç Noel şeytanının kimliğine ulaştım.
- No. He investigando el historial de Krampus, de sus ataques informáticos, craqueos, hackeos de móviles, sus spams y sus ataques smurf... y actividad online en general y he identificado... a tres personas que han tenido encuentros pasados... con nuestro demonio navideño.
Sanırım talibin seni sıcak tutmak istiyor, geçmişte aranızda olanları gördüm...
Dudo que su pretendiente tenga permitido calentarla. He visto las miradas entre ambos.
Evet çünkü özellikle birçok insanın da söylediği gibi çevreye olan borcumuzdan, daha iyi yakıt ekonomisine ihtiyaç duyulduğundan V8 yakında geçmişte kalmış bir şey olabilir. Yapımcılar bizden 3 eski V8 motorlu araç almamızı ve Arjantin'deki Bariloche şehrine yakın bir otele gitmemizi istediler. Aynen.
- Sí, especialmente ya que, como mucha gente está diciendo, debido al ecologismo, la necesidad de mayor economía de combustible, el V8 podría ser pronto una cosa del pasado.
Geçmişte, samanyolu yıldız doğumlarıyla dolup taşıyordu.
en su pasado, la vía láctea estallaba con la estrella de formación.
Geçmişte Sung Cha Ok'un yaptığı hilelere kurban giden birçok insan önlerinde diz çökmesini istiyor.
Y hay gente afirmando que fue victimizada por los informes fabricados de la Reportera Song.
In Ha, geçmişte buna benzer patlamalar meydana gelmiş mi, öğren.
Choi In Ha, mira a ver si hubo incidentes similares en el pasado en comparación con éste.
Her neyse kocan geçmişte bırakamıyorsa aptalın tekidir.
Mira, lo que sea, es un idiota si no puede lo puso junto a él.
Galaksiler, kabaran ekmekteki üzüm taneleri gibi birbirinden uzaklaşıyor. Bu da uzak geçmişte evrenin çok daha ufak olması gerektiğini akla getiriyor.
Las galaxias se alejan unas de otras como las pasas de un pan que sube lo que sugiere que en el pasado lejano el universo era mucho más pequeño.
Geçmişte aranızda her ne husumet yaşandıysa geçmişte kaldı.
Cualquier rencor que hubiera entre ustedes, quedó en el pasado.
geçmişte kaldı 32
geçmişteki lider 19
geçmiş olsun 71
geçmiş 44
geçmişi 24
geçmiyorum 21
geçmişi unutalım 16
geçmişteki lider 19
geçmiş olsun 71
geçmiş 44
geçmişi 24
geçmiyorum 21
geçmişi unutalım 16