Goreceksiniz translate Spanish
2,645 parallel translation
Hemen önünüzde, Dickens'ın muhtemelen en ünlü kitaplarından "Bir Noel Şarkısı" nın orijinal kopyasını göreceksiniz.
Aquí verán una copia original de Canción de Navidad uno de los libros más famosos de Dickens.
Şimdi göreceksiniz, bu atış benim.
Ahora verás que este tiro es mío.
" Ne Bilmiyorum göreceksiniz o?
¿ Yo me encargaré de qué no sé que es?
- Ben göreceksiniz...
- Me encargaré de que eso...
Ben ne yapabilirim göreceksiniz.
Veré que puedo hacer.
İçeride göreceksiniz.
Ya verán adentro.
Ben, yani Olive Penderghast'in bilindik sürtük kızdan nasıI evin kurtarıcısı haline geldiğimi göreceksiniz.
¿ Cómo, Penderghast de oliva, pasó de ramera supone A una casa real-grúa.
İleride plastik serayı göreceksiniz.
Por allí encontrará un invernadero.
Şimdi ne demek istediğimi göreceksiniz.
Ahora verá lo que quiero decir.
Zamanı geldiğinde, sizde herkes gibi göreceksiniz Profesör.
Ya lo verá, profesor, en el momento justo.
Her şeyin yolunda olduğunu göreceksiniz.
Creo que te darás cuenta que todo está bien.
Göreceksiniz elbette....... elimize geçer geçmez.
¡ Por supuesto! Lo hara. Tan pronto como lo obtenga.
Gru'nun sert tarafını göreceksiniz.
Van a sufrir la ira de Gru!
Bakın, ikiniz de göreceksiniz.
Escuchen los dos.
- Orayı zamanla göreceksiniz
Eventualmente la incluiremos en ese círculo, pero por ahora está estrictamente fuera de límite.
Göreceksiniz.
Ya verás.
- N-Dimethyltryptamine'ni simgelemektedir. Eğer DMT'nin halka yapısına bakarsanız, bağlama yapabileceğiniz sadece 4 pozisyon göreceksiniz.
Si uno se fija en la estructura del anillo del DMT, se dará cuenta de que solo hay 4 puntos en los que se le puede agregar algo.
Bunu göreceksiniz. Bu Unity adında devrim yaratacak bir yazılım olacak.
Como puede ver, este va a revolucionar el Un nuevo software llamado Unity.
Şirketimden mali anlaşmaları düzenleme yetkisini aldım. Şu anda olduğundan daha lehinize olduğunu siz de göreceksiniz.
Tengo autorización de mi Compañía para rehacer el acuerdo financiero, y creo que lo encontrará mucho más favorable para usted de lo que es actualmente.
Çok hoş biri olduğumu göreceksiniz.
Verá que soy un tipo bastante bueno.
O zaman bunun benim hayalim olmadığını göreceksiniz.
Entonces usted sabrá a ciencia cierta, que esto no es mi imaginación.
Durumunuzdaki değişikliği mutlaka göreceksiniz.
Y ciertamente hay un cambio en vuestras circunstancias.
.. bu şovda herşeyi göreceksiniz
Los únicos que ven mi espectáculo. M U N DO DE MARAVl LLAS
Orada daha çok gençti, ama burada burada o zaman nasıl olacağını göreceksiniz.
Es decir, era muy pequeño ahí, pero ésta, es así como se hubiera... visto en ese entonces.
Sen tadı nasıl göreceksiniz Eğer hissedeceksiniz...
Ya veras que a gusto te vas a sentir...
Yukarıda, sol tarafta kuyu göreceksiniz.
Encontraras un camino. Izquierda en el extremo.
20 metre sonra, sizi yüzeye çıkaracak diğer kuyuyu göreceksiniz.
25 metros, hay otro camino que te llevará hasta la luz del día.
Gözlüklerini çıkarıp havaya baktığında.. beni uçarken göreceksiniz... Seni çok seviyorum!
Cada vez que mires a través de él el cielo, siempre recuerda....... que te amo!
Görürsünüz.. hepiniz göreceksiniz
Lo sabrás. Todo el mundo lo sabrá.
Evinin ipotekli olduğunu, yüklü bir borcu olduğunu ve banka hesabında Sofia'nın iki aylık maaşını karşılayabilecek kadar bile para olmadığını göreceksiniz.
Verá la casa hipotecada prestamos ascendentes a millones y una cuenta bancaria sin fondos suficientes para cubrir dos meses de sueldo de Sofía
ve onları tekrar göreceksiniz evet, ilk seçim iptal edilince,... çocuklar şimdi bekliyorlar ki Danıştay bir karara varsın.
Y fueron a verlos de nuevo sí, después de la anulación de las primeras elecciones, los niños están a la espera... de la decisión del Consejo de Estado.
Yakından bakarsanız Natha'nın ayak izlerini göreceksiniz.
Si te miran bien verán huellas de Natha.
- Göreceksiniz, çok güzeldir.
- Ya verás. Es muy bueno.
En ağır cezayı hak ettiğini göreceksiniz.
Van a ver que se merece el peor de los castigos.
Çok yakında, göreceksiniz.
Pronto, ya verás. Deprisa, deprisa.
O gün geldiğinde Siz bazı işaretler hissedeceksiniz ve siz bu işaretlerin ne kadar sağlam olduğunu o zaman ne kadar büyüdüğünü göreceksiniz.
Cuando este día llegue, vas a sentirte segura. Cuando esa seguridad sea inexorable, vas a crecer.
Yakında arkadaşlarının yanında küçük düşürülen bir kadının ne yapabileceğini göreceksiniz.
Pronto aprenderás que las mujeres de sociedad tienen un gusto rabioso por avergonzar a sus amigas.
Büyük Bruce Lee'yi çekim yaparken göreceksiniz.
Veras al gran Bruce Lee en acción.
Wong Fei-hung'u da göreceksiniz.
Verás a Wong Fei-Hung.
Kızınızı göreceksiniz.
Sí, verá a su hija.
Kızınızı göreceksiniz, söz veriyorum.
Usted la va a ver. Se lo prometo.
Ve siz, sevgili Peder güvenip de günah çıkardığım kişi siz de çok yükselecek, ardından çok kötü günler göreceksiniz.
Y usted, buen Padre el confesor en quien confiaba usted escalará muy alto algún día, solo para caer.
Kötü günler göreceksiniz.
Solo para caer.
Ama önce uzun süre işkence göreceksiniz dar ağacında ondan af dileyeceksiniz, boynunuz kopacak ve kendinize yazık etmiş olacaksınız.
Cuando sus torturadores hayan terminado con vos le suplicaréis perdón desde el cadalso os restallará el cuello y soltaréis el vientre. Nada noble hay en ser colgado.
Biraz sonra göreceksiniz. 1.
La verán en un minuto.
Sürpriz, göreceksiniz.
- Es una sorpresa. Ya lo verás.
Göreceksiniz... Karakolu kontrol et!
CASAL : ¿ Por qué no te fijás en la comisaria?
USB bellekte video olduğunu göreceksiniz.
Hay un video cargado. Véalo. Sabrá la verdad.
Göreceksiniz.
Ya me entenderás.
Eğer şu güney yakadaki dağ koluna, bakacak olursanız Honcho Tepesi denilen yeri göreceksiniz.Orası için, sanırım, bize göre uç sınır diyebilirsiniz.
Si mira hacia el sur a ese tercer espolón que ve ahí que se llama Colina Honcho, que es como el enemigo, podría decir el límite de avanzada para nosotros.
Ve biraz olsun beni tanıdığınız zaman, yasal göçmenliğe inandığımı da göreceksiniz.
Y si.. miras en mi programa verás que actualmente creo en la inmigración legal