Gidin translate Spanish
22,424 parallel translation
- Tabii ki, siz gidin.
Claro, doctor.
Gidin yakalayın!
¡ Vayan tras ellos!
Gidin!
¡ Váyanse!
Hemen gidin!
¡ Ya váyanse!
08 : 50'ye kadar randevu yerine gelmezsek başaramadık demektir, biz olmadan gidin.
Si no estamos en el punto de encuentro a las 0850 horas, asuman que hemos sido expuestos y continúen sin nosotros.
Peşlerinden gidin!
¡ Vayan tras ellos!
Clary, Meliorn hemen gidin.
Clary, Meliorn, váyanse, ahora.
Gidin.
Andando.
Hazır bırakıyorken gidin.
Váyanse mientras los dejamos.
Gidin, gidin.
Vaya.
Dentze, doğuya gidin.
Dentze, revisa la escalera este.
Gidin. aşağı kal.
Vete, solo vete.
zemin ve yükselmeye asansöre gidin.
Bajas al sótano. Luego sales.
Gidin hadi.
Fuera.
- Eşyalarınızı toplayıp gidin.
- Retírense.
Gidin.
- Váyanse.
Beş büronun hepsine yayın fazladan ekip getirip adliyeye ve yönetim binasına gidin.
Informen a los cinco distritos. Más unidades al Palacio de Justicia y al Ayuntamiento.
Gidin.
Vayan.
Kapıdan çıkıp, sağa gidin!
¡ Por la puerta a la derecha!
Gidin!
¡ Vamos!
Ben de tutuyorum işte. Gidin artık!
Aquí que voy a sujetarlo. ¡ Ahora vete!
Eğer yoksa defolun gidin.
Si no... batirlo.
Beni tutuklayın ya da gidin.
arrestarme o bajar.
Şimdi gidin biraz para kazanın.
Váyanse a hacer plata, mierda.
- Siktirin gidin!
¡ Váyanse al infierno!
Siktirin gidin pis polisler!
No. ¡ Púdranse, malditos cerdos!
- Söylediğinin üzerinden gidin.
tomarle la palabra.
Şimdi sözümü dinleyin de sinemaya falan gidin.
Ahora sigue mi consejo. Ir ver una película o algo así.
Maddy, gidin buradan.
Maddy, sal de aquí.
Siz gidin.
Sólo vete.
Gidin!
¡ Muévanse!
Hadi gidin siz.
Retírense.
- Siktirin gidin zenciler.
- Jódanse, negros. - ¿ Qué fue lo que dijiste?
Jesse James kuzeye karşı sürdürdüğü kişisel savaşta bir zafer daha kazanırken yaklaşık 1600 kilometre uzakta Birleşik Devletler hükümeti Lakota Siyularına bir ültimatom vermişti. Hemen kızılderili yerleşim alanına gidin. Yoksa savaş çıkabilir.
Mientras que Jesse James consigue otra victoria en su guerra personal contra el Norte... a unos 1.600 kilómetros de distancia, a los Sioux Lakota les ha dado un ultimátum el gobierno de los EE.UU... o se trasladan a una reserva inmediatamente... o se arriesgan a una guerra.
Sınıfa gidin.
Llegar a clase.
Gidin işte, hadi.
¡ Sólo vayan! Vayan.
Para istiyorsanız alın gidin.
Si quieren tener el dinero, pueden llevárselo.
Gidin demiştim.
Le dije a él que se fueran.
Binlercesi! Kaçın gidin buradan!
¡ Nos largamos de aquí!
Şimdi gidin!
¡ Ahora, váyanse!
Gidin ve bulun onları.
Vayan por ellos.
Teras katına gidin. Nasılsınız dostlar?
Suba directo al último piso. ¿ Cómo están, amigos?
Bu soruşturmanın sağlamlığı için buradan gidin lütfen.
Por la integridad de esta investigación, por favor, vete.
Eğer bu şartları kabul etmezseniz, başkanınıza gidin.
Si eso les parece inaceptable, hablen con el presidente.
Gidin o zaman. Hadi.
[Pinzón] Está bien, vayan.
- Dükkâna gidin.
- entren en una tienda...
Baba Novac bölgesine de gidin.
Ve también a los que están en el área de Baba Novac.
Evet. Geri gidin.
Sí, retrocedan.
Artık bırakıp gidin.
Váyanse a casa ahora.
- Siktirin gidin polisler!
¡ Púdranse, cerdos!
Gidin hadi.
Marchaos.
gidin burdan 16
gidin hadi 44
gidin şimdi 29
gidin buradan 303
gidin lütfen 20
gidin artık 42
gidin başımdan 60
gidin hadi 44
gidin şimdi 29
gidin buradan 303
gidin lütfen 20
gidin artık 42
gidin başımdan 60