English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gösterin

Gösterin translate Spanish

3,629 parallel translation
Şimdi, aptalca gösterin bittiyse yetişkin muhabbetine devam edebilir miyiz?
¿ Ha terminado el show de tontos para que podamos hablar de cosas de adultos?
İşinize biraz özen gösterin beyler.
Tened un poco de orgullo de vuestro trabajo, caballeros.
"Ribis sarmaşıklarına yol gösterin"
Lideré la liga en la universidad.
Düşmana kırsaldaki misillememizin ne kadar yıkıcı olduğunu gösterin.
Y muestre a los mariscales el efecto devastador de nuestras armas... -... de represalia. - Bien.
Ölen insanlar gösterin.
Pon a gente que se este muriendo.
- Ölen insanlar gösterin.
Gente muriendo.
Senin bu küçük dans gösterin bize çok çok büyük bir işe mâl olmuş olabilir. İşin komik tarafı ise bu iş benim umurumda değil çünkü bize mangır getirmiyor. Peki.
Tu pequeña danza puede habernos costado un trabajo muy muy grande
Görünüşe bakılırsa, senin dans gösterin her tarafa yayılmış ve ona bir servet kazandırmış.
Aparentemente tu pequeño baile se ha echo viral y le ha dado una fortuna.
Ya da bana bir fotoğraf gösterin...
O me mostréis una foto...
Siz gösterin çaldıklarınızı, ben aralarından seçeyim.
Enseñadme lo que habéis robado y yo los cogeré.
Lütfen gülümseyin ve Vampir dişlerinizi gösterin.
Por favor sonrisa y espectáculos su Vampirzähnchen!
Desteğinizi ve sevginizi ondan esirgemeyin lütfen ona, dinleyicilerin ve radyo tutkunlarının gerçek gücünü gösterin.
Envíenle todo su cariño y apoyo... y muéstrenle el poder de los oyentes y amantes de la radio.
Fakat soru sormadan önce, ona bileziği gösterin.
Pero antes de que comience a hacer preguntas, le muestra el brazalete.
Köşelerinizden kendinizi gösterin lütfen.
Asomaos a la esquina, por favor.
Pislikler! Gösterin kendinizi.
Estoy bajo control.
Biraz sevgi gösterin.
Denme algo de amor, ¿ eh?
Bir İncil bul da beşinci emri iyice bir oku : "Annenize saygı gösterin."
Quizá deberías coger una Biblia y empollarte el quinto mandamiento, ese que dice "Honrarás a tu madre".
Onlara ne kadar minnettar olduğunuzu gösterin ve ellerinizi cebinize götürüp bir bilet alın.
Muéstrenles lo mucho que los aprecian y escarben en sus bolsillos para comprar un boleto o un pastel.
Tudor itlerine Midland'in azametini gösterin!
¡ Mostrad a los perros de Tudor el orgullo de Midland!
Bill Maher der ki, Bana güzel bir kadın gösterin ben de size onunla olmaktan sıkılmış bir koca göstereyim.
Bill Maher dice, "enséñame una mujer hermosa, y te mostraré al marido que esta harto de dormir con ella".
Dürüst olmak gerekirse, gösterin en önemli şey.
Obviamente es tu mas importante show.
Kantindeki küçük gösterin Top Dog'ın kulağına gitmiş.
Mandamás escuchó sobre tu pequeño espectáculo en la cantina.
* Öyle iyi oynadın ki, gösterin çok eğlenceliydi * * Ama bitti şimdi * * Haydi, selam ver *
* ya que esto fue un espectáculo * * muy entretenido * * pero esto ya se acabó * * anda * * y haz una reverencia * * pero esto ya acabó *
İnanılmaz olacağınıza eminim, keyfinize bakın ve Ryan'a kazanmayı hak ettiğinizi gösterin.
Chicos, vais a estar maravillosos así que solo divertíos esta noche, y mostradle a Ryan por qué estáis aquí.
Bay Alvarez, ona ellerinizi gösterin.
Sr. Álvarez, muéstrele sus manos.
Beni Tom Kane'den tamamen ayırıp sizin tüm gücünüzün arkamda olduğunu gösterin.
Ayudar a impulsar mi alejamiento de Tom Kane a través de brindarme todo el poder de su departamento.
Ona güvendiğinizi gösterin.
Se tiene que querer a un hombre con confianza.
Dinleyin işin içindesiniz. Destek gösterin, tamam mı?
Ustedes podrían ser pero necesitan sorprenderme.
Anlayış gösterin.
Sólo decencia.
Pekâlâ, hatunlar, gösterin kendinizi.
Muy bien, señoritas. Es la hora.
Günlerini gösterin onlara!
¡ Sacudan la Tierra! ¡ Muéstrenles!
Ama anlayış gösterin. Orada bir dakika daha kalamayız, anlıyor musunuz?
Pero tiene que entender que no podemos vivir en ese sitio un minuto más.
Hadi, tam yerini gösterin.
Vengan y muéstrenme el lugar exacto.
Gösterin fevkalade.
El tempo es genial.
Bu tarifi protestoculara gösterin.
Enseñen este boceto por ahí, hablen con los otros manifestantes.
- Gösterin.
Ponga el'em up.
Bu gösterin Charlotte'un iyileşme sürecini bayağı bir geri atar artık.
Ese desplante tuyo fue de infinita ayuda para la recuperación de Charlotte.
Bölgenize oldukça özen gösterin.
Revise su lista de tareas pendientes con cuidado.
Puss Amca'nıza Fısıldayan'ın nerede yaşadığını gösterin bakalım.
Usted muestra el tío Gato El hombre que susurraba en donde vive.
Pekâlâ, çocuklar. Marifetinizi gösterin.
Muy bien, chicos, a ver lo que tenéis.
İlk Broadway gösterin.
Es tu primer espectáculo de Broadway.
Bana defineyi gösterin!
¡ Enséñame el tesoro!
- Lütfen, havucuma saygı gösterin biraz.
- Por favor, respétenme la zanahoria.
Tamam bebekler. Tarzınızı gösterin. Yüzünüzü gösterin.
Eso, bebés denme, moda denme brillo. ¡ Sí!
Bunlar saygın insanlar, öncelik gösterin.
Son gente decente, sírveles primero.
Bari beni şu öteki adamlarla aynı yere koyacak nezaketi gösterin.
Al menos podríais tener la decencia de encerrarme con los otros hombres.
Ufak gösterin Garland'ın masumiyetini kanıtlamıyor.
Tu pequeña demostración no prueba la inocencia de Garland.
Kralınıza saygı gösterin!
¡ Muestren respeto por su Rey!
Bize cihazı gösterin, biz de size işi verelim.
Muestrenos el dispositivo, y le daremos el trabajo.
- Elbette, gösterin...
- Claro, tienes...
Bana gösterin.
Enséñamelo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]