Gösteri translate Spanish
8,912 parallel translation
Aman ne gösteri!
¡ Vaya espectáculo!
muhteşem bir gösteri!
¡ Qué increíble espectáculo!
Evet, harika bir gösteri.
Creo que es un espectáculo genial.
Bu gösteri boyunca seni idare eder.
Eso te mantendrá durante el show
Gösteri devam etmek zorunda mı?
¿ Ha de continuar el espectáculo?
Diane, herkesin içinde büyük bir gösteri sergiliyorsun.
Diane, estás montando un espectáculo.
Tüm bu gösteri için özür dilerim ama aslında Anna hiç burada olmadı, tatlım.
Siento todo el teatro pero en verdad nunca estuvo aquí, cariño.
Bir gösteri iyi olurdu.
No me importaría una demostración.
Tam olarak gösteri için yapılır.
Hacen un gran espectáculo.
İyi gösteri.
Buen show.
Bak sen, Bay Gösteri Dünyası konuştu.
Dios mío. El señor del mundo del espectáculo ha hablado.
İkram ettiğim yemek sade olduğundan bir parça lezzet katmak amacıyla sizlere bir gösteri hazırlattım.
La comida que ofrezco es sencilla así que enseño una función para darle algo de sabor.
Gösteri başlamak üzere.
El espectáculo va a empezar.
- Koro bu akşam nerede gösteri yapacak?
¿ Dónde canta el coro esta noche?
Bu hayatında görüp görebileceğin en bomba altı saatlik gösteri olacak.
¡ Será el espectáculo de seis horas más cañero que habrás visto jamás en la vida!
Şüpheli birini görmemiş ve gösteri için kızları sıraya sokmadan önce Sophie'nin yokluğunu anlamamış. Kızların bir kaçıyla konuşacağım.
No vio a nadie sospechoso... y no se percató que Sophie desapareció... hasta que las niñas se pusieron en fila.
Ama gösteri başlamadan ve Sophie ortadan kaybolmadan on beş dakika önce kartı kullanılmış.
Sin embargo, su tarjeta fue utilizada... 15 minutos antes que empezara el recital y otra vez... unos minutos luego de que Sophie desapareciera.
Bu görüntü gösteri başlamadan önce okulun dışında çekilmiş. Hula kızının arkası.
Esto fue grabado fuera del colegio... antes que empezara el recital.
Bir toplumun gösteri veya örgütlenme yetisi insanların özel hayatı olmadığı zaman sekteye uğrar.
La libertad de la población para manifestarse... u organizarse para ir en contra del gobierno, se reduce considerablemente... si se les priva de privacidad.
Annem gösteri işindedir benim.
Mi madre está en el mundo del espectáculo.
Ne acınası bir gösteri.
Qué espectáculo más patético.
- Buraya yalnızca kültür ve gösteri için geldik. - Cidden mi?
Solo estamos aquí por la cultura y por el espectáculo de hoy.
- Gösteri zamanı!
- ¡ Es la hora del espectáculo!
Her şeyin, yarın Kuvira için yapılacak gösteri için hazır olmasını istiyorum.
Quiero que todo esté en orden para la demostración definitiva ante Kuvira mañana.
Bütün bunların hepsi gösteri miydi yani?
- ¿ Esto sólo fue un espectáculo?
Oh peki, sanırım gösteri zamanı.
Bueno, creo que es hora del show.
Bunun çok rahat bir gösteri olması gerekiyordu.
Supuestamente sería una escalofriante actuación.
Evet, ama gösteri için destek istediler.
Sí, han pedido refuerzos para la manifestación.
Güzel bir gösteri mi bu sence?
¿ Te gusta el espectáculo?
Münih, Paris ve Londra'da şöhrete kavuştuktan sonra.. .. Giacomo'muz yine bir mimik sanatçısı olarak bir gösteri sunacak.
¡ Tras sus éxitos en Mónaco, París y Londres, nuestro Giacomo hará su último número de mimo!
Gösteri zamanı!
¡ HORA DEL SHOW!
Evet, gösteri vakti.
¡ Sí, es la hora del espectáculo!
Muhteşem Galardo gösteri sırasında asistanlarından birini delik deşik etmiş. Ama Sherlock bıçağı Galardo'nun değil, seyircilerden birinin attığını düşünüyor.
El Gran Galardo perforó a una de sus asistentes durante un acto, solo que Sherlock piensa que el cuchillo fue lanzado por alguien en el público, no por Galardo.
Gösteri işinde az para olduğu için de gençliğinde siz Amerikalıların deyişiyle futbola yöneldi.
Solo que hay poco dinero en el mundo de las artes de empalamiento. Así que, cuando joven, se volcó a lo que ustedes norteamericanos llaman "futbol".
Yoksa gösteri için mi geldin?
¿ O estás aquí por el show?
Gösteri de öyle, bitti mi?
Sí. Así que el espectáculo, ¿ se hace?
Çevresel bir gösteri için.
Para un espectáculo ecológico.
Bu tulumları gösteri yapan bir gerzek için yapmıyoruz.
No estamos construyendo estos trajes para un idiota haciendo un espectáculo mediocre, ¿ de acuerdo?
Bu gösteri daha yeni başlıyor.
El espectáculo acaba de empezar.
Evet, gösteri bu geceydi ve ben tamamen unutmuştum.
- sí, la premier era esta noche, y me olvidé.
Yemek ve gösteri.
Cena y espectáculo.
Yaşasın, gösteri.
¡ Un show, un show!
Onun stratejisi gösteri sergilemektir.
Su estrategia consiste en montar un espectáculo.
Aslında ustanın tek başına yapılan gösteri ile ilgilenmeyen ve dahası, mükemmel bir uyum bekleyen bir dişi için çırağına ihtiyacı var.
De hecho, el maestro necesita a su compañero de ala, porque una hembra ni siquiera mirará a un solista. Y además, ella espera una perfecta armonía.
Gösteri zamanı geldi.
Showtime, la gente.
Fifi Fifi'ninki gibi bir gösteri olacak sanıyordum.
Creí que sería un espectáculo como el de Frou Frou.
Gösteri başlasın.
¡ Es la puta hora del espectáculo!
Gösteri yok mu?
¿ Nada de espectáculo?
- Evet, canlı gösteri senin fikrindi, evet.
- Claro. - Sí. Fue idea tuya
Pekala gösteri bitti.
De acuerdo, se acabó el espectáculo.
Ama asıl gösteri baharın gelmesi ile başlar.
- son practicar su baile de cortejo y replantear una reclamación por la mejor manchas en lo que será su escenario. Pero el verdadero espectáculo comienza con la llegada de la primavera.
gösteririm 21
gösteri bitti 56
gösterin 31
gösteri zamanı 81
gösteri sona erdi 16
gösterin bana 21
gösteri başlamak üzere 16
gösterin kendinizi 17
gösteri devam etmeli 22
göstereceğim 43
gösteri bitti 56
gösterin 31
gösteri zamanı 81
gösteri sona erdi 16
gösterin bana 21
gösteri başlamak üzere 16
gösterin kendinizi 17
gösteri devam etmeli 22
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster onlara 61
göster bize 25
göster ona 87
göstereyim 129
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster onlara 61
göster bize 25
göster ona 87