Görüyor translate Spanish
22,655 parallel translation
- Bunları görüyor musun Coulson.
¿ Ves esto, Coulson?
Saat gecenin biri, ışığı görüyor musun?
Fue por la noche. ¿ Ves la luz?
Çember oluşturan kanı görüyor musun?
¿ Ve que la sangre forma un círculo?
Arkadaki lazer devresini görüyor musun?
¿ Ves el circuito láser de la parte de atrás?
Şuradaki kardeşim Nick'i görüyor musun?
¿ Ves aquí a mi hermano Nick?
O benim tenimin ötesini görüyor. Karanlık, siyah ruhumu görüyor. Carl.
Él ve más allá de mi piel hasta mi alma oscura y negra.
Bu hamileliği bir tek Frank iyi bir fikir olarak görüyor.
Frank es la única persona que piensa que tu embarazo, es una buena idea.
Koçanları görüyor musun?
¿ Ves esos talones?
Herkesin sizi görüyor olması daha az riskli.
Es mejor suponer que todos tienen la Visión que apostar a que no la tengan.
Film sosyal medyada ilgi görüyor.
Está midiendo bien en las redes.
Sadece ailemi o kadar tanıyan başka birini biliyor musun beni şeytanın kızı gibi görüyor.
Es sólo que... Ella es otra persona que conocía a mis padres quienes, tú sabes, y que decían que ella era el engendro de Satanás, ¿ sabes?
Ne kadar güzel, görüyor musunuz?
¿ Veis cuán hermoso es?
Bu tabağı görüyor musunuz hanımefendi?
¿ Ve este plato, señora?
Şimdi tüm bu alanında en önemli figürleri birbirine bağlayan şeyi görüyor musun?
¿ Ya sabe qué es, el hilo rojo e invisible que los conecta a todos, a las figuras más importantes de cada disciplina?
Gökyüzünü görüyor musunuz?
¿ Veis el cielo?
Tanrı'yı görüyor musunuz?
¿ Veis a Dios?
Yukarı bakın. Gökyüzünü görüyor musunuz?
Mirad arriba. ¿ Veis el cielo?
Sana anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum ama, kocan terapi görüyor.
No sé si hago bien en decírtelo, pero tu marido va a terapia.
Quayle, Snyder'i öncelikli hedef olarak görüyor.
Quayle ve a Snyder como la prioridad.
Onlar da bunu bilim kurgu olarak görüyor.
Todos piensan que es ciencia ficción.
- Arkamda ne olduğunu görüyor musunuz?
¿ Ves lo que hay detrás de mí?
Gözü bir tek onu görüyor. Ve bundan başka bir şey de yok.
Y eso es todo lo que ve, y nada más que el arco.
Buraya gelmiş. Görüyor musun?
Ella esta aqui. ¿ La ves?
Hedefi görüyor muyuz?
¿ Saben dónde está el objetivo?
Gölge Avcıları kendilerini bizden üstün görüyor.
Los cazadores de sombras piensan que son mejores que nosotros.
Şuraya bak. Görüyor musun?
Ahora, mira todo eso. ¿ Ves?
Merak ediyorum da, soykırımcı manyaklar rüyalarında ne görüyor?
¿ Con qué soñarán los maniáticos genocidas, me pregunto?
- Ama öğretmenleri görüyor.
Pero los maestros no.
İş görüyor Greg.
Cumple su función, Greg.
- Bir etrafına bak. Burada sanat eseri görüyor musun?
Mire alrededor. ¿ Ve alguna puta obra de arte aquí?
Şu kırmızılı olan kızı görüyor musun?
¿ Ves a la chica bajo aquella luz roja?
- Hala Marine'yi görüyor musun?
- ¿ Todavía ves a Marine?
Bazen duvarda küçük suratlar görüyor ve bazen de, Roy Orbison'u.
Y gente pequeña en las paredes y, a veces, a Roy Orbison.
Bence sanrılar görüyor olabilirsin.
Creo que puede tratarse de alucinaciones.
Şimdi de Mutfak'ın her tarafındaki insanlar zarar görüyor.
Están repartiendo leña a lo largo y ancho de la Cocina.
Bunu görüyor musun? Tamam.
¿ Ves?
Rüzgar, kar buzu delen makineler, ufka uzanan uzun boru hatları. Görüyor musunuz?
Viento, nieve máquinas perforando hielo tuberías largas se extienden al horizonte. ¿ Lo ve?
Halkın zarar görüyor.
Su pueblo sufre.
Oradaki babayı görüyor musun?
¿ El padre que ve allí?
Size şanslı biri gibi görüyor mu Bay...
¿ Le parece que tenga suerte, señor...?
Ön kapıyı görüyor musun?
¿ Viste la puerta?
- Pekala, onu görüyor musun?
- ¿ Lo ves a él?
Aşağıda kimseyi görüyor musun?
¿ Viste a alguien ahí?
Aramızdaki tek fark benim Zaman Çizgisini senden... -... çok daha geniş bir açıda görüyor olmam.
La única diferencia entre nosotros es que mi visión de la línea temporal es mucho más lejana y amplia que la tuya.
Kendini Şeytan'ın yerine koyuyorsa kendini kötü olarak görüyor olmalı.
Si él está posicionándose como el Diablo, ¿ verdad? Él debe verse a sí mismo como el mal. Mm!
Onu görüyor musun Supergirl?
Supergirl, ¿ tienes contacto visual?
- Clary başkasını görüyor. Bak...
Mira...
Şunu görüyor musunuz? Şu evdeki ışığa bakın.
Se da cuenta?
Bir şey görüyor musun?
Ves algo?
Ne kadar kolay görüyor musunuz?
¿ Ven qué fácil es?
Görüyor musun?
¿ Ves?
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100
görüyorsun işte 24
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100
görüyorsun işte 24